♥15. Bölüm: Gülmek Bulaşıcıdır. (14. Bölümün devamı.)
..."Bruno Mars posterimi yırtmışsın!"
Evet, Romeo'nun attığı son mesaj buydu ve bende trip atıyorum diye herhangi bir cevap yazmadım. Geçen hafta bu gün, ona vurduğum ve bağırdığım için, şu an pişmandım. Tam bir haftadır bakkal haricinde bir yere fazla gitmemiş, yaptığım saçma atar hakkında, tavana bakarak bol bol düşünmüştüm. Çok düşününce insan fikirlerini değiştirebiliyordu, bende de öyle olmuştu. Ama her ne kadar pişman dahi olsam, onunla görüşmemiştim. O da zaten bundan memnun gibiydi. Tek bir mesaj atmamış, aramamıştı.
Ama Esila, ilk iki gün arayıp durmuştu. Sanırım numaramı Toprak dan almıştı ve bunuda dile getirmişti. Esila ile bir kez telefonda, bir kez yüz yüze görüşmüştük. Nedenini bilmediğim sebebten dolayı, sürekli yeniden Toprak ile ilgilenmem için uğraşmıştı.
Ama neden?
Ona sorduğumda ise sorumu cevapsız bırakmıştı ve bende onu reddetmiştim. Açık ve net.
O günden sonra çok düşündüm, saatlerce, günlerce. Sonra pişman oldum bu ergence atarıma. Çocuk sadece yardım istemişti...
Belki de gelip iki söz etmeye çalışsa, yelkenleri indirirdim. Çünkü ben kin beslemeyi pek beceremeyen, yufka yürekli, saf bir kızım. Hayır, kesinlikle övmek için söylemiyorum. Bu huyumdan nefret ettiğim için söylüyorum. Zaten arkadaşlarımda bundan çok şikayetçi.
Niye mi?
Topraksız bir haftam, Can ile telefonda konuşarak geçmişti. Benimle alay eden çocuk, şimdi yakınım olmuştu. Başta Enes olmak üzere tüm tayfa bana bağırıp çağırmıştı. Evet bunu unutmamak lazım.
Ilk öpücüğüm iyi başlamış, kötü bitmişti ve bu da ayrı bir ironiydi. Yaşanmamış olmasını dilemezdim ama daha iyi olmasını beklerdim.
Tam bir hafta kalmıştı, Ramazan'a.
Eğer şu anki ana dönersek; Almila ve Ezgi, Ramazan'ı İstanbul da geçirmek için dönmüşlerdi buraya. Onları çok arayıp sormadım, bana kızgınlardı. Ama bu gün buluşacaktık ve aynı bir kaç hafta önce ki gibi parkda şişe çevirmece oynayacaktık. Yani kızgınlık falan kalmazdı.
Uyku semesine düşündüğüm şeylerden sonra, kendime bir kaç dakika daha izin verdim ve uyudum.
~
Odamdan çıktım ve gerine gerine dış kapıya yöneldim. Ama evin deterjan kokması, boş midemi alt üst etmişti.
"Kız zilli, sarı bezi getir." diyen anneme, dokuz numaralı bıkkınlık dolu bakışımı attım. Ramazan temizliği yapıyordu ve ben hayırsız bir evlat olarak tek bir çöpü bile yerden kaldırmamıştım. Ama meşhur sarı bezi alıp ona fırlattım ve bana yetişen Deniz'le kendimizi dışarı attık.
Oh be, temiz hava!
Denizle parka gittiğimizde beni çoktandır gelmiş olduğu Enes ve Efe'nin yanına bıraktı ve kendisi sevgilisinin yanına uçtu.
Bu çocukta zerre bir şey anlatmıyordu bana.
Onu boş verip Enes ve Efe'nin yanına, çimenlere oturdum. "Ne yapıyorsunuz len?"
Efe, "Oturuyoruz." diye cevap verirken Enes, "Sevişiyoruz." diye cevap verdi. Ona mal gibi bakarken, "Salak mısın kızım, görmüyor musun ne yaptığımızı? Zaten sana sinirliyim. Biz senin için adam dövelim, sen git arkadaş ol o piçle." diye hönkürdü. Dudak büküp ona sarıldım ama cevap vermedim. Çünkü verirsem daha çok kızardı ki haklıydı.
![](https://img.wattpad.com/cover/14574726-288-k576553.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇAKMA ROMEO ♥
ComédieBizim aşkımız sarılmayla başlamıştı, sarılmayla devam edecekti ve sonumuz, ikimiz sarılıyorken bitecekti. Bizimki aşk hikayesi değil, bizimki bir sarılmadan doğan, koca bir beraberliğin hikayesiydi. Ve birde... kaybedenlerin hikayesi.. ...