[38]~Neden Daha Önce Gelmedin?

438 30 13
                                    

Dayanılmaz soğuğun ve acının içinde kıvranırken, gözlerinden gelen yaşları sessizce akıtmıştı Soo Min bodrum katında. O kadar bitkin bir durumdaydı ki, karnındaki bebeğin durumunu bile düşünemiyordu şu anda. Yoongi'nin yanındayken ister gemide olsun, ister sarayda. Her zaman konforlu, sıcak, temiz ve rahat bir odada kalmasını sağlamıştı ve her hafta sağlığının iyi durumda olduğundan emin olmak için her hafta hekimler tarafından muayene olmasını sağlıyordu. Normalde kendi de muayene edebilirdi, fakat geminin ve güvertenin işlerinden dolayı çok yoğun oluyordu. Bu yüzden de hekimlere emanet etmişti onu. Ama hekimlere emanet edişi son bulmuştu.  Soo Min düşman gemisinin içinde, ölüm döşeğinde bekliyordu acı içinde kıvranarak.

Karnında çoğalan acıyla birlikte gözlerini yumarken vücuduna giren soğuğa direnecek gücünün kalmadığını anlamıştı bir kez defa. Belkide Yuto'nun dediği gibi burda ölmeye mahkumdu. Belki Yoongi bile artık onu kurtaramayacaktı. Acı içinde de olsa, ölmesi belki de onun bu yaşadıklarına en azından bir son verebilirdi.

Gözleri, birden anılarında beliren kardeşiyle, ailesiyle, kuzenleriyle ve az çok yüzünü hatırlayabildiği ustasıyla birlikte kapanırken hiç karşı gelmedi. Artık direnmenin bir faydası yoktu belkide. Bu yüzden gözlerini kapattı ve karanlığın kendisini kucaklamasını sağladı.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Birkaç saat sonra, güneşin batışına az vakit kala uzaklardan gelen seslerle birlikte güvertenin gözcüsü elindeki şişeyle birlikte oraya bakmaya çalışırken karnına saplanan okla birlikte çığlık atarak yere düşmüş ve Yoongi'nin güvertesi en kısa zamanda geminin içine girmişti. Önüne gelen herkesi öldürüp kılıçtan geçirirken Yoongi seri adımlarını Yuto denilen korsanın odasının  olduğunu düşündüğü yere sürdürürken kılıcını tutuşunu sertleştirmiş 2 adamıyla birlikte odanın önünde durmuştu. Ayağıyla kapıya tekme attığında kapı, paramparça olurken içeri girmiş ve karşısında bulmuş olduğu Yuto ile birlikte tehditkâr sesini duyurmuştu güvertede.

"Soo Min nerede ve ona ne yaptın."

Yuto masasında otururken, elinde tuttuğu bardağından koyu kırmızı şarabını içerken kahkaha attı oturduğu yerden.

"Neden bilmek istiyorsun ki? Bütün bunların hiçbir anlamı yok nasıl olsa."

Yoongi sinirlerinin oynadığını hissederken yanındaki adamlarına işaret verdiğinde adamları Yuto'yu yakalamış ve yerinden kaldırarak yere diz çöktürmüşlerdi. Yoongi onun saçlarından tutup kendisine bakmasını sağlarken sinirle soludu.

"Bana onun nerede olduğunu söylemezsen, tanrı şahidim olsun ki senin kelleni vücudundan ayırırım Yuto."

Yuto'nun saçlarını bıraktığında Yuto ona bakıp sırıttı sarhoş bakışıyla. O kadar çok içmesine rağmen konuşabiliyor olması cidden şaşırtıcı olmuştu.

"Bodrum katında can vermiştir çoktan. Aşağıda, siyah kapıdan içeri gir ve muazzam manzara ile başbaşa kal."

Yoongi yerinden doğrulup bakışlarını adamlarına doğrulttu.

"Benimle birlikte getireceksiniz. Düşün önüme. "

Kapıdan çıktıklarında Yuto'yu yerlerde sürükleyerek aşağı kata indirirken Yoongi içinde çoğalan kuşkunun sebebini anlayamadı. Gözlerinin önüne, Soo Min kaçırıldığından beri gülümseyen karısı geliyordu, fakat gözlerinin önüne geldikçe de içindeki huzursuz his çoğalıyordu.

Aşağı kata vardıklarında adamları yerde sürüklenmekten heryeri kan revan içinde kalmış Yuto'yu yere oturturken Yoongi ona seslendi soğuk sesiyle birlikte.

Korsan istilası/YoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin