19| Söylenen Yalanlar

9.2K 848 1.2K
                                    

Yorum yapmıyorsunuz, üzülüyorum, üzülünce de bölüm gelmiyor :'(

Hatalarım varsa affola. İyi okumalar!

[Jimin - Lie (Piyano Cover)]

Saklamak zordu, içimizde biriken onlarca duyguyu gün yüzüne çıkmasın diye saklamak, görmezden gelmek, acısına katlanmak her şeyden daha zordu. Ruhumun kapalı kapıları ardında süre gelen onlarca karmaşanın arasından sıyrılıp odakalanamıyordum, beynimin köşesinde yer edinmiş nefesini, sesini, bakışını unutamıyordum, zor geliyordu gururuma, onuruma lakin yine de bir türlü silinmek bilmiyordu izleri. Dahası bana yaptığı onlarca şeye rağmen kalbime yağan sağnak gibi yaşlarım yüreğimdeki solmuş bahçeleri suluyor, ruhuma çiçekler açtırıyor ve en mahrem duygularıma elini sürmekten çekinmiyordu. Canımı yakıyordu, hemde öyle derin yakıyordu ki, gecenin dipsiz kuyusunda kafamı yastığa her koyuşumda kulaklarımda sesi çınlıyor, dudaklarımda öpüşlerinin hayalet izleri dolaşıyordu.

Tam bir haftadır yoğun bakışlarını benden ayırmayan Jungkook, bugün de aynısını farklı yollarla yapıyordu, elimde titreyen telefondaki isme bakarak hafifçe iç çektim ve çağrıyı yanıtlayarak telefonu kulağıma yaklaştırdım. Hemen kulaklarıma dolan derin sesi, her seferinde üzerimde aynı etkiye sahipti. "Neredesin?" diye sordu, sesindeki merak kırıntıları kalbime düşüp mor sümbüller açsada görmezden gelip umursamaz bir edayla yanıtladım onu. "Seni ilgilendirdiğini düşünmüyorum, Jungkook."

"Söyle," Karşı koyması zordu, sesini her duyduğumda içimde kıpırdayan onlarca duyguya karşı koyması çok zordu. Gözlerimi kırpıştırıp elimde sıkı sıkı tuttuğum havluyu banka koyup gerindim hafifçe. "Görüşürüz Jungkook," Telefonu yüzüne kapatıp havlunun yanına koydum, çıplak ayaklarım soğuk fayansın üzerinde ilerlerken bakışlarımın odağı durgun suydu.

Zihnimde bin bir farklı düşünceyle birlikte havuzun kenarına geldiğimde düşünmeden ılık suya daldım, suyun altında olmanın verdiği hafiflikle birlikte kollarımı geniş bir kulaç için açtım. Kollarımla birlikte uyumla hareket eden ayaklarım uzun zamandır tatmadığım bir huzuru bahşediyordu kafese tıkılmış kalbime, her kulaçta içimdeki kötü duygulardan daha çok arındığımı hissediyor, içimde varolan onlarca düğüm çözülüyordu. Nefes ihtiyacıyla kafamı sudan çıkardığımda yüzümden süzülen sular usulca boynuma, oradan da göğsüme akarak tekrar suya karıştı, ıslanan saçlarımı geriye doğru taradıktan sonra tekrar suya daldım.

Jimin'le konuştuğumuz o günden sonra Jungkook'un yoğun bakışlarını sürekli üzerimde hissetmem bir yana, okulda da Sungmin'in dolaylı yoldan zehirli laflarını duymak zorunda kalıyordum. Jungkook'la ne karıştırdıklarını bilmiyordum, şayet ucu bana dokunmadığı sürece bir zararı da yoktu. Fakat kalbimdeki Taehyung öyle düşünmüyordu işte, zira o Jungkook'un tüm hareketlerini sineye çekse de, gururum el vermiyordu bir türlü. Su yüzüne çıkıp derin bir nefes aldım ve tekrar daldım, küçüklüğümden beri sevdiğim bir aktivetiyi yapmak eski günlerin acı tatlı hatıralarını boğazıma dolamıştı.

Yaklaşık on dakika kadar yüzdükten sonra beynimdeki düşüncelerden de arınıp havasız kalan ciğerlerim için su yüzeyine çıkıp derin bir nefes aldığımda kendimi görmek istemediğime inandırdığım beden tamda karşımda kolları göğsüne bağlı bir şekilde beni seyrediyordu. Her zaman ki gibi kaslı bacaklarını saran tek dizi yırtık bir pantolon, beyaz bir tişört ve sonbaharın soğuk rüzgarlarına karşı da deri mont giyerek şık gözüküyordu.

"Bu havada havuza ancak sen girebilirsin zaten," İğneleyici ses tonunun aksine yumuşak bakışları omuzlarımda gezerken göz devirip havuzun kenarına yöneldiğimde Jungkook'ta bana uyarak kenara çökerek yüzümü seyretti. "Nereden buldun beni?" dedim parmaklarımla beyaz mermeri kavrarken, Jungkook'un yüzüne konuk olan umursamaz tebessüme göz gezdirdim. "Arkadaşın biraz fazla konuşkan," Ses tonunda ki muzip tonları yakalayıp daha sonra düşünmeyi not aldım, Jinyoung'un bazen çok konuştuğunu elbette biliyordum, asıl söylemese şaşırırdım büyük bir ihtimalle.

The Brothers |Taekook|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin