- Blue -Sahilden döndükten sonra ne kadarda yorulduğumu fark ettim.
Ve tabii ki birazda kendimden geçmiş gibiydim. Çünkü Harry pisliğin tekiydi.
Normal olan şeylerdi. Çokta şaşırmamalıydım.
"Hey... Birine ihtiyaç duyarsan eğer..."
"Şimdi değil Harry." diye homurdandım.
"Ah hadi ama hiç mi zevk yok?"
Hafifçe kafamı salladım ve kendimi yatağa attım.
"Ne oldu? Asla böyle bir teklifi geri çevirmezdin." dedikten sonra yatağa oturduğunda yatak aşağı doğru çöktü.
"Dylan."
"Ah. Doğru ya. O yarrak kafalı senin kalbini kırmıştı değil mi?"
"Ona açıklama fırsatı bile vermedim." diye mırıldandım. "Ama artık şu anda seninle aynı yerdeyim. Yine. Hepsi tekrar oluyor."
"Asla senin canını yakmam,yakmadım."
"Ya evet tabii. Tekrar düşün."
Ona kaşlarımı kaldırarak baktım.
Düşündü. "Ne yaptım?" dedi sonunda.
Tam da ne yaptığından habersiz gibi davranıyor.
"Sen.. Sen beni 12. sınıfta iken herkesin önünde rezil ettin,utandırdın beni. O konuşma benim için çok önemliydi. Hepsinin sorumlusu da işe yaramaz şey olan sendin."
Kalbim bu acılı hatırayı hatırlayınca acımaya başlamıştı.
"Bu lisedeykendi,y-"
Sözünü kestim.
"Ve bunların hepsi tam iki yıl önce yaşandı."
"Özür dilerim."
"Tabii özür birşeyleri değiştirmeyecek. Ama denediğin için teşekkürler." dedim dalga geçerek.
Harry omuz silkti.
"Peki. Herşey yolundaysa artık biraz yalnız kalmak istiyorum." Ona dışarı çıkması için kafamla işaret yaptım.
"Yanlış olan neydi?"
"Senin umrundamı ki sanki?"
"Neden bu kadar çok üstüne alınıyorsun birşeyleri Blue? Bunun için çabalıyorum,çoğu insan için. Diğerleri için. Eğer kahrolası senin herşeyini umursuyorum sanıyorsan öyle değil. Umursamıyorum. Benim hakkımda birşeyler bildiğini düşünüyorsanda yanılıyorsun. Şimdi kapa lanet çeneni tamam mı?" dedi bana atışarak.
Yüzümde duygusuz bir ifadeyle ona baktım. "Tamam." dedim omuz silkerek. "Lanet olası yönetim ilaveten birşey isterse eğer... Onlara siktir gidin de." dedim ve onu ittim. Böylece sadece benim yüzümü görebiliyordu.
Onu kapıya sürükledim ve kapı dışarı ettim.
Sızlanarak kendimi yatağa attım. "Kendime ne halt ediyorum ben." diye fısıldadım kendi kendime.
Yanımdaki telefonum çaldığında uzanarak onu aldım.
İlgisizce arayana cevap verip telefonu kulağıma getirdim.
"Ne?" dedim sıkıntılı bir sesle. Hannah olduğunu biliyordum.
"Merhaba. Blue Anderson ile mi görüşüyorum?" dedi hattın diğer ucundan yabancı bir ses.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
P.S I Hate You Türkçe Çeviri
Fanfiction''Harry.Bu gece gelir misin?'' ''Gelemem. Uyuyordum." dedi, biraz rahatsızca sabaha karşı 3'te aradığımdan dolayı. "Lütfen." Gözlerimi devirdim. Hattın diğer ucundan bir tepki bekledim. "Bu gece seks mi yapmak istiyorsun?" Gülümseyerek dudağımı ısır...