Nu'est W-Polaris
🌼🌼🌼🌼🌼
Bir ay ne kadar uzun bir süreydi sizin için?
Hayatınızda neleri değiştirebilirdi?Çoğunu.
Hayatınızın çoğunu değiştirebilirdi.
Hatta 'Hayatım' dediğiniz yaşamınızı silip atmaya yetecek kadar çok şey yaşayabilirdiniz.Jungkook elindeki kadehi incelerken düşünceleri zihninde bulundukları konumu değiştirmeden,ona baskı yapmaya devam ediyordu.
Yoongi'yi tanıyalı bir ay olmuştu bugün.
Ne kadar komik bir durumdu öyle değil mi;
İlk görüşte hayatını bir kişiye adayıp,her nefesinde onunla kahrolmak.Bitirdiği beşinci şişeydi bu.
Normal şartlarda bir insan bu kadar şişe şarap tüketse sarhoş olabilirdi,ancak tuhaflar bu 'dünya' üzerinde üretilen içki veya herhangi bir uyuşturucu maddeden etkilenmiyorlardı.Jungkook'un içme amacı ise sadece tadını sevdiği içindi.
Daha saat sabahın sekizi olmasına rağmen beş şişeyi birden bitirmişti.Ancak en kötü yanı tek bir uyuşma belirtisi yoktu beyninde.
Kadehinin son damlasını da içtiğinde şişelerin yanına;orta boy masanın üzerine bıraktı.Ağzında kalan şarabın tadından gayet memnundu,ancak her ne kadar istemese de üstüne kokusu biraz olsun sinmişti.Bu yüzden hızlı bir duş almaya karar vererek -güçlerini kullanarak- banyoya kısa sürede ulaştı.
Şu son birkaç gündür hayatındaki çoğu olayı güçleriyle hallediyordu.Zihnindeki düşünceleri beynini öyle çok etkiliyordu ki, hareket etmesi komutunu verecek olan beyni işlevini neredeyse gerçekleştiremiyordu.Yada sadece Jungkook'un işine öyle geliyordu.
Kıyafetlerini de hızlıca çıkarıp banyoya girdiğinde,suyu ayarlamış ve istediği sıcaklığa ulaştığında aynı hızda banyosunu yaparak duştan çıkmıştı.
Duş alıp,tekrar hazırlanması toplam 3 dakikasını almıştı.
Suratındaki değişmeyen ifadesiyle tekrar aşağı kata indi.Az önce kalp şeklinde dizdiği şişelerin başında bekleyen hyunguna ne demesi gerektiğini pek bildiği söylenemezdi.
Seokjin ise kalp şeklinde dizilmiş şişelere bakarak mühürlendiği kişiyi düşünmeye başlamıştı.Aslında kahvaltı hazırlaması gerekirdi bir saat öncesinden,ancak dün geceden beri ikisi de uyumadığı için buna gerek duymamıştı.
Gözlerine bir gram uyku bile girmemişken yemek yemeleri imkansız bile olamazdı.
"Hyung?" Jungkook bir süredir şişelere derince bakan hyunguna ,kendine gelmesi için seslenmişti.Neden bu durumda olduğunu elbette biliyordu.Ama Seokjin,Jungkook kadar kötü bir durumda değildi.
"Birincisi,hiç bir etkisi olmayacağını bildiğin halde neden içiyorsun?
İkincisi,evdeki tüm şarabı tükettiğinin farkında mısın?"Seokjin cümlesine iç çekerek başlamış,ve iç çekerek bitirmişti.
"İlk olarak,tadı hoşuma gittiği için içtim.
Ve ikincisi,içkilerle dolu bir dolabımız varken bence şarabı sorun etmemeliyiz."İkinci seçeneği açıklarken omuz silkmişti Jungkook.Cidden içkilerle dolu bir dolap varken şarabın sıkıntısını çekmeye ne gerek vardı ki?
"Ya bir misafirimiz gelir ve şarap isterse ve bizim elimizde kalmamış olursa.Ki kalmadı da ne zaman yerleştiririm hiç bilmiyorum."
Son cümlesini mırıldanarak,daha çok kendiyle konuşuyormuş gibi söylemişti Seokjin.
"Böyle bir dolaptan illaki şarap isteyerek tutturan bir misafirmiz olursa,onu şarap şişesiyle döverim."
Jungkook umursamaz bir şekilde konuştuğunda,aslında son derece ciddiydi.
Son zamanlarda -bir aydır- sinirleri oldukça gergindi ve bunun için bir kurban hiç de fena olmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hell Diving//Yoonkook\\
FanfictionJeon Jungkook bu dünyadaki bir 'tuhaftı'. Min Yoongi ise düzenli bir hayata sahip olan, sıradan bir psikolog. Jungkook diğer insanların aksine mistik güçlere sahipti. Peki bu tuhaf çocuk normal bir insan olan psikoloğa aşık olursa ne olurdu? Bunu i...