Hayal Kırıklığı

1.3K 36 12
                                    

( İlk kitabım ve bu yüzden yazım hatalarım veya anlatım bozukluklarım olabilir. Ayrıca o anki ruh halime göre yazdıklarım değişebilir. İyi okumalar:))

Göz yaşlarım yanaklarımdan süzülmeye başladı. Sanki biri gelip tüm giydiğim zırhları bir çırpıda almış, beni ortada çırıl çıplak bırakmış gibiydi. Güçlü kişiliğimden eser kalmamış, tüm duvarlarım yıkılmıştı. İhanet beni sırtımdan öyle bir bıçaklamıştı ki, acının tadını parmak uçlarımda hissediyordum. Bu görüntü beni resmen yıkmıştı. Bu görüntü, benim yıkımıma sebep olmuştu. Gözlerimin canını daha fazla yakmak istemeyerek ayaklarımı zorla hareket ettirerek hemen yönümü değiştirdim. Şuan ki tek çözümün bu olduğunu düşünerek sanki acılarımdan uzaklaşıyormuşcasına yol aldım. Fakat çoktan yakalanmış ve fark edilmiştim. Kerem'in arkadan geldiğini ayak seslerinden ve ismimi haykırışından fark edebiliyordum. Umursamadım fakat onun benden çok daha hızlı olması dezavantajımdı. Sertçe kolumdan tutulup çekildiğimde onun bana yetiştiğini daha yeni fark ediyordum.

– Sana sesleniyorum, neden cevap vermiyorsun?

Afallamıştım, ama kendimden ödün vermedim, vermeyecektim.

– Çünkü, yalanlarını dinlemek istemiyorum. Beni rahat bırak !

– Yalan söyleyeceğimi nereden çıkardın ? Lütfen beni dinle, göründüğü gibi değil. Ben oraya-

– Seni dinlemek istemiyorum. Ne olduğu ortada, bırak beni !

Büyük bir hışımla kolundan kurtuldum ve koşmaya başladım. Koşmanın ilk defa bana bu kadar acı verdiğini hatırlıyordum. Bu yediğim kazığın acısı benim peşimi hiç de bırakmaya meyilli değildi. Her şeyimi, anılarımı, duygularımı, sevinçlerimi arkamda bırakarak koşuyordum. Kalbinizin hazırsız yakalanması kadar kötü bir şey yok. Öyle hazırlıksız yakalanmıştım ki, kendimde değildim. En son arkamdan, " Bu konu burada kapanmadı ! " dediğini hatırlıyorum...

MESAJ (düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin