22. Bölüm ♣Bu benim rüyamda gördüğüm pislikti♣

55.4K 1.9K 586
                                    

Nasıl anlatsam bilemiyorum, nereden başlasam, neyi anlatsam? Ben
çok kırıldım çok üzüldüm ama yine vazgeçemedim sevmekten. Vazgeçmeyeceğim de. Onun
Gidişine bir türlü alışamadım, gelsin istiyorum. Neden niye bilmiyorum ama gel istiyorum. Artık hiçbir şeyden tat alamıyorum sevdiğim her şeyden nefret ediyorum. Baktığım her yüzde seni görmekten yoruldum, senin olmamandan yoruldum. Ne bileyim gel istiyorum işte. Yeter ki bana gel, yanımda dur benimle ol.
Benden iki gündür gitmene rağmen ben asırlardır yanımda değilsin gibi hissediyorum. Saniyeler bile asır gibi geliyor bana, oysaki kokuna bile muhtacım. Keşke uzun uzun baksaydım yüzüne, her detayını ezberliyeseydim. Olmadı, olamadı. Olmadan gittin. Hani avuçlarımın içinden öpecektin, kokumu içine çeke çeke. Ama olmadı, olamadı. Olmadan gitin. Gel istiyorum dön istiyorum adam özlüyorum..

İlkbahar olduğu için her yerde kuş cıvıltıları geliyor, ağaçlar yeni yeni filizleniyor, Papatyalar açmış ve çok güzel kokularını salmışlar her yere. Kelebekler özgürcesine kanatlarını açmış uçuyorlar sonsuzluğa. Karıncalar yerdeki evlerinden çıkmış kış için yine bir şeyler toplamaya koyulmuşlardı. Bal arıları çiçeklerin üstünde bal yapsınlar diye polen topluyordu. Burda ki gördüğüm her şey bir şey yapıyordu. Zorluk çekiyorlar miydi? Evet ama benim şu an çektiğim acının yanında onların yaptığı hiçbir şey değildi. Ben sevdiğim adamı, kocamı kaybetmiştim. Hemde bu karşımda duran korku dolu gözlerle bakan adam yüzünden. Buradaki hiçbir canlıya bile kıyamayan ben şimdi birini öldürecektim. Silah tutan elim titriyordu ama bundan vazgeçmeyecektim. Vazgeçmeye bile kalksam aklım durmadan Murat ağanın hastane yatağının üstündeki solmuş  bedenini ikide bir gözümün önünde geliyordu. Gözlerimi ondan çekmeden diğer elimi de silaha koydum. Cesaretimi toplamam lazımdı, şu an onu vuramazsam bir daha asla buna cesaret dahi edemezdim. Derin bir nefes aldıktan sonra aldığım nefesi geri verdim. Ve iki defa karnına ateş ettim. O nasıl benim canımı gözünü bile kırpmadan benden aldıysa, bende onun canını ondan aldım. İşte şimdi Murat ağanın ruhu rahat edebilirdi. O pislik yere yığılınca elimdeki silahı yere atarak titrek bir nefes verdim. Başımı gökyüzüne kaldırdım ve bağırarak konuşmaya başladım.

"İntikamını aldım sevgilim! Seni benden alan o pisliğin canını aldım."

Bağırdığımdan dolayı ses tellerim acımıştı. Gözlerimi o yerde acı çeken bedeninden çektim. Ve 
akan gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim. İşte şimdi benim sıramdı. Bende onun yanına gidecektim. Çünkü onsuz nefes aldığımı hissediyordum, şu an yaşayan bir ölüden farkım yoktu. Evet kendi canıma kıymam çok günahtı hatta Allah'a karşı gelmek idi ama ben yapamıyordum, onsuz yaşamayı başaramıyordum. Yüzüme gelen saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdım, arkamı döndüm. İki adım daha attım ve uçuruma tam yaklaştım, bir adım daha atsam artık düşecektim. Titrek bir nefes verdim ve başımı yine gökyüzüne kaldırdım, boğazım yırtılana kadar bağırarak konuşmama devam ettim.

"Yapamıyorum be Murat! Sen olmadan yapamıyorum. Sen yanımda yokken nefes alamıyorum ben! Canım yanıyor, o kadar çok yanıyor ki canım, ölmek istemiyorum. Sana bu kadar aşıkken olmuyor. Sensizlik işkence gibi, ölüm gibi."

Gözyaşlarım durmak bilmeden akmaya devam ediyordu. Bu gün lanet bir gündü,  az önceki kelebekler ortadan kaybolmuştu. Kuşların cıvıltıları kesilmişti. Arılar ortadan yok oldu, kara bir bulut kapladı gök yüzünü. Şimşek sesleri birden çoğalmaya başladı, şimşek sesinden korkan ben şimdi korkmuyordum. Meydan okurcasına başımı dikleştirmiş karşımdaki manzaraya baktım. Alnıma değen yağmurla yüzümde küçük bir gülümseme oldu. İşte şimdi ölme vaktim gelmişti. Ölümden korkan ben şu an ölüme adım atıyordum büyük bir cesaretle. Bu çok yanlıştı ama ben yanlış olarak görmüyordum, göremeyecektim de. Gözlerimi sonsuza denk açmamak üzere kapattım ve sessizce fısıldadım.

BERDEL  { TAMAMLANDI }Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin