~Two~

1.1K 73 15
                                    

Jeon Jungkook:
Kulağıma ulaşan sesler kalbime kadar iniyor ve orayı çürütüyordu.
Zevk dolu haykırışları benim ölüm çığlıklarımdı.

Sevdiğimin inlemelerine karışan başka bir inleme...Azrailin soğuk nefesini ensemde hissettirmişti.İçimdeki şeytanla baş etmek için ise büyük bir savaş vermiştim.

'Benim olmalıydı' diye düşündüm.
O inlemeler benim için olmalıydı.

Sabah olana kadar çöktüğüm duvar kenarında inleyişlerini ve birbirlerine olan iltifatlarını dinlemiştim.
Bu yaptığım sadece kendime acı çektirmekti.

Sevgi denilen o duygunun tutuklusu olmuş sonrasında ise aşk denilen zindana atılmıştım.
Oradan çıkabilmemin tek yolu vazgeçmekti,ama ben bunu yapamıyordum.

Lanet olasıca tuhaf özelliklerimin bir getirisiydi bu.
Biz tuhaflar tek bakışta aşık olur kalbimizi o kişiye mühürlerdik.

Bu sevgiden vazgeçemiz imkansızdı.
Kalbimiz bir kişiyi seçerdi ve sadece onu isterdi,ya o kişiyle olurduk ya da yok olurduk.

Ölüm sevdiğimizden vazgeçmemizin tek yoluydu.Ölmediğimiz sürece bu sevgi bir çığ gibi büyüyüp gidecekti.

Sabaha doğru -nihayet- uyuduklarında gururumu ayaklarımın altına almış ve tekrar yukarı çıkmıştım.Dünki gibi yere saçılmış kıyafetler,birbirine sarılarak huzurla uyuyan iki beden...

'Öldür onları' dedi hiç yanımdan ayrılmayan şeytanım.'Senin olmayacaksa kimsenin olmamalı'.
Ama ben yapamazdım,bu şeytan sürekli bana kötü şeyler fısıldardı fakat ben yapamazdım.

Eğer ona uyarsam kendi benliğime ihanet etmiş olurdum.
Ben 'Merhamet' soyundan gelen bir tuhaftım.En belirgin özelliklerimden biri buydu.

Bu yüzden şeytan en çok ben ve benim soyumla uğraşırdı.Bizleri yolumuzdan saptırıp kötülük yaptırmak için.

Merhamet soyundan gelen tuhaflar hiçbir şekilde kötülük yapamazdı.Her zaman iyilik işler ve etrafımızdakileri mutlu etmeye çalışırdık.
Sonunda biz üzülsek bile.

Gözlerime savaş açan göz yaşlarım her zaman olduğu gibi kazanmış ve düşmeye başlamıştı.Kalbimde öyle yoğun bir sancı vardı ki nefesim kesiliyordu,sanki ölüyordum.

Yoongi Hoseok'un göğsüne sığınmış bir şekilde uyuyordu.Hoseok ise kafasını Yoongi'nin güneşten bile parlak olan siyah saçlarına koymuştu.
Öyle huzurlu görünüyorlardı ki.

Dünyadan habersiz,
Benden habersiz.

O an bir kez daha nefret ettim kendimden.Bu iki güzel insanı ayırmayı düşündüğüm için.Şeytanın vesveseleri kulağıma üfleniyordu ancak beni ele geçirmesine izin veremezdim.
Kendi soyuma ihanet edemezdim.

Gözümden düşen son bir damlayı da ellerimin ucuna kadar çektiğim kazağıma silmiştim.Ve son kez baktım yataktaki iki bedene ,birbirlerine kenetlenmiş bu iki güzel insana.

Merdivenlerden inerken gidebileceğim tek kişiyi düşünmüştüm.Kim Seokjin.
Benim kıymetli tuhaf hyungum.

Salona girdiğimde koltuktaki görünmez olan çantamı omzuma asmış ve dün büyük ümitlerle girdiğim kapıdan çıkmıştım.

İçimde büyüyen dağ gibi umutlarımın altında kalmış eziliyordum.
Elimi tutabilecek tek kişi olmadan.

Hell Diving//Yoonkook\\Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin