» chapter » 8

5.8K 268 16
                                    

"Ne oluyor?" diye bağırdı Dylan Harry ve beni yatakta görünce. Gözlerim korkuyla açıldı,anında nefes nefese kalmıştım.

"D-Dylan lütfen beni dinle,sana açıklayabilirim." diye yalvardım.

"Açıklayacak mısın?" diye bağırdı ellerini havaya doğru sallarken.

"Kahretsin." diye homurdandı Harry,oturur pozisyona döndü.

Kendimi soluk soluğa uykudan kurtulurken buldum.

Sadece bir rüyaydı.

Gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım.

Herşey yolunda.

Ama peki bu rüya ne anlama geliyordu? Boktan bir nefes daha aldım sonra.

"Ne oldu?" dedi Hannah uykulu ses tonuyla. Kafamı salladım ve gözlerimi ovuşturdum.

"Hiçbir şey. Sadece kötü bir kabus gördüm." diye mırıldandım.

"Mm tamam." diyerek esnedi ve hemen tekrar uykuya daldı.

İç çektim. Yeniden kendimi o korkunç kabus ile uykuya atamam. Eğer Dylan'ı kaybetseydim neler olacağını bilmek bile istemezdim. Demek istediğim ... uf.

Sessizce yatağıma uzandım, yorganı zorlukla çekip kafama ve bütün vücudumu saracak şekilde örttüm.

Dylan'ı görmeye gidebilirdim,telefonumdan saate bir göz attım. 

Muhtemelen uyuyor, ama hey, sürpriz yapabilirdim,değil mi?

Saçımı karıştırdım,açık olan kapıdan çıktım,koridordan indim ve binanın çıkışına ulaştım.

Onların yurt binası bizimkinden pek uzak değildi.

Bu zamanda sokak oldukça hoş ve sessizdi,bütün duyduğum rüzgarın sesiydi. Kollarımı birbirine kavuşturdum.Aşağıya doğru parmak uçlarımla bastım.

Sonunda yurt binasını gördüğümde gülümsedim, verandaya adımımı attım ve kolayca paspaslarının altındaki anahtarlarını kendime doğru kaydırdım. Sadece çocukların burada yaşadığı bilindiği sanılıyordu ama şunu söylemekte mutluyum ki Dylan bana güveniyor.

Ve bu beni mutlu ediyor.

Yavaşça yolumu yürüdüm,her zaman ki gibi boş ve çöplüktü. Her yerdeki çöplüğe doğru göz devirdim.

Tipik üniversite erkekleri işte.

 Ses çıkarmadan merdivenleri çıkarken duvarlarda asılı olan Dylan ve benim resimlerimize baktım,Şükran Gününde çekilen fotoğraflarımızdı.

Kendi kendime gülümsedim.Merdivenleri çıkmaya devam ettim ve yolumu onun odasına doğru yönelttim. Ama ta ki kapının ardından sönük bir konuşma duyana kadar.

Tereddüt ederek durdum,ben yani meraklı olan varlık dinlemeye koyuldum.

"O kız ne olacak. Blue?"

"Senin burada bu gece benimle olduğunu bilemez."

Kaşlarımı kırıştırdım.

 Kapıda bir çatlak vardı,eğilip baktığımda bütün gördüğüm bana ters bir şekilde dönük olan minyon bir sarışın ve Dylan'ın ona yoğun bakışlarıydı.

Kaygısızca Dylan'ın dudakları kızınkiyle buluştu.

Ağzımı elimle kapattım,kalbim tahrip olacakmışcasına atıyordu. Ne? O,O beni aldatıyor muydu?

Gözyaşlarımın akacağını önceden biliyordum ve bunun şimdi olmasına izin verdim.

O kızı,beni her zaman öptüğü şekilde öpmesi nasılda acıtıyordu.

P.S I Hate You Türkçe ÇeviriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin