Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Yorumlarınızı bekliyorum.
Bir saat kadar hepimiz ameliyathanenin kapısında beklerken doktor çıktı ve bize Ilgın'ın durumu hakkında bilgi verdi.
Doktor: Ilgın Hanım'ın yakınları siz misiniz?
Duru: e evet. Durumu nasıl iyi mi?
Doktor: Endişelenmeyin... korkulacak bir şey yok... yani açık konuşmam gerekirse hayati bir tehlikesi yok. Sadece karın boşluğuna ağır bir darbe almış ve sağ kolunda çatlak var. Karın boşluğuna aldığı darbeyi hallettik. Fakat sağ kolunu alçıya aldık 1 ay alçıda kalacak.
Ceren: peki görebilir miyiz. Ilgın'ı?
Doktor: Birazdan odaya alacağız o zaman görebilirsiniz.
Tamamdır. Teşekkürler doktor bey.
Doktor: Ne demek vazifemiz.
Doktor yanımızdan geçip gittikten on dakika sonra ameliyathanenin kapısı açıldı ve hemşireler sedye ile Ilgın'ı odaya götürmek için çıkardılar. Hemşireler Ilgın'ı odaya yerleştirirken biz kapının önünde bekliyorduk. İçeri girip bir an önce Ilgın'ı, kardeşimi görmek istiyordum. Nihayet hemşireler odada işleri bitince çıktılar. Ilgın'ın babası hemşireye kızımızın yanına girebilir miyiz diye sordu hemen. Hemşire de çok kalabalıksınız hepinizin girmesi doğru değil şuan hastamız zorlu bir ameliyat geçirdi dinlenmesi lazım. Zaten şuan halen daha narkozun etkisinde ne zaman uyanır bilmiyoruz. En iyisi ben gidip bir doktor beye sorayım birazdan gelip size haber vereyim beyefendi dedi. Hemşire bu sözünden sonra yanımızdan geçip gitti bizde beklemeye devam ettik. Merdivenlerden Ilgın'ı ameliyat eden doktor ve hemşire çıkıp yanımıza geldiler ve hemen Ilgın'ın odasına girip muayene ettikten birkaç dakika sonra odadan çıkıp bize hitafen şöyle dedi.
-Gruplar halinde hastanızı görebilirsiniz lakin çok durmayın. Doktorun bu sözünden sonra Gülseren teyze yani Ilgın'ın annesi çok teşekkür ederiz doktor bey dedi.
Doktor yanımızdan gittikten sonra ilk olarak Gülseren teyze ve Galip amca girdiler odaya kızlarının durumunu görmek için.
Bizde çocuklarla birlikte koridorda bekledik bir yandan da sonra hangimiz girsek diye düşünüyorduk. Yani tabi ki boşuna düşünüyorduk kardeşleri olarak biz girecektik tabi. Neyse Gülseren teyze ve Galip amca çıktıktan birkaç dakika sonra biz girdik odaya. Ah be Ilgın'ım, hırçın kardeşim benim noldu sana böyle sen bu hallere düşecek insan mıydın gibi cümleler mırıldanırken Ilgın'ın göz kapakları kırpışmaya başladı biz heyecanlandık Ilgın Ilgın diye seslenmeye başladık. Birkaç kez daha göz kırpışmasından sonra Ilgın gözlerini açtı. Eda hemen Ilgın uyandı diye çığlık atacakken ağzını kapattım. Eda kuşum ne yapıyorsun dur bir hemen sevin... cümlem Ilgın'ın konuşması ile yarıda kaldı.
Ilgın: N n ne neredeyim ben.
Eda: Hastanedesin tatlım. Bizi çok korkuttun ama şükür iyisin. Ben hemen gidip dışarıda bekleyenlere uyandığını haber vereyim.
Hırçın kızım bizi çok korkuttun bişey oldu sandık sana bizi bırakıp gideceksin sandık ama çok şükür iyisin deyip kardeşimin eline öpücük kondurdum.
Eda kapıya doğru gidip Ilgın uyandı millet diye sevinç naraları attı. Odadan herkesin nasıl mutlu olduğunu duyabiliyordum. Herkes çok şükür Allahıma Ilgın'ı bize kavuşturdu diye dualar ediyordu. Ilgın'ın sesini duyup hemen geri dikkatimi ona verdim.
Ilgın: N ne noldu bana.
Duru: Onu sana biz soracağız Ilgın Hanım.
Ilgın: Eee şey... en son ha hatırladığım eve doğru yürüyordum... Sonra... sonra... karşıdan taksi geliyordu çarptı gerisini hatırlamıyorum.
