Diana gözlerini maalesef kendi evinde açmamıştı. En son tıpkı eski günlerdeki gibi kendi yatağında uyuyakalmıştı. Ama Harry onu ne zaman bu eve getirdi bilmiyordu. Yatağında doğruldu. Harry'ye teşekkür etmek istiyordu. Çünkü bu geçirdiği en güzel doğum günüydü.
Hızlıca ayağa kalktı. Saçlarını bileğindeki tokayla alel acele bir topuz yaptıktan sonra odasındaki lavaboya girdi. Yüzünü hızlıca yıkayıp önce lavabodan, sonra odasından ayrıldı.
Merdivenlerden üçer beşer inmeye başladı. Daha sonra Harry kızmasın diye normal adımlar attı. Aşağıdan tanımadığı bir adamın sesi geliyordu. Hareketlerini yavaşlattı ve merdivenlere oturdu.
Harry kahkaha atarak elini Niall'ın omuzuna koydu. Niall onun en yakın dostu sayılırdı. Harry'nin attığı kahkahaya içten bir gülüş ile karşılık verdi Niall.
"Kız arkadaşın sen gelene kadar başımın etini yedi. Bir insan kendini düzdürmek için neden yalvarır anlamıyorum."
Niall sevecen sesiyle konuştuğunda Harry gamzelerini göstererek arkasına yaslandı.
"Son zamanlarda o kadar çok spermim boşa gitti ki sana anlatamam."
Niall Harry'ye kahkaha atarak yanıtladı.
"Babam da kardeşlerim ve bana her sabah "Günaydın boşa giden spermlerim!" diye hitap ederdi."
Niall'ın cümlesi ile ikisi de sesli bir kahkaha attılar. Aslında trajikomik bir durumdu. Harry evlat edinildiği aile tarafından deli gibi sevilirken Niall kendi ailesinde o kadar çok kardeşin arasında ilgi göremeyen ve sevimleyen bir çocuk olarak büyümüştü. Ama görünüşe bakılırsa bu durum umrunda değildi.
Harry'nin gözleri merdivenlerden inen güzelliğe takıldı. Onu görünce istemsizce yanaklarındaki çukurları belli ediyordu.
"Günaydın hayatım."
Diana süzülerek Harry'nin yanına yaklaştı. Yavaşça onun kucağına oturduktan sonra kollarını Harry'nin boynuna dolayarak yanağına masum bir öpücük kondurdu.
"Günaydın Harry..."
Ardından bakışları Niall'ı buldu.
"Günaydın..."
Niall elini uzatarak gülümsedi.
"Niall."
Diana Niall'ın elini sıkarak onu baştan aşağıya süzdü.
"Ben de Diana."
Harry Diana'yı kucağından hemen yanına indirdi. Bu durum Niall'ı biraz kuşkulandırmıştı. Kucağına kadar çıkması ve Harry'nin yanağına bir öpücük bırakması biraz garipti. Niall umursamayarak boğazını temizledi.
"Harry senden çok bahsetti. Ben de onun en yakın arkadaşıyım."
Niall sevecen sesiyle konuşmaya devam etti. O zaten tamamen sevecendi.
Diana sevinmişti. Harry ondan bahsetmişti. Hem de çok bahsetmişti. İstemsizce dudaklarında bir gülümseme belirdi.
"Niall buraya yeni geldi ve birkaç gün bizde kalacak. İyi anlaşacağınıza eminim, senin gibi iştahlı ve sevecen bir çocuktur."
Niall kahkaha atarak Diana'yı süzdü. Diana ayağa kalkarak Harry'nin elini tuttu.
"Kahvaltı yapmayacak mıyız?"
Harry ayağa kalkarak kravatını düzeltti.
"Benim işe gitmem gerek. Sofia Niall ile sana kahvaltını hazırlar. Uslu bir kız ol ve Niall'ı fazla sıkma olur mu?"