[14]~Geçmeyen Yara

516 38 4
                                    

Çoktan gece olmuş, etraf karanlığa bürünmüştü yine. Yoongi odasında oturduğu koltuğun üzerinde arada eline aldığı kağıtları incelerken arada da yatakta bıraktığı gibi yatan kıza kayıyordu gözü. Saatlerdir yatağında hareketsiz ve bilinçsiz bir şekilde duruyordu.

Ayağa kalkıp yatağa doğru birkaç adım atıp rengi iyice atmış olan bedene baktı. Dudaklarının sevdiği kırmızı tonu ciddi derecede azalmıştı, yüzü her zamana daha inat bir şekilde duvardan bile daha beyaz bir hale bürünmüştü.

İstifini bozmadan yatağın kenarına oturup kızın yüzüne baktı. Gemide savaşırken bile asi bir kişiliği olduğunu ve güçlü olduğunu göstermişti. Söylediği gibi, çok ortak yönleri vardı ikisinin. Soo Min ne kadar baş kaldırıp karşı gelsede genel olarak birçok şeyleri benziyordu. Şimdiye kadar tanıdığı birçok kişi hep baş eğip korkmuş, ne isterse onu yapıp kendini geri çekip onu öldürmemesi için yalvarmıştı.

Yatan bedenin gözlerini daha sıkı yumarak canının acıdığını gösteren inlemesi ağzından kaçtığında gözlerini kızın karnına indirdiğinde kaslarını çatmıştı. Yarası yeniden kanamaya başlamıştı ve uykuda bile olsa acı çektiği belli oluyordu.

Ayağa fırladığı anda hemen dışarı çıkıp Jungkook'un kapısının önüne geldiğinde tıklama gereği duymadan hemen kapıyı açtı. Yatağında uzanmış yatan beden ona bakarken içeri girmişti.

"Jungkook yarası kanamaya başladı, durmuyor."

Jungkook onun söylediklerini duyduğunda ayağa kalkıp üstüne düğmeleri açık olan gömleğinin düğmelerini kapatma ihtiyacı duymadan odadan çıkmış, Yoobgi'nin odasına girmişti.

Yatakta yatan bedenin yarasını gördüğü gibi iceri koşup pikeyi üstünden atıp yarasını açtı.

"Enfeksiyon kapıyor. Biraz daha kan kaybederse hekim bile kurtamaz."

Ezbere bildiği çekmecnin içinden yara dikmek için iğne gibi diğer gerkeli şeyleri çıkarıp kantaron merhemini yanına koyduğunda sargıyı çözüp atmıştı. Eline yarayı dikmek için özel yapılmış iğne ipliği aldığında Yoongi yanına yürümüştü çatık kaşlarla.

"Jungkook ne yapıyorsun."

Yarayı pamukla temizledikten sonra Yoongi'ye kısa süreliğine dönüp cevap verdikten sonra önüne döndü.

"Son çare olarak yarayı dikmem gerekiyor, organların bir kısmı kötü durumda. Dokunun kendini yeniden yenilemesi uzun zaman alacak. Yoksa biz bir hekim bulana kadar gerçekten dayanamaz."

İğneyi eline aldığında derin bir nefes alıp verdi sıkıntıyla.

"Uyuşturabileceğim hiçbir ilaç şu anda gemide yok. Umarım canı çok yanmaz."

İğneyi yaraya batırdığı anda yaralı bedenin yüzü acı dolu bir hal almıştı. Yarı uyanık yarı uykulu ve bir o kadar da uykulu olduğu için ne kafası karışıktı.

Bir miktar pamuğun üstüne birkaç damla eter damlatıp kızın burnunun üstüne 2 parmağıyla bastırıp biraz bekledikten sonra uyuduğunu sakince inip kalkan göğsünden anlamıştı. Pamuğu bir kenara iyice katlayıp koydu açılmaması için.

"Eğer yine ben yarayı dikerken uyanırsa bunu koklat. Fazla damlatmadım, çünkü fazlası ciğerlerinde kalıcı hasar yapar."

Yoongi saçlarını stresle geriye atıp kızın yanındaki sandalyeye oturup yüzünü izlemeye devam etti. İlk defa bu kadar savunmasız görünüyordu ona. İlk defa yardıma muhtaç görünmüştü ve Min Yoongi, ilk defa birinin çektiği acının bitmesini istemişti.

Korsan istilası/YoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin