[6]~Hasta

562 40 45
                                    

6 gün sonra:

Boyun ağrısıyla birlikte yeni bir güne gözlerini açmış, sırtına vuran soğuk ve ensesinde hissettiği ağrıyla birlikte huzursuzca mırıldanıp kalkmaya çalıştı yerden. Sadece çalıştı, ama başarı olamadı ve yeniden yere yığıldı. İlk gün Jimin, sonraki günler Namjoon ondan sonra Hoseok, ondan sonra Taehyung, Seokjin ve şimdi de Jungkook. En kötüsü Seokjin diye içinden geçirdi kız bir an. Acımasızca davrandığı yetmemiş gibi birde ağzını bağlamış, kimsenin birşey duymamasını sağlamıştı. Sonuç: bitip ve hitap düşmüş bir kız.

Soo Min gözlerini açıp ağlamamaya özen göstererek ayağa kalkıp odasındaki eski püskü aynanın karşısına geçip gömleğini son 6 gündür yaptığı şeyi yapıp kol dirseklerine kadar indirip vücuduna baktı. Çene altı, boynu, omuzları ve dudakları çok kötü görünüyordu. Bembeyaz teninin üstü sanki kara lekelerle kirlenmiş gibiydi. Donuk ifadelerle baktı kendine aynada. Karşı gelmeye çalıştığında her biri ayrı ayrı olmak üzere kızın omzuna hançer yardımıyla çizikler atıp acıması için tırnaklarıyla iyice kanatmıştı kızın tenini. Bir nevi itaar etmesi için terbiye yoluydu bu.

Derin düşünceler içindeydi. Kendini öldürmeli miydi, yoksa burdan kaçıp gitmeli miydi? Bu soruyu kendisine hergün soruyordu. Fakat kendisine verebileceği bir yanıtı yoktu. Sabahları kaldırılıp güvertede temizlik yaptırılıyor, ardından ufak bir yemek molası veriliyor ve sonraki kişiyi kendi odasında beklemesi söyleniyordu. Koskoca günde başka birşey yaptığı yoktu. Zaten incecik olan bedenini gün geçtikçe daha da kilo kaybederken kaptan kurusunun son günlerde ortada olmadığını fark etti kız. Yemek yemek için oturduğu sofrada ona gece neler yaptığını hatırladığı anlar içinde oluşan nefret yüzünden ağzına tek bir lokma ekmek atıp sofradan kalkıyor, kimseyle konuşmuyor dolayısıyla başını kaldırılıp kimsenin yüzüne bakmıyordu. Gemideki kimseyle arasında bir diyolog geçmiyordu. Öyle ki Hoseok ve Taehyung ile bile konuşmuyordu artık. Taehyung zaten kendini kaybettiği gece soğutmuştu kızı kendinden, şimdi ise kız kimsenin yüzüne bakmıyordu. Kimsenin o iğrenç yüzünü görmek istemiyordu. Hoseok kıza sürekli Nasıl olduğunu sorsa bile kız başını kaldırıp bakmıyordu bile ona. En çok da Hoseok yalancısından nefret ediyordu şu an. Kararını vermişti. Ya kendini öldürerek intihar edecek, yada bu gemiden kaçacak ve kendi hayatına, ailesine ve kardeşine geri dönecekti.

Acıtmamaya özen gösterek gömleğini üstünden atıp yeni, Hoseok'un eline zorla tutuşturduğu siyah saten gömleği kafasından bedenine geçirirken boyun kısmının diğer gömleğe göre daha kapalı olduğunu,ayrıca izleri ve yaraları belli etmediği için şanslıydı. Üzerine de ceketini geçirip donuk ifadeleri bozulmazken odasının gıcırdayan kapısını kavradı ve dışarı çıktı. Güverteye gidecekti. Büyük koridordan geçerken kulağına gelen konuşmalara misafir olmuştu.

"Kız çok iyi hissettirmiyor mu sence de Taehyung? Tanrım, dün gece dudaklarıyla o kadar uğraşıp kendimi kaptırdım ki belki de dudakları kanamıştır."

Atılan kahkalar, hakkında yapılan kirli muhabbetler kızı hiç mi hiç korkutmuyor, tam tersine daha da hissizleştiriyordu.

"Dudakları pamuk gibiydi Jungkook, diğerlerine hiç benzemiyor. Onun o fiziğine şimdiden bağlandım. Kaptan, sıranın bugün sende olması çok büyük bir şans. Emin ol tadına baktığında kimseyle paylaşmak istemeyeceksin."

Yaptıkları muhabbetler git gide çoğalıp kahkalarıne eşlik ederken durakladı kız bir an. Güvertede her zmaan olduğu gibi sohbet ediyorlardı ve kahretsin ki kızın da güverteyi temizlemesi gerekiyordu. Gözlerini kapatıp sakinleşmeye çalışarak adımlarını güverteye döndürüp içeri adımlarını attı. Duyduğunu bilsinler ya da bilmesinler, umurunda değildi.

Korsan istilası/YoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin