♥33. Bölüm: Pembe Defter.

53.3K 2.2K 258
                                    

Multimedya'da @zeliha_nisa'nın yaptığı animeler var. Kumsal ve Toprak'ın. ♡ Eline sağlık asf♡
Playistte, @ForeverDreammagic'in kitabımız için yaptığı karakte videosu var ve ona buradan bolcaaaa sevgiler! Çok teşekkür ederim! Onunda ellerine sağlık!
HEPİNİZE ÇOK TEŞEKKÜRLER! Ay duygulandım. ♥

♥33. Bölüm: Pembe Defter.

"Tamam," diye mırıldandı Deniz, önümdeki manzaraya bakarken. "Belki özneleri yanlış belirtmiş olabilirim ama sonuçta ortada bir kavga var ve Semih çok kötü görünüyor." Sonra kolumu dürtüp onlara gülmemi bekledi. Ama ben bu olayı onun kadar komik bulamıyordum. Semih'in yüzü dağılmıştı ve bunu ona yapan Toprak'dı. Pardon, Can'dı. Ama bu işin içinde Toprak'ında olduğunu biliyordum.

Efe küçük çaplı şaşkınlığını atlattı ve Semih'in yanına çöktü. Birkaç saniye önce gelmiştik ama Can bizi gördüğünde ortadan kaybolmuştu. Tabii aynı şekilde küçük toplulukta. Bunu ona soracaktım. Toprak ile konuştuktan sonra insanlara fazla iltimas gösterdiğimi farkettim. Ne olduysa o an farkına vardım. Ve Can'a iltimas göstereceğimi sanmıyordum.

"Orospu çocuğu," diye inledi Semih. Anında kendime geldim ve yanına çöktüm bende. Acayip derecede sinirliydim, bunu belli etmiyordum. Toprak yaptırmış olabilirdi bunu ama bu çocukçaydı.

"Seni revire götürelim, sonrada hesabını alırız." Efe sinirle mırıldandı. Ardından birkaç küfür sıraladı ve Semih'i yerden kaldırdık. Tuhaf derecede kimse çok şaşırmamıştı bu olaya. Niye olduğunu bilmiyordum.

Zil çaldığında herkesin binaya girmesini bekledik. Sonra Semih'i kimsenin görmemesine özen göstererek revire taşıyıp, kendi çapımızda pansuman yaptık. Çünkü burasıyla ilgilenen herhangi bir görevli yoktu. Son duyumlarıma göre uzun bir süre gelmeyecekti.

"Sana bir şey demeden daldığına emin misin?" diye sordu sinirle Efe, bininci kez. Semih ise bininci kez başını iki yana salladı.

Deniz eline aldığı pamuklar ile oynuyordu, bende mal gibi onu izliyordum. Nedense Semih'e bakmaya çekiniyor ve kendimi suçlu hissediyordum.

Efe hâlâ sinirliydi, her ne kadar sabretmeye çalışsada diğer teneffüs veya çıkışta patlayacaktı. O patlarsa, neden patladığını öğrenen Enes'de patlardı, yetmedi Burak'da duyar ve o da patlardı. Bu üçlü patlama sonucunda, Can'ın geçen sene benimle alay ettiği zamanki patlama gibi bir tufan oluşurdu.

İt.

Yataklardan birinde oturuyor ve ayaklarımı sallıyordum. Diğerinde Semih oturuyordu. Efe baş ucundaydı ve Deniz'de dalgın dalgın duvara yaslanıp yeri seyrediyor, elindeki pamukla oynamaya devam ediyordu. Kötü hissetmiyordum ama... Tamam. Kötü, hatta berbat hissediyordum.

"Aslına bakarsanız," Başımı bu sefer konuşan Semih'e çevirdim. "O Can denilen çocuğa ilk ben vurdum. Sonra Toprak geldi ve birkaç kez ayırmaya çalıştı. Ama ben Can'a vurmaya devam ettim. Toprak'da pes edip gitti ve Can beni yere yığdığında o da gitti. Sonra siz geldiniz işte." dedi bir solukta.

Kaşlarımı çattım. "Sen niye Can'a vurdun?" Semih neden başlatsın ki kavgayı?

"Selcan'a yavşıyor orospu çocuğu."

Kaşlarım iyice çatılırken Efe ile bakıştık ilk önce, sonra bana şaşkın şaşkın bakan Deniz'e baktım. "Bu muydu?" diye sordum. Semih ofladı.

"Gayet açık ve anlamlı bir sebep değil mi, Kumsal?" Bilmiş bilmiş baktı bana.

"Tamam, herneyse. Borçlu çıktın ama." Ona yüzünü işaret ettiğimde güldü.

ÇAKMA ROMEO ♥Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin