Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Yorumlarınızı bekliyorum.
Multide kızların evi
Masada öyle oturmuş bekliyordum. İnstagramda öyle dolaşıyordum ki Eda karşıma gelene kadar. Eda bu ne hal böyle?
Eda: Ne varmış halimde ya.
Ne yok ki acaba. Kızım elbise ne alaka ya. Evdeyiz kızım hatırlatırım.
Eda: Biliyorum cano evdeyiz. Ama şık olmak suç mu.
Tamam tamam Edoşş bir şey demedim sustum. Ben senin derdini anladım.
Ben sustum kapı çaldı.
Eda: ayy geldiler geldiler.
Eda. Sakin ne bu neşe duydum geldiler. Açmak istersen aç hadi kapıyı.
Eda: Ee yok sen aç.
Noldu Edoşş hevesliydin açsana.
Eda: Yok be kim hevesli ben mi... hiç de bile. Hem neden hevesli olacakmışım.
Tamam Eda sus kapıda kaldı çocuklar gidip içeri buyur edeyim kapıyı açıp ve kapıya doğru yürüdüm. Kapıyı açtım ve hoş geldiniz deyip içeri davet ettim Arda ve Buğrayı. Biraz salonda oturup sohbet ettik sonra ben yemek masasına iki tabak daha koymak için yanlarından ayrıldım, yemekleri ısıttım ve hadi bakalım buyurun masaya yemeklerimi beğenecek misiniz? diye çocukları masaya buyur ettim. Masaya oturduk ve ben yemekleri servis etmeye başladım. Hadi afiyet olsun. Hep beraber yemeklerimizi bir yandan yiyoruz bir yandan da sohbet ediyoruz.
Arda: Yemekleri sen mi yaptın gerçekten Ceren?Evet. Beğendiniz mi?
Buğra: Ellerine sağlık çok güzel olmuş.
Arda: Evet çok güzel olmuş özellikle mıhlamaya bayıldım özlemişim bir an memleketimde hissettim kendimi.
Ayy Sen Karadenizliydin değil mi?
Arda: Evet. Benim memleketim Rize Çamlıhemşin.
Ay ciddi misin ben Rizeyi çok seviyorum görmek çok istiyorum hatta kızlarla yazın gitmeyi planlıyoruz bir aksilik olmazsa.
Eda: Evet. Ceren haklı öyle bir planımız var. Hatta siz de gelin isterseniz hem bize yol gösterirsiniz hem nasıl olsa memleketinmiş ya.
Arda: Olur tabii. Neden olmasın. Seve seve geliriz.
Yemeklerinizi yediyseniz salona doğru geçelim isterseniz.
Arda: Olur.
Arda ve Buğra salona geçtiler Eda ve ben de masayı kaldırdık. Sonra hobi odasına gidip oyun seçtik. Tabu oynamaya karar verdik. Ardaaaa tabu oynar mısınız? diye salona doğru bağırdım.
Arda: Deli misin, ustasıyım.
Harika. takımları nasıl yapalım. Eda ve Buğra siz ikiniz, biz de Arda'yla ikimiz olalım, ne dersiniz?
Eda: Bana uyar.
Yazımı tura mı?
Arda: Tura.
Eda: Yazı
Yazı geldi. Eda siz başlıyorsunuz. Eda anlatmaya başladı. Buğra bildi. Arda anlatmaya başladı. İç sesim "ya anlatırken bile karizma ya yerim" . Ben bildim. Bir yirmi, yirmi beş dakika oyun böyle sürdü gitti. Sonra Eda, Film mi izlesek ya sıkıldım ben bu oyundan dedi. Aynen ya bende çok sıkıldım diye Edaya destek çıktım.
Buğra: Ne filmi izleyeceğiz peki ?
Arda: Aksiyon filmine ne dersiniz?
Eda: Kalsın. Arda kuzum, almayalım biz. Komedi filmi nasıl?
Buğra: Harika Eda.
Komedi filmi açıp izlemeye başladık. Daha doğrusu Eda ve Buğra izliyordu. Arda ile ben mısır patlatıyorduk, meyve falan yıkadık, onları salona getiriyorduk ki Arda bana,
Arda: Hep böyle misin? Her işe koşar mısın?Genelde evet.
Arda: Bu halin beni çok mutlu ediyor. Ceren ben ben...
Evet. Arda, sen..
Arda: Ben senden çok hoşlanıyorum. Seni hiç aklımdan çıkaramıyorum.
E ne var bunda hadi gidelim artık Edaların yanına. Tam mutfak kapısından çıkıyordum ki Arda önüme geçip,
Arda: Anlamıyor musun ya sana aşığım seni seviyorum diyorum Ceren.
Ne bağırıyorsun be. Duydum herhalde sağır değilim, bana biraz zaman ver.
Arda: Ne kadar bir zaman?
Yarını bekle söylerim.
Arda: Cevabını bekliyorum.
Neyse hadi içeri geçelim meyve tabağını alır mısın? Rica etsem.
Arda: Tabii.
Eda: İki saattir ne yapıyorsunuz içeride ya film bitti neredeyse.
Elimdekileri gösterip çocuk gibi sırıttım.
Eda: Tamam tamam hadi oturun artık.
Eda ve Buğra yan yana oturduğu için mecburen Arda ile yan yana oturmak zorunda kaldım. Aslına bakarsan hiç de şikayetçi değildim. Neden bilmiyorum ama Onda beni çeken bir şey vardı. Filmi izlerken uyuyakalmışız hepimiz.
Sabah güneş ışıklarıyla gözlerimi açtım ve saate baktım saat 7.35'di. Eda, Arda, Buğra kalkın çabuk okula geç kalacağız.Eda: Kızım noluyor ya sabah sabah.
Eda kalk çabuk geç kalacağız.
Bakın ben üzerimi değiştirmeye gidiyorum ve döndüğümde hepinizi ayakta uyanmış bir vaziyette bulacağım aksi takdirde bir şişe suyu yüzünüze dökerim. Diye tehdit ederek odama gitmek için merdivenlere yöneldim. Odama gidip üstümü değiştirdim, saçımı taradım. Ve uykucuların yanına gittim Eda ve Buğra uyanmıştı ama Arda Bey hâlâ uyuyordu. Mutfağa gidip bir bardak su alıp geri döndüm ve Arda'nın yüzüne suyu döktüm.
Arda: Noluyor lan? Kim döktü bu suyu?
Ben döktüm. Ne olmuş.
Arda: Bir şey olmadı ya. Neyse banyo nerede ben üstümü kurutayım.
Koridorun sonunda sağda.
Arda: Teşekkürler.
Eda: Hadi çıkmıyor muyuz?
Arda Bey çıkarsa çıkacağız.
Arda: Geldim. Hadi çıkalım.
Yürümeye ne dersiniz?
Eda: Kızım sen şaka mısın ya hem geç kaldık diye acele ettirdin bizi şimdi gelmiş yürüyelim diyorsun şaka mısın sen Ceren sabah sabah hem saat 7.56 ne yürümesi binelim şuradan otobüse gidelim.
Arda senin araban vardı nerde o? Onunla gidelim diyecektim sorun olmazsa.
Arda: Şey... ben babamdan izinsiz kullandığım için dün ablam ispiyonladı beni babamda beni haşladı bir güzel.
Ya üzüldüm.
Hadi o zaman çabuk ders tarih hoca erken giriyor. Durağa doğru koşmaya başladık. Tam durağa geldik ve hemen otobüs geldi ve bindik. Okula doğru yol aldık.
Bölümü nasıl buldunuz?
İnstagram: edebiyatblog64
