20.Bölüm

70 2 0
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. 


multimedya Ardaların köyü Rize-Çamlıhemşin

Sabah olur ve bahçeden horoz sesi yükselir.

Duru: Ayy bu ne sesi böyle ya susturun şu sesi uykumun en tatlı yerinde olmadı bu böyle...

Duru, söylenmesene ne sesi olacak horoz ötüyor. Kızlar hadi kalkın sabah oldu. Ben elimi yüzümü yıkamaya gidiyorum döndüğümde hepiniz kalkmış olun yoksa nasıl uyandırdığımı biliyorsunuz.

Ilgın: of Ceren ya bir rahat bırak bizi gözünü seveyim doya doya bir uyuyayım.

Eda: Ilgıncım canım sabaha kadar telefonda oyun oynarsan kalkamazsın tabi. Ceren, haklı kızlar hadi kalkalım da hazırlanalım kahvaltımızı edip Çamlıhemşin'in altını üstüne getirelim, doyasıya bir gezelim. 

Kızlar hazır mısınız? hadi mutfağa gidip yardım edelim Nehir ablaya valla mis gibi kokular geliyor mutfaktan.

Kızlar hazırlanıp mutfağa gider. Ceren ve Ilgın, rahat bir eşofman takımı ve spor ayakkabı giyer. Eda, pantolon ve üzerine salaş bir tişört; Duru ise elbise ve topuklu ayakkabı giyer. 

Nehir ablacım günaydın ne yapıyorsun böyle mis gibi kokular yayılmış evin içine.

Nehir: Günaydın Cerencim. Kızlar size de günaydın.

Eda: Günaydın Nehir abla.

Ilgın: Esnemekli olarak günaydın Nehir abla.

Duru: Günaydın Nehir abla.

Nehir abla yardım ister misin? sofrayı kuralım mı biz ne dersin? 

Nehir: Çok iyi olur Ceren. O zaman kızlar siz sofrayı kurun. Ceren sen de bir zahmet olmazsa Ardalara ve Abilerine bakar mısın? Akın abin uyanmıştı zaten bahçedeydi.

Tamamdır Nehir abla ne zahmeti ya baktım ben hemen. 

Nehir ablanın yanından ayrılıp çocukların kaldığı odaya doğru yürümeye başladım. Odanın önüne gelince kapıyı tıklattım ve içeri seslendim. Arda aşkım, çocuklar uyandınız mı müsait misiniz gelebilir miyim?

Buğra: Gel yenge gel müsaitiz yani ben uyandım da çocuklar uyuyor daha. 

Buğra, sana kaç kere dedim bana yenge deme diye utanıyorum ya. 

Buğra: Niye demeyecekmişim da yengemsin işte yenge yenge diye bağırır.

Elime gelen ilk yastığı Buğra'nın kafasına fırlattım.

Arda: Bir uyutmadınız insanı ha ne oluyor sabah sabah ya. Aşkım sen mi geldin günaydın. 

Günaydın aşkım. Evet sizi uyarmamı istedi ablan. Hadi kahvaltı hazır sizi bekliyoruz gelin. 

Arda: Tamam aşkım geliyoruz. Emre, Fatih hadi kalkın lan kahvaltıya bekleniyormuşuz.

Fatih: Esneyerek günaydın mmm mıhlama mı kokuyor kokusu buraya kadar geldi. 

Evet Fatih mıhlama kokuyor Nehir abla döktürmüş yine. Hadi çocuklar acele edin ben abimlerin yanına gidiyorum sizi de masada bekliyoruz gelmezseniz biz hepsini yeriz ha ona göre.

Arda: Tamam Cerencim geliyoruz hemen. 

Çocuklar üzerini değişip kahvaltı masasına gelir. Arda ve Fatih beyaz tişört ve kot pantolon giyer. Buğra, beyaz tişört üzerine kot bir gömlek ve kot pantolon; Emre ise kahve tonlarında klasik bir takım giyer.

Arda : Ablaların en hamaratı, en güzeli tabi sevgilimden sonra neler yapmışsın böyle senin yüzünden galiba şu beş günde baya bir kilo alacağız ama umurumda değil can boğazdan gelir. 

Nehir: Afiyet olsun hepinize. Ayrıca canım kardeşim o kadar misafirlerimiz gelmişler memleketimize onları en güzel şekilde ağırlamayalım mı.

Akın: Gerçekten her şey çok güzel olmuş ellerine sağlık Nehir.  Ceren, abicim kahvaltıdan sonra planınız ne ne yapmayı düşünüyorsunuz?

Bilmiyorum ki abicim. Kızlar sizce ne yapalım. 

Ilgın: Ay raftinge gidelim mi ne olur burada çok meşhurmuş öyle duydum.

Fatih: Evet Ilgın haklı eğlenceli ve biraz da tehlikeli çok iyi olur bence. 

Eda: Tehlikeli ise ben gelmem sevmem öyle tehlikeli sporları başımıza bir şey falan gelir aman Allah korusun.

Akın: Allah korusun Edacım abicim başınıza bir şey gelmesin siz hepiniz Mert'e Nehir'e bana emanetsiniz sonra ailelerinize ne deriz biz.

Arda: Tamam o zaman bugün ben size önemli olan tarihi yerlere götüreyim yarın da hep beraber raftinge gideriz ne dersiniz? Kültür gezisi olur bugün. 

Ayy Arda çok iyi düşündün ben şu kaleyi merak ediyorum neydi adı yaa meşhur bir kale var ya o işte önce oraya gidelim mi ne olur? 

Arda: He şu meşhur Zil Kalemizi diyorsun. Tamam o zaman ilk olarak oraya gideriz. Ondan sonra da size Çaylıkları gösteririm. Belki çay da toplarız biraz. 

Nehir: Aferin Arda benim yakışıklı, düşünceli kardeşim çok güzel plan yaptın ama başınıza birimiz gelelim acaba kim gelse Akın, Mert hangimiz gidelim? 

Akın: Mert gider ya zaten kendisi de gezmeyi çok sever ne dersin Mert Kardeşimize ve arkadaşlarına göz kulak olmaya?

Mert: Bana uyar Akın 

Plan hazır olduğuna göre hadi o zaman sofrayı kaldıralım da gidelim gezmeye. Sofrayı hep beraber kaldırdıktan sonra Akın abim ve Nehir abla hariç hepimiz Zil Kalesine doğru yol aldık. 


Bölümü nasıl buldunuz? 

İnstagram: edebiyatblog64


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 22 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Çete Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin