Okuyan herkese ithaf ediyorum...
İyi okumalar!♡2. Bölüm: Sırada ki görev; 'İkizim'
Ah, sana doyamadan mı bırakacaksın beni böyle?
Ah, sana doyamadan mı bırakacaksın beni böyle?
Ah, sana doyamadan mı bırakacaksın beni böyle?
Neydi bu tanıdık replik? Neydi? Neydi!?
Herkes eve dağıldığında, ben hâlâ bu repliği düşünüyordum. Bir yerlerden tanıdık geliyordu ama, onca kitap karıştırmış, bir türlü bulamamıştım. En sonunda pes ettim ve kendimi yatağa attım. Saat daha öğlenin üçüydü. Neden erken dağılmıştık ki evlere? Şimdi sıkıl işte. Yaz böyle geçmemeliydi.
Ah, bir de bana sarılan çocuk vardı. Onu düşününce gülümsedim. Bana sarılmama gibi bir seçeneği varken bile sarılmış, sebebsiz yere mutlu olmamı sağlamıştı. Tamam başkası, mesela o teyze sarılsa mutlu olmazdım ama yakışıklı bir çocuk sarılmıştı onun yerine. Hadi ama! Yakışıklı diyorum, başka bir seçenek varken o bana sarılmayı tercih etmişti, diyorum. Abazalığa bağladım yine.
Şimdi nerden bulacaktım onu?
Kendi kendine gaz verme, iç sesim düşüncelerime hakim olduğunda suratım düştü. O çocuk sence sana bakar mı?"Neden bakmasın? " diye sordum, boş odamda biri varmış gibi konuştuğum iç sesime.
Aynaya bakmadın galiba sen? Şu tipe bak! Onun belki sevgilisi var ve o kız senden daha güzel.
"Çok konuştun ama sen!" Yanımda ki yastığı alıp suratıma bastırdım ve bir anlığına sustuğunu sandığım iç sesim yine konuştu. Böyle yaparak bana zarar vermiyorsun. Kabul et, o çocuk sana bakmaz...
Yastığı çekip attım ve hışımla ayağı kalktım. Bu odada yalnız kalırsam, iç sesim beni ağına alırdı. Sonra da bana sarılan çocuğu bulup bir şekilde benimle sevgili olmasına ikna etmeye çalışırdım. Evet, yapmadığım bir şey değildi. Iç sesim beni defalarca pençesinin arasına almış, kendi kendimi küçük duruma düşürmüştüm. Ha bir de okulun popüler çocuğuna! Yani evet, listemde o da var!
Odamdan çıkıp yan odaya, ikizimin odasına girdim. Ikizim bir erkekti. Ama o benim kadar çirkin değildi. O çirkin bile değildi!
"Deniz!" diye bağırdım ve onu yatağın üstünde görmeyi bekledim. Evet tamda oradaydı. Üzerinde her zaman ki gibi takım forması vardı. Odasına baktığımızda da zaten hangi takımlı olduğunu bulmanız zor değildi. Odayı baştan aşağı Galatasaray ile giydirmişti. Gözlerimi devirip yatağında yanına oturdum. "Ne haber, cimbomlu?" Yılışık bir kız gibi ona sokuldum. Sesli bir şekilde iç çekip homurdandı.
"Ne istiyorsun?"
Suratıma 'aa çok ayıp' ifadesini takınıp yüzüne baktım. "İlla bir şey mi istemem gerekiyor? İkizimle vakit ge-"
"Kumsal, söyle." Yalakalık dolu olan cümlemi kestiği için dudaklarımı büzdüm.
"Beni gezdir," gözlerinin içine yavru köpek bakışları attım. "Lütfen. "
Oflayıp bana arkasını döndü. "Git başımdan. Uykum var."
Saate baktım. "Sen gündüzleri uyuyamazsın." Kollarımı arkasından ona sarıp sımsıkı sarıldım. "Arabam olsaydı, senin yanına gelmezdim."
"Sorunda bu!" dedi bir anda bağırarak. Şaşırsamda sesimi çıkarmadım. "İşin düşünce ikizin olduğunu hatırlıyorsun. Onun dışında bu odada yalnızım. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇAKMA ROMEO ♥
HumorBizim aşkımız sarılmayla başlamıştı, sarılmayla devam edecekti ve sonumuz, ikimiz sarılıyorken bitecekti. Bizimki aşk hikayesi değil, bizimki bir sarılmadan doğan, koca bir beraberliğin hikayesiydi. Ve birde... kaybedenlerin hikayesi.. ...