1. Bölüm: Beleş Hug!
Yaz tatili, arkadaşlar ve sıkıcı saatler. Peki bu sıkıcı saatleri atlatmanın çözümü nedir? En klasiğinden...
Şişe çevirmece!
Eğer dışardaysanız ve tembelseniz, yerden şişe bulup bir köşeye arkadaşlarınız ile oturmanız, yazın ilk günlerinin sıkıcılığını ortaya serer. Ama eğleniyorsanız, başkasının ağzını sürmüş olduğu şişeyi umursamaz, o şişenin altını ısırdığınızın bile fark etmezsiniz. Evet, ağzımda kum tadı vardı.
Parkta oturmuş, en sevdiğim arkadaşlarımla bu klasik oyunu oynuyorduk. Etraf cıvıl cıvıldı. Ortalıkta koşan çocuklar, onları zapt etmeye çalışan aileleri. Gülümsedim.
"Huhu, hayalperest! Şişeye ihtiyacımız var."
Kaşlarımı çatıp suratımın önünde elini sallayan Ezgi'ye baktım.
Sırıtan Ezgi, bakışlarıyla ağzımı işaret etti. İyice kaşlarımı çatıp ağzıma baktım.
Olamaz! Pis şişeyi kemiriyordum!
Şişeyi hızla elimden attığımda bana kahkaha atan arkadaşlarıma ölümcül bakışlar atmaya başladım.
"Aç olduğunu bilmiyorduk, " dedi Burak, kahkahalarının arasından. Ona dil çıkarttım. "Elli kuruş verip düzgün bir şişe alamadınız ya!" Bir yandan onlara bağırıyor diğer yandan ağzımda ki tadı silmek için tükürüyordum. Rezalet !
"Acaba neden almadık?" Öldürücü bakışlarımı Enes' in üzerinde sabitledim. Elini teslim olmuşcasına havaya kaldırdı, gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. Gözlerimi devirdim.
Ezgi, kahkahasına bir son vermeyi başarınca artık tükürmeyi bıraktım. "Neyse ya, hadi devam edelim."
Herkes artık susunca oyuna yeniden kaldığımız yerden devam etmeye başladık. Olaylardan uzak duran Almila, şişeyi çevirdi. Şişe ortada yuvarlaklar çizerek döndü. Döndü, yavaşlıyor, durdu.
Soru kısmı Efe de,
Cevap kısmı ben de durmuştu.
Rahatlayarak içimi çektim. Efe bu oyunda iyi değildi, harika fikirler yürütemiyordu.
Efe sinsice gülümsedi. "Doğruluk mu, cesaretlik mi?"
Yanımda oturan Ezgi, kulağıma eğilip, "Onun elinden harika şeyler çıkmaz," dedi. Ama sesinin altında gizli bir tını yatıyordu. Tınıyı umursamadım ve hiç düşünmeden, cesaretlik, dedim.Efe sinsice sırıtınca korkmadım değil. Elini yavaşça arkaya attı. Bir şeyler yapıp bir tişörtle geri çıkan eline anlamsızca baktım. Bana tişört mü giydirecekti?
Tişörtü elime aldığımda şaşkınlıkla suratım renk değiştirdi. Üzerinde SARILMAK BEDAVA yazıyordu. "Yok artık! "
"Bunu giy ve parkın ortasında birinin sana sarılmasını bekle, " kıkırdadı. "Sarıldığın kişi ile en az beş dakika öyle kalacaksın. "
"Efe? Bu fikri kim buldu? " dedim şaşkınlığımı gizleyemeyerek. Bu fikir Efe gibi gerizekalı bir çocuğa ait olamazdı.
"Orjinal, bana ait bebeğim. " dedi ve ben suratım buruşturdum, bakışlarım onla tişörtün arasında gidip geldi.
"Hadi ama! Yap şunu artık, Kumsal."
~
Saat: 13:24
Güneş tepemde.
Parkın ortasındayım.
Üzerimde o aptal tişört var.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇAKMA ROMEO ♥
HumorBizim aşkımız sarılmayla başlamıştı, sarılmayla devam edecekti ve sonumuz, ikimiz sarılıyorken bitecekti. Bizimki aşk hikayesi değil, bizimki bir sarılmadan doğan, koca bir beraberliğin hikayesiydi. Ve birde... kaybedenlerin hikayesi.. ...