...
Soyeon ile birde yalnız konuşmak için odadan dışarıya çıktık.
SOYEON; jungkook özel bir odaya sevk edilmesi gerekiyor ama henüz hastanemizde o oda yapılmadı bunun için jungkookun yanında kalman gerekecek sizin için sorun olmaz dimi?
-Bende diyorum neden günüm güzel geçmeye devam ediyor ne ersem şu ana kadarmış...
LİSA; ah,tabikide sorun olmaz.
SOYEON; sevindim. Ve en önemlisi
JUNGKOOK temasa geçerse birazdan birisini göndereceğim o şırıngayı kol yada bacak kısmına yapıcaksın. Her zaman o şırıngayı yanında tutmalısın. Şimdiden iyi şanslar
Diyip gitti.
Neydi şimdi bu? Bu çocuğun hayatı benim elimdemiydi yani? Bu biraz korkunç ..
İçerye girdim. Sandalyesinin kontrolünü alıp dışarıya çıkmak için asansörün önüne geldik.
Asansör geldi. Ve içeriye girdik. Boy aynasından kendime bakıyordum. Gözümdeki hafif taşmış rimeli silerken birden jungkookun bana baktığını gördüm. Ona baktığımı anlayınca kafasını çevirdi.
Az önce bana baktı dimi? Ya da gene o kafa gidikliğim devam mı ediyor?
LİSA; biliyor musun jungkook seni birisine çok benzetiyorum ama çıkaramıyorum.
Dedikten sonra geldik. Bahçeye doğru gittik.
İlk günüm olduğu için fotoğraf çekilmek istedim.
Bir yerde durdum. Ve sandalyesine hafif yaklaşıp telefondan ikimizi çektim. Telefondaki fotoğrafa bakıcakken adımın seslenmesiyle o yöne baktım.
HANNAH; LİSA!!
LİSA; HANNAH?
Hannahı görmem ile direk onun üzerine atladım ve yere düştük. Genelde hep yaşadığımız bir şey olduğu için sorun yok. Deliyiz çünkü.
LİSA; uzun zaman oldu aptal!
Diyip ikimizde güldük. Düzelip.
LİSA; senin burada ne işin var? Ve neden haber vermedin?
HANNAH; senin bu hastanede çalıştığını öğrenince buraya nakil olmak istedim. Haber vermemin sebebi SÜPRİZ!!
Diyip bir kere daha sarıldı. Ve bende karşılık verdim. Ona sarılırken karşıya bakmam ile gene şaşırmam bir oldu.
BU SEFER JUNGKOOK KAFASINI ÇEVİRİP GERÇEKTEN BANA BAKMIŞTI..
....