17| Yıldızlar Düşmüş Gözlerine

10.7K 946 3.7K
                                    

Medyada Taehyung'un bölümdeki görünüşü var ⤴

Bölüm çook uzun oldu, müsait olunca sindire sindire okuyun derim ;) Ve lütfen artık beni yoruma boğun, bu bölüm yorumlarınıza ihtiyacım var >~<

Hatalarım varsa affola. İyi okumalar!

[BTS - House Of Cards]

Ciğerlerimin ortasında yer edinen, en fazla avucum kadar olabilecek hayati organımın içindeki puslu kargaşa beni büyük bir ivediye sürüklüyordu. Duygularım karma karışıktı, zihnim yalancı hislerin esiri olmuş vaziyetteyken, gözlerimi her kapattığımda önüme düşen güzel yüzü, bana kelimelerin bile üzerimde böylesine güçlü bir etki bırakmayacağını gösteriyordu. Ateşe verilmiş kalbim, kavrulan göz bebeklerim, sızlayan parmak uçlarımla birlikte harpten çıkma bir yaralı gibiydim. Jungkook'la girdiğim bu savaşta gün geçtikçe tökezlemem ve ayaklarıma dolanan duygularla birlikte kendime olan güvenim bir bir sönüyordu.

"Böyle çok yakışıklı oldun, Tae." Annemin zarif elleri omuzlarımdaki hayali tozları silkelerken gözlerimi boy aynasından kaçırdım. "Seni daha sık takım elbise içinde görmeliyim hayatım." Annemin neşeli sesiyle birlikte derin bir nefes alarak geriye çekildim, üzerimdeki ellerinden uzaklaştığımda sonunda bu stabil suratımı sormaya cesaret bulabilmişti. "Tae, neyin var?" dedi büyük bir şefkatle, uzun zamandır görmediğim ilgiyle beraber kendimi ilgiye aç bir kedi gibi hissederken yumuşak yatağımın ucuna oturdum. Annemin aynı soruyu bir kez daha sormasıyla birlikte kelimeleri zihnimde bir araya getirip usulca konuştum. "Ben neden sizinle yemeğe gitmek zorundayım?"

Bakışlarım annemin şaşkın bakışlarına kaydığında, gözlerinde gördüğüm parıltıları uzun bir sürenin ardından tekrar seyretmek kalbimdeki yüklerin az da olsa hafiflemesini sağlamıştı. "Biliyorsun, Jeon Holding olarak bir çok ünlü firmayla anlaşmamız var. Şimdi de yeni bir ortaklığın temeli için Cha ailesiyle birlikte yemeğe çıkıyoruz."

"Sorumun cevabı o değil," Annemin gözlerinin içine bakarken dimdik bir şekilde ayağa dikildim. "Ben neden sizinle geliyorum?" Sorum dudaklarımdan dökülür dökülmez annem odaya minik bir kıkırtı bırakmıştı. "Sende bu ailedensin Taehyung," dedi hâlâ gülerken, üzerindeki ince bedenini saran kalem etek elbiseyi hafifçe çekiştirdi ve odamdan çıkmak için kapıya yöneldi. "Beş dakikaya aşağıda ol oğlum, yemeğe geç kalmak istemeyiz."

Anneme sahte bir tebessüm gönderip odamdan çıkışını sakince izledim. İstemiyordum, bilmediğim insanların arasında sanki gerçek bir aileymişçesine poz vermek istemiyordum, Jungkook'u tekrar görmek ve kendimi sorgulamama neden olacak hareketlerini de görmek istemiyordum. Tanrı'm, sadece biraz kafamı dinlemek istiyordum.

Gözlerim boy aynasındaki yansımama kaydığında büründüğüm imgeler içinde en aptal olanını seyrediyordum, bir beyefendi gibi görünmek bana göre değildi. Bacaklarımı hafifçe saran bu siyah kumaş pantolon da bana göre değildi. Dahası sadece bir kaç kumaş parçasıyla değişen aurama şaşkınlıkla bakıyordum. Kumral saçlarım düm düz vaziyette anlıma iniyor, tek kulağımda sallanan uzun küpe arada üzerimdeki boğazlı kazağa tutunsada bunu dert etmiyordum. Aynadaki yansımama boş gözlerle bakıp iç çektim ve ruhsuz adımlarımı sakin bir edayla odamdan dışarı yönlendirdim. Evin alt katından gelen annemin telaşlı sesiyle birlikte merdivenleri aceleci olmayan bir tavırla indim, her adımımda artan gerginliğimin nedenini bilmiyordum.

Merdivenin son basamağını da inip demir kapının önünde Bay Jeon'un giydiği kadife paltoyu düzeltmek için uğraşan anneme kısaca bakıp yanlarından geçtim ve kendimi sonbaharın iyice hissedilen serin havasına attım. Burnuma dolan ıslak toprak kokusu bahçedeki çimlerin yeni sulandığının kesin bir kanıtı olarak havaya karışmıştı. Bay Jeon'un anneme olan itiraz girişimlerini gözüm kapalı bir şekilde dinliyordum, annem sürekli atkı takması gerektiğini, yoksa bir gün üşüteceği hakkında yeni kocasına yakınıyordu. Zihnimdeki üzerini kırılgan sedeflerle süslediğim değerli anılar bir bir parıldadı, eskiden babama da sürekli atkı takmasını söyler, takmayınca ise küserek bize akşam yemeği hazırlamazdı.

The Brothers |Taekook|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin