《17.bölüm》Yeni İş

642 53 48
                                    

Muzaffer yolda gidiyordu. Şuan ne düşüneceğini napacağını bilmiyordu. Bugün sevdiği kadın ona sevdiğini söylemişti. Gözlerinin içine bakarak aşkını söylemişti. Muzaffer bunu kabullenmek istemiyordu. Nefisenin söylediklerini düşünür.

"Nefise:seni sevmiştim. Muzaffer ben seni Gerçekten Sevmiştim."

Muzaffer direksiyonu sıkarak düşünmeye devam eder. Az önce Nefisenin ona yakın olmasıyla nefesini hiss etmişti. Ama bu nefes onun nefesini kesmişti. Bir zamanlar bu koku bu nefes ona nefes almasına yardım ediyordusa şimdi acı veriyordu. Nefret ediyordu Muzaffer. Kendine nefret ediyordu. Sevdiği kadına yaptığı o şey için kendine nefret ediyordu. Her o gece gözünün önüne geldiğinde kendine olan nefreti katbakat artıyordu. Muzaffer Nefiseye dokunmasını onu öpmesini hatırlar. Gitdikce arabayı hızlı kullanır. Odaya gitmeleri. Üzerilerini çıkarmaları. Muzafferin gözü yoldaydı. Ama aklı yolda değildi. Sonra Nefisenin onu öpnesi ona dokunması aklına gelir. Gece boyunca sarılıp öpüşmeleri. Ya teninde hiss etdiği o sıcak nefes ? Aşıktı Nefise Muzaffere aşıktı. Belki para için önce kabul etsede sonradan duygularına yenik düşmüştü. Oğlu için kabul ettiği o gecede duyguları yöneltmişti Nefiseyi. Her dokunuşu her öpüşü aşktantı.
Muzaffer elini direksiyona vurur.

Muzaffer: nasıl ? Nasıl yaptın Muzaffer ? Nasıl yapa bildin? Bunu sevdiğin kadına. Se seni. Seni seven kadına bunu nasıl yaptın? Muzaffer bağırarak elini direksiyona vururak söyler. Arabayı biranda durdurur. Arabadan iner.
Nefes alamıyordu. Elini kalbine koyar. Kalbi dayanmıyordu. Muzafferin kalbi onun yaptıklarına dayanmıyordu. Bu kadarını kaldırmıyordu bu kalp.

Muzaffer: seviyormuş. Muzafferin gözleri dolar.

Muzaffer:oda seviyormuş. Benim onu sevdiğim gibi oda beni seviyormuş. Seviyormuş. Ne. Nefise. Muzaffer durur sanki söyleyemiyordu. Boş yolda yürümeye başlar. Kravatını gevşetir.

Muzaffer: Nefise beni seviyormuş. Onu. Onu sevdiğim gibi oda beni seviyormuş. Aşıkmış. O oda bana aşıkmış. Muzaffer kravatını elinde sıkar.

Muzaffer: Allah benim cezamı versin. Muzaffer ağlayarak söyler.

Muzaffer: Allah benim cezamı versin.

~Nefise ev~

Nefise odasında oturmuş düşünüyordu.

Doğrumu yapmıştı? Muzafferin gözlerine bakarak sevgisini söylemişti. Geçen söylediğinde Muzaffer ona inanmamıştı. Ama bu sefer inanmıştı. Nefise Muzafferi ona aşık olduğuna inandırmıştı. Öfkeyle söylemişti Muzafferin canını yakmak için söylemişti. Onun canı yanmıştı. Muzafferinde canı yansın istemişti. Onun canı yandığı kadar Muzafferinde canı yansın o acı çektiği kadar Muzafferde acı çeksin istemişti. Ama yine acı çekiyordu Nefise. Muzafferin o hali gözünün önünden gitmiyordu ki. Yıkılışı. Bir insan bu kadar acıya dayanırmıydı? Muzaffer bugüne kadar hep acı çekmişti. Önce redd edilerek. Sonra aşkına karşılık alamayarak. Nefisenin Erdemle olması bir tür Muzaffere acı yaşatarken Nefisenin Muzafferin gözlerine bakarak Erdeme olan aşkını söylemesi bir başka tür acı yaşatmıştı Muzaffere. O gece? Muzaffer o gece yaşandığında Nefisenin ona aşık olduğunu bilmiyordu.

Nefise ayağa kalkar. Merdivenlere doğru yönelir. Artık düşünmek istemez. Ne Muzafferi ne de onunla ilgili konuları.
Nefise merdivenlerle yukarı çıkar. Mertin yanına gider.

Aradan 3 gün geçer.

Nefise ve Yeşim salonda oturmuştu.

Yeşim: bu iş iyi oldu. Hem sende artık orda çalışmazsın. Bak. Yeşimin lafı yarıda kalır.

YETER Kİ. (Final oldu) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin