Gece uyuyamamıştım. Masamın kenarındaki alarm çalmaya başladığında çoktan yatakta oturur haldeydim. Dün akşama doğru geziden dönmüştük. Eve geldiğimde annemin çekimde, babamın ise hâlâ polis teşkilatında olduğunu öğrenmiş, sessiz evde Hyerin teyzenin yaptığı yemeği yiyip odama çekilmiştim.
Çıplak ayaklarımı soğuk zemine basarken çekmeceden kalın bir çorap giyip banyoya ilerledim. Aynadaki yansımama bakarken göz altlarımda morluklar fazlasıyla belliydi. Burnum eskisi kadar çok akmıyordu, kısacası hastalığın çoğunluğunu atlatmış sayılırdım. Yine de kendime dikkat etmem gerekliydi.
Yüzümü yıkayıp işimi hallettikten sonra sırt çantama o günkü ders kitaplarını yerleştirdim. Gardırobumdan okul kıyafetimi ve kalın bir külotlu çorabımı çıkardım. Üstümü giydikten sonra aynada iyi göründüğüme karar verip çantamı ve telefonumu alıp odamdan çıktım.
Onlarca mesaj ve arama vardı. Seon Mi, Tae Hee ve Jongdae fazlasıyla mesaj atmış, içlerinden en şaşırdığım ise Sehun'un beni aramış olmasıydı.
Ona olan sinirim hâlâ geçmiş değildi. Sunyeon'un saçma bağırışları, Sehun'un konuşması aklıma doldu. Sunyeon'la sadece basit bir iddia için çıktığını söylemiş olması ona olan, onun bilmediği, güvenimi biraz da olsa kırmıştı. Sehun'un ona olan tavrından dolayı bana bağırmıştı Sunyeon.
Ben bana bağırılmasından nefret ederdim bir kere. Tanrım, Sunyeon üstelik Sehun'u kazanabilmek için benim Kai'yle çıktığımı iddia etmişti. Bu her şeyden daha çok sinirlenmeme neden olurken okulda karşıma çıkmamasını umuyordum. Onun saçma davranışlarının sorumlusu ben değildim. Onunla aramda daha düzgün bir arkadaşlık bile yoktu, neyin sorumlusu ben olabilirdim ki?
Kapıya vardığımda üstüme kalın montumu giyip beremi geçirdim. Botlarımı giyip çıktığımda hava önceye oranla fazla soğuk değildi. Kulaklarımı takıp müzik dinlerken okula yürümeye devam ettim. En azından bu günümün sorunsuz geçmesini istiyordum. Okulda kimsenin öğrenmediğini umuyordum, Sunyeon'un yaydığı dedikodu yüzünden kimseden saçma bir şey duymak istemiyordum.
Belki de bugün okula gitmeyip ortalığın durulmasını beklemeliydim. Yolda duraksarken kaşlarımı çattım. Hayır. Ortalığın durulacağı falan olmayacaktı, dedikodu yayıldıkça yayılacaktı. Ben gitmediğimde ise sadece bunu kabul ettiğimi düşünecekti herkes. Dişlerimi sinirle sıkarken adımlarımı sertçe basarak ilerlemeye başladım.
Kai'nin bu konuda kime ne dediği bilmiyordum. Belki de bunu benim çıkarttığımı düşünecek, onun sırrını kendi çıkarıma kullanacağımı düşünecekti. Sunyeon başıma büyük bir pislik açmış, olacakları izliyordu muhtemelen. Beni fazlasıyla küçümsüyordu. Onun kolaylıkla dedikodu yayarak ezebileceği biri değilim ben. Olamazdım da.
Bakış açıma Jongdae girdiğinde adımlarımı yavaşlattım. Onunla şu an konuşmak istemiyordum. Onun hiçbir suçunun olmamasına rağmen o da zarar görüyordu eminim. Kai ile kavga etmiştim ve o delirmişti. Sehun beni koruduğu için Sunyeon bana saldırmış, Kai'yle çıktığımla alakalı saçmalıklar söylemişti. Üstelik Sehun'dan, Sunyeon'un iddia malzemesi olduğunu duymuştum.
Hepsi sadece iki üç günlük gezide gerçekleşmişti. kafamda durduramadığım düşüncelerim sel gibiydi. Dönerken ne olduğunu idrak edememiştim bile. Aklımda Tae Hee'nin geçen sene söylediği sözler gelip durmuştu.
Sehun sağı solu belli olmayandı ve ben kendi düzenimi bozmayı sevmezdim. Ben kafa karışıklığından nefret ederdim, Sehun ise başlı başına bir karmaşaydı. Dokunduğunuzda yanardınız, ama kendisi asla kül olmazdı. Kül ederdi sadece.
Okulun bahçesine girdiğimde bir kaç kişinin bakışlarının üzerimde gezmesini umursamadan okulun binasına girdim. Hızlıca sınıfa girdiğimde Tae Hee ve Seon Mi sıramda oturmuş konuşuyorlardı. Yüzlerinde anlam veremediğim ifadeleriyle bana döndü ikisi de. Tae Hee çantamı sırtımdan alıp sırama koydu. Seon Mi ise kolumdan ittirerek sınıftan çıkardı beni.
![](https://img.wattpad.com/cover/144852976-288-k198541.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cherry 오 sehun
FanfictionSoğuk bir kış gecesiydi. Dudaklarından dökülen vişne rengi ses, kırıklarıma dolmuştu. ⌜ by:exoschalice started: 11april2018 finished: ━ ship: boyxgirl ━sehunxhara ⌟