» chapter » 25

2K 134 18
                                    

Bölüm şarkısı: Happily-One Direction

_________________________________

.

- Harry -

.

Blue çok mutlu görünüyordu.. Bu sadece bir lunaparktı. Neyini büyütüyordu bu kadar?

Önce bana sarılır sonra da nefret ettiğini söyler. Çok inatçı değil mi?

"HARRY!" diye soludu. Oyunun ortasında durup ona baktım.

Adam yanımızda dikilerek bize gülümsedi.

 "Efendim,siz kazandınız." dediğinde Blue kahkaha atarak ellerini çırptı.

Vitrindeki hayvanları ve diğer şeyleri işaret ederek "Ne istersin?"  diye sordum.

Sırıtarak "Ahh tavşanı." dedi.

- Blue -

Harry gülünce gözlerimi devirdim. O sırada adam elindeki kocaman tavşanla yanımıza geldi.Harry gülümseyerek sıkınganlıkla tavşanı kucağıma yerleştirdi.

Ona beşlik çakarken bende gülümsedim.

Eğlenceli ufak 'randevumuz' henüz başlamıştı.

Kıkırdayarak poposuna şaplak attıktan sonra "Bu çok berbat." dedim.

"Evet biliyorum,bana inan." demiş gibi sırıtarak omuz silkti.

"Pekala,seçme hakkı sende." diyerek güldüm. Yanından geçip  çakıl yolda yürürken küçük yumruklar atıyordum.

"Aaah,HIZ TRENİ" 

Paparazzilerin bizi her yerden izlemesini umursamadan "Evet! Evet,hadi gidelim." derken sabırsızlıkla onu sürüklüyordum. 

Hem magazincilerle hemde yönetimle anlaşmada olduğumu biliyorum ama Kendall bütün işi benim için kolayca yapacaktı.

Sonra Harry bunu anlamayacak ve onu ben yönetmiş olacağım,değil mi?

Yani.. Hapishaneye gitmek istemiyorum.

"Errm,sanırım beni öpmelisin." diyerek kendini beğenmiş bir sırıtmayla bana işaret yaptığında kaşlarımı kaldırdım.

"Şimdi mi?" diye sordum. Etrafıma bakındım.

"Onlara baktığını belli etme." diye mırıldandığında kafamı salladım.

"MMtamam,ben mi seni yönetiyim yoksa sen mi yapmalı-" derken elini enseme yerleştirerek beni öptü ve lafımı bölmüş oldu.

Öpücüğünün arasında kıkırdadım. Hafifçe kafamı eğdim,beni biraz kenara çekti.

Yavaşça ondan uzaklaştığımda gerçekçi olarak elimi göğsüne yasladım ve gülümseyerek gözlerinin içine baktım.

Harry bunların kurma olduğunu bilmiyordu.. Anında yüz ifadem değişti ve tiksinir bir hal aldı.

Kahretsin.

Karanlık düşüncelerim arasındayken yüzüme yumuşak bir yüz ifadesi yerleştirdiğimde göğsüm sıkıştı. Acıtıyordu.

Görünümümü fark ettiğinde kaşlarını çattı.

"Sorun ne?"

Yumuşak sesimle "Hiçbir şey, hiçbir şey." dedim ve yüzüme bir gülümseme yerleştirdim.

"Siktir!" diye küfrettim çünkü hız trenindeydik.

Olanları unutmuş gibi olmuştum ve o sırada mutluydum.

P.S I Hate You Türkçe ÇeviriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin