[31]~Güney Kore

441 34 16
                                    

Geçen 5 gün içinde gemideki yolculukları devam etmişti. Hava şartlarının iyi olmasının nedeniyle birlikte, gemi sonunda Güney Kore'ye varabilmişti. Soo Min bu süre içinde Yoongi'nin yanından asla ayrılamadı ve o ne derse onu yaptı. Aslında Yoongi'yi sinirlendirmezse onun kendisiyle ilgilendiğini, hatta sevgi gösterdiğini bile kanıtlamış olmuştu. Tabi bütün bu gerçekler ailesini özlediğini ve hala onunla birlikte olsa da yinede korktuğu gerçeğini değiştirmiyordu. Birbirlerini doğru düzgün tanımıyorlardı bile, neden Yoongi onunla birlikte birden evlenmek istesin ki? Soo Min hala bu evlilikte isteksiz bir şekilde onaylı kaldığı için kendini endişeli hissediyordu. Yoongi sürekli aile olmaktan bahsedip duruyordu ve Soo Min de o, bunu konuları haddinden fazla açınca rahatsız oluyordu. Ne komik olay değil mi ama....? 2 ay bile olmadan tüm hayatı bir anda değişmişti.

"Geminin kapıları indirildi!"

Güverteden Namjoon'un sesi duyulduğunda Yoongi, Soo Min'in elini tutup merdivenlerden inmeye başlarken Soo Min titrek bir şekilde nefes verdi. Işte şimdi bu korsanın evine ayak basıyordu.

Güverteden önce ikisi, ardından eşyalarla birlikte diğerleri inerken gemiden çıkmışlardı sonunda. Gözleri önlerinde sarayı andıran yere gittiğinde hayranlıkla baktı. Burası sanki Malta adasından bile büyüktü. Evin -büyük ihtimal Yoongi'nin eviydi çünkü etrafta başka ev yoktu- kendisi limanlarından bile daha geniş ve büyükken bir o kadar büyüklükte de bahçesi vardı. Evin o kadar çok  katı, terası ve sayamayacağı kadar çok odası vardı ki... Soo Min donup kalmıştı adeta.

"Evimize hoşgeldin prenses."

Yoongi kızın kulağına fısıldadığı anda Soo Min yutkundu. Içi bir hoş olmuştu, ne zaman o böyle konuşsa, gece daima onunla birlikte oluyordu. Bu bir nevi önceden verilen bir sinyaldi kendisi için.

Bahçenin girişinden geçip saray yavrusunu andıran evin kapısına geldiklerinde Yoongi kapıyı tıklamış ve kapı bir anda en az 3 hizmetçi tarafından açılmıştı. Içeri girdiklerinde Yoongi avluda bir müddet durduğunda bütün hizmetçiler onu selamlamak için sıraya girmişti.

"Hoşgeldiniz Kaptan Yoongi."

Soo Min etrafa öylece bakıyordu sadece. Bu kadar kişi burda çalışıyor muydu yani? Inanılmaz bir insandı Yoongi.

Jimin bir anda öne geçip bütün hizmetçi ve bekçilerin onu görebileceği bir yerde durup ellerini arkasında birleştirip gür sesiyle herkesin duyabileceği bir şekilde konuşmaya başladı.

"Beni iyi dinleyin. Kaptan Yoongi'nin yanında görmüş olduğunuz kız, bundan böyle onun eşidir. Ona karşı  yapılacak en ufak bir hata, kaptan Yoongi'ye yapılmış kabul edilecek ve bunu yapan kişi ağır bir şekilde cezalandırılacak. Hizmetindekiler o ne isterse yapacak ve kesinlikle kimse ona karşı gelmeyecek. Anlaşıldı mı?"

Jimin'in gür sesini yanıtlayan şey ürkmüş hizmetçilerin ve bekçilerin onaylayan sesi olmuştu. Ardından bazıları Soo Min'e bakmıştı ama bu bakışlar, Jimin'in başlarında olduğunu öğrendiklerinde çok kısa sürdü ve yeniden başlarını yere eğdiler.

Soo Min şaşkın bir şekilde bakakalmıştı. Jimin resmen gözü önünde herkesi tehdit etmişti. Bu çok acımasızca bir hareketti onun için. Tam o sırada Yoongi onun elini bırakmadan Jimin'in olduğu yere yürüdüğü sırada Jimin birkaç adım geriye giderek kaptanının ve Soo Min'in  öne geçmelerine izin vermişti. Yoongi soğuk bakışlarını etrafta gezdirirken kimseden ses çıkmıyordu, anlaşılan burda herkes ona saygı duyuyor ve korkuyordu.

"Odamızı özel bir şekilde hazırlayın. Hiçbir şeyi eksik görmek istemiyorum."

"Anlaşıldı Kaptan Yoongi."

Korsan istilası/YoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin