[25]~ Tokat

385 31 14
                                    

Soo Min kendine zar zor gelirken kendine şu anda ne yaptığını sordu içinden. Kendini zar zor onun dudaklarından ve kucağından kurtarıp ayağa kalktı ve sert bir tokat attı yüzüne sinirle. Sinirden, biraz da heyecandan göğsü kalkıp iniyordu.

"Bana nasıl bu şekilde dokunabilirsin seni piç kurusu! Sen kendini ne sanıyorsun?!"

Yoongi birşey söylemeden, sessizce birkaç saniye hareketsiz kaldıktan sonra ayağa kalkarak kıza bir kaç adım attı. Soo Min o adım attıkça geriye gidiyordu.

"Ve sen, bana öylece  tokat atabileceğini mi sanıyorsun?"

Soo Min sinirli bile olsa biraz ürpermişti. Yoongi kızı boynundan tutup yandaki duvara yaslayarak yüzüne yaklaştı. Soo Min etkisiz hale getirilmişti adeta. Boğazındaki eller nefes almasını engellerken Yoongi diğer elini de duvara dayamış ve kızın dibine girmişti resmen. Burun buruna gelmişlerdi adeta ve Soo Min birazdan burdan ölüsünün çıkacağına emindi.

"Ben, şimdiye kadar istediğim herşeyi elde ettim Soo Min. Herşeyi, seni bile."

Dudakları kızın kulağına yaklaştığında ise bilerek önce kulağına, sonra da boynuna sürtüp fısıldadı.

"Er yada geç, bu gerçek olacak. Benim istediğim herşey gerçekleşecek. Annen ve baban bunun olması taraftarı."

Soo Min'in boynunu kavrayan eli biraz daha sıktığında Soo Min gözlerini sıkarak kapatmıştı. Nefes almayı bırakması an meselesiydi. Kuzgun bakışlarıyla birlikte duvardaki elinin parmakları kızın dudaklarını okşarken sadistçe sırıttı.

"Sana benim olduğunu gemide söylemiştim, seni bırakacağımı falan sanmıyorsundur umarım."

Elini boynundan çektiğinde Soo Min bedenini yere bırakmış, eliyle boynunu tutarak öksürükleri arasında nefeslerini dizginlemeye çalışıyordu gözlerini kapatarak. Yoongi kızın yanına çömelip nefes almaya çalışan kızın saçlarını okşamaya başladı.

"Bana karşı koyamayacağını öğrenmen senin için iyi olacak Soo Min. Yakında eğlendiğimiz zaman canın yanacak yoksa ve ben bunu yapmak istemiyorum, mecbur kalmadıkça."

Soo Min gözlerini açıp zorlukla karşısındaki adama baktı. Daha önce hiç böyle davranmamıştı ona karşı. Ağzından sadece bir kelime döküldü.

"Psikopat."

Yoongi sertleşen yüzüyle birlikte sinirle nefes verip kızın sağ el bileğini yakalayıp çevirdiği sırada diğer eliyle de ağzını kapattı ses çıkarmamak için. Soo Min çığlık atmak istese de yapamıyordu, bileğini öyle bir kavrayıp çeviriyordu ki, bileğinin kırılacağını düşünmeye başlamıştı. Kızın bileğini bırakmadan kendisine bakması için ona doğru çevirdi kendisine.

"Soo Min, asla akıllanmayacaksın değil mi? Benden kaçışın yok bunu anlaman gerekiyor fakat, sen bunu biraz acı çekerek anlatacaksın sanırım."

Soo Min bu acıya daha fazla katlanamıyordu, daha da kötüsü sesini duyurup çığlık dahi atamıyordu. Bir ayağıyla onun karnına anı bir tekme atıp sol eliyle yüzüne yumruk geçirdiğinde Yoongi onun elini bir anlık afallamayla birlikte bıraktığında ayağa kalkabilmişti sonunda. Ondan birkaç adım uzaklaşıp sağ bileğini kontrol etmek için ceketini yukarı doğru çekti. Kızarmıştı ve hareket ederken tarifsiz bir acısı vardı. Sol eliyle sağ bileğini kavrayıp düşündü acı içinde, ailesi bubu gördüğünde nasıl açıklayacaktı? Ayrıca ailesi Yoongi'yi mükemmel bir damat adayı olarak görmeye başlamıştı.

"Sahile döndüğümüzde, ormanın içine fazla girdiğimizi, önümüze kurt çıktığını ve kaçarken de bunun olduğunu söyleyeceksin ailene. Sonra bileğinle ilgileneceğim merak etme."

Korsan istilası/YoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin