/tamam sözümü geri alıyorum dkdjdjdk/
Beni öpmüştü. Sanırım cevabımı almıştı.
Yavaşça beni yatağa yatırdı. Ellerini kafamın iki yanına sabitledi. Ağzı vanilyalıydı. Tadı çok güzeldi
Dudaklarımı aç bir vampir gibi emiyordu.
/dıvergent vampıre geldi aklıma fjkdndkdk/
Kokusu vanilya kokusuydu. Islak saçları yavaşça üzerime damlıyordu. Damlamasıyla daha çok huylanıyordum. Huylanmama karşı jungkook öperken güldüğünü hissettim. Ve birden telefonum çalmaya başladı. Jungkook kendimden ayırdım. Ve telefona baktığımda hannah arıyordu.
HANNAH; yanına geliyorum
LİSA; geliyor musun? D-dur!
HANNAH; neden?
LİSA; ŞEY şey yap
HANNAH; lisa iyi misin?
LİSA; e-evet gayet iyiyim
Dedim jungkooka bakarken oda güldü.
LİSA; kantinden bana bir şey alır mısın diyecektim
Neleri sevdiğimi biliyorsun
HANNAH; bu muydu? Tamam getiririm.
Dedi. Ve kapattı.
LİSA; benim gitmem gerek jungkook
Dediğimde düzeldi. Ve ayağa yavaşça kalktım.
Ve olabildiğince hızlı bir şekilde sandalyeye binip hızlıca odama doğru yol aldım.
Kankanız Koşuda Türkiye 2.si ise böyle hızlanmanız gerekiyor.
Odaya geldiğimde neyseki o yoktu. Yatağa oturup onu bekledim. Ve biraz sonra o geldi.
Elinde göremedim yiyecekleri sallayıp bana gösterdi.
İçine baktığımda hızlıca HANNAHa ittirdim.
LİSA; ben bunları sevmem ki
HANNAH; o yüzden getirmedim zaten lisa. Hala yaran iyileşmedi o yüzden sağlıklı beslenmen gerek.
-biz bunu yiyeceğiz?
Maalesef
-bi an heveslendim.
Bende.
LİSA; başka bir şey yok mu?
HANNAH; eğer yersen sana süprizim var?
İsteksizce
LİSA; neymiş o?
HANNAH; sürpriz
LİSA; ben sürpriz sevmemki
HANNAH; bunu seveceğine eminim. Ah burada jeon jungkook haphephobia hastalığı için işlem başlatılacakmış
LİSA; hap- hap? HAPHEPHOBİA! Jungkook
Ben dokunmak!
HANNAH; ne dokunması? Ne jungkooku?