Bölüm, @dilekcik'e ithafen ♥
Multi: Esila
♥17. Bölüm: Beni Unuttu.
Yanına vardığımda akbili makinaya basıp çektim.
Rüyamın aksine yüzü solgundu. Göz altları çökmüş, uykulu gözler ile bana bakıyordu. Ama sadece zoraki bir gülüş gönderdim. Benim için bu hale gelmiş olabilir miydi?
Otobüs hareket haline geçti ve ona yeniden gülümseyip arkamı döndüm. Tek tek demirlerden tutunarak Ezgi'nin yanına geçtim. "Toprak o." diye mırıldandı Efe, bir yandan da Toprak'ın boş bir yere geçmesini izledi. Bakışlarında tek bir duygu vardı: Öfke.
Ondan neden bu kadar nefret ediyordu? Tek sebebi bensem, abartmıyor muydu?
Enes, Efe'nin ağzından çıkan cümle ile, bakışlarını Toprak da sabitledi. Bir an gerçekten pişman olmuştum, onlara anlattığım her şey için.
Enes gözlerini devirdi. "Çocuk kötü tipe benzemiyor. En azından Can kadar piç değil." Daha sonra bana baktı. "Sende rahat dur be kızım."
Ağzım o şeklini alırken, "Ben ne yaptım ya?!" diye bağırdım. Etrafta ki insanlar bir an bana bakınca, utanç içinde başımı eğdim. Ama gerçekten, ben ne yapmıştım ki?
"Daha ne yapacaksın? Abayı yakmışsın." Enes muzipçe sırıttı. Yanımda ki Ezgi ise kıkırdayarak, "Hadi git. Ergen triplerine son ver." dedi.
Ne?
Kollarımı göğsümde birleştirdim. "Hiç de bile!"
Bakışlarım ister istemez Efe'ye kaydığında, bana sinirle baktığını gördüm. Tamam, şu an bana dargın olan Efe'nin iznini alırsam, başını cama dayayıp, uyuma girişiminde bulunan Toprak'ın yanına gidebilirdim.
Ama ne diyecektim ki?
Ah, yelkenleri bir hafta sonra suya indirmiştim, açıkçası bu iyiydi çünkü ona attığım trip yüzünden pişmandım. Üstelik Esila da onunla barışmam için beni ikna etmeye çalışmıştı. Bir sebebi olmasa, neden uğraş göstersin ki? Hem bunu Toprak'a sorabilirdim. Bir de neden beni arayıp sormadığını.
Ama ilk önce arkadaşımın gönlünü almalıydım.
Otobüs, bir durakta durup indirme bindirme yaparken, Enes ile yerlerimizi değiştirdik. Koçum benim, nasılda biliyordu ama.
"Efe?" Dirseğim ile onu dürttüm. "Ne haber kız?"
Bana öyle bir bakış attı ki, ölmek istedim. "Ne var?"
"Hadi barış benimle." Kollarımı iki yanıma açtığımda, otobüs hareket etmeye başlamıştı. Ama Efe, bana öylece baktı. Ta ki Ezgi, onun ayağına vurana dek.
Efe Ezgi'ye sinirle baksada bir şey demedi ve kollarını bana sardı. Adam olcan...
Bende kollarımı ona doladım. "Eğer izin verirsen, Toprak'ın yanına gideceğim."
Benden ayrılırken, "Ben sadece senin iyiliğini istiyorum." dedi ama söylediği şeye burnunu kıvırdı. "Çok mu klişe oldu ne?"
"Boş ver," dedim omuz silkerek, güldü. "Beni düşündüğünü biliyorum. Sadece bana güven."
Yanağına öpücük kondurdum, Enes ve Ezgi'ye hadi eyvallah hareketi yaparak kalktım ve yine demirden tutunup, Toprak'ın yanına ilerledim.
O an kalbim nasıl teklediyse, dizlerim titremişti.
Şimdi fark ettim de...
Ona en son ilân-ı aşk etmiştim ve şimdi, bana ne tepki vereceğinden korkuyordum. Aslında tepkisini vermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇAKMA ROMEO ♥
Hài hướcBizim aşkımız sarılmayla başlamıştı, sarılmayla devam edecekti ve sonumuz, ikimiz sarılıyorken bitecekti. Bizimki aşk hikayesi değil, bizimki bir sarılmadan doğan, koca bir beraberliğin hikayesiydi. Ve birde... kaybedenlerin hikayesi.. ...