[39]~Beni Yeniden Yalnız Bırakma

390 27 12
                                    

5 saatlik yolculuğun sonunda, saraya ulaşmaları bir mucize olmuştu. Kızın yarası canını yakarken Min Yoongi hayatında olmadığı kadar panik olmuştu. Kanaması zar zor durmuştu, Soo Min 3 saattir de gözlerini açamamıştı. Teni bembeyaz olmasına rağmen, sanki dudaklarındaki canlı renk bile gitmişti ve bu görüntü Yoongi'nin onun ölmüş olduğunu düşünmeye başlamasına neden olmuştu.

Araba durup kapıları açıldığında Yoongi kucağındaki kanlar içinde uyuyan bedeni kavrayarak ayağa kalkmış ve arabadan çıkarak saraya doğru yürümüştü. Yanından geçen hizmetçiler şaşkınca kucağındaki kıza bakarken Yoongi sınırlı bakışlarını onlara dikmişti.

"Orda öylece dikilip duracak mısınız? Çabuk gidin hekime haber verin odama gelsin!"

Bağırmasıyla birlikte ürken hizmetçi kızlar öne eğilerek geri çekilmiş ve koşarak hekime haber vermek üzere oradan uzaklaşmışlardı.

Yoongi adımlarını hızlandırarak kendi odasına doğru ilerlerken kapıyı bekçiler çoktan açmışlardı. Tek kelime etmeden içeri girip kızı rahat ve konforlu olan yatağa bıraktığında ellerini bedeninden zarar vermemeye özen göstererek çekmişti. Bakışlarını kızın vücudunda gezdirdi. Sinirden yumruğunu o kadar sıkmıştı ki, kolundaki damarlar belli bile oluyodu. Değer verdiği 2 can belkide şu anda can çekişiyordu. Büyükbabasını kaybettikten sonra ilk defa birine bu kadar değer verip sevmişti, ilk defa birinin bu kadar koruyup kollamak istemişti.

Elleri onun yüzüne geldiğinde oraya koyup okşadı yavaşça. Yuto'nun başını vücudundan ayırdığında fışkıran kanın bir miktarı onun da yüzüne gelmişti. Sanki katledilmiş gibi görünüyordu ve bu görüntü Yoongi'nin hoşuna gitmemişti.

Kapının açılma sesi geldiğinde istemeden de olsa yataktan doğrulmak zorunda kalmıştı. İçini kaplayan korku her geçen saniye daha da büyürken gözüne gelen yaşları akıtmamak için zorlanıyordu şu anda. Min Yoongi, uzun zaman sonra ağlamamak için zor tutuyordu.

Hekim çantasından gerekli olan malzemeleri çıkarıp kızın elbisesini hançeriyle dikkatlice kesip yararının olduğu yeri gün yüzüne çıkarmıştı. Fakat yaranın olduğu yerin, karnı olduğunu anladığında afalladı. Kanların kurumuş olduğunu gördüğünde kızı muayene edip kontrol etmeye devam etti. 5 dakika sonunda yataktan doğrulup Yoongi'nin yanında durup çekinerek ona baktı.

"Kaptan... Bıçak darbesi büyük ihtimal bebeğe gelmiş olmalı. Fakat, bilmen gereken birşey daha var."

Yoongi dikkatle ve çatık kaşlarıyla birlikte ona bakarken hemşire tedirginlik içinde konuştu.

"Soo Min sanırım ikize hamile. Bebeğin bir tanesine kılıç darbesi isabet etmiş. Muhtemelen o bebek çoktan ölmüştür. Üzgünüm. "

Yoongi diyecek lafı kalmamış gibi durdu birkaç saniye. Duydukları, sanki kalbine ok saplanmışlık hissini tattırmıştı ona. Böyle birşeyin kızın başına geleceğini, aklının ucundan dahi geçirmemişti. Kadının boğazını tutup sertçe sıktığında kadın afallamış ve korkmuştu.

"Bana bak, ne yapıp edip Soo Min'i ve diğer bebeği kurtaracaksın. Beni anladın mı? Eğer başaramazsan seni denizin dibine gönderirim. "

Boğazını bıraktığında kadın kendini geri çekerek biraz nefes almış, ardından konuşabilmişti.

"Kaptan, şu durumda Soo Min'in ve diğer bebeğin kurtulması biraz kritik bir duruma giriyor. Ölü bebeğin cesedi hala anne karnının içinde. Bu durumda Soo Min ve diğer bebek zarar görebilir. Elimden geleni yapacağım, ama herşeye hazırlıklı olmanız gerekiyor kaptan."

Yoongi baygın bir şekilde yatakta yatan bedenin yanına oturup eliyle çenesini kavradı.

"O halde bebeği bir şekilde al onun karnından. 2 kişinin de canının tehlikeye girmesine izin veremeyiz.
"

Korsan istilası/YoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin