Diana ➳ H.S

❧ 43

Harry işten geldiği gibi merdivenlere yönelmişti. Odasına geçerek hızlıca üzerini değiştirdikten sonra Diana'nın odasına ilerledi. Kapıyı yavaşça tıklattıktan sonra içeri girdi.

Diana bacakalarını kendine çekmiş bir şekilde telefonuyla oynuyordu. Altında külot, üstünde ise yarım tişörtü vardı. Harry Diana'nın yatağına ilerleyerek yanına oturdu.

"Daha iyi misin hayatım?"

Diana gözlerini telefonundaki oyundan ayırmayarak başını salladığında Harry gülümsedi. Diana'nın ne istediğini biliyordu. Beyaz pürüzsüz bacaklarını iki yana aralayarak parmaklarını külotunun üzerinde gezdirdi.

"N-ne yapıyorsun?"

Harry dudaklarını kıvırarak omuz silkti.

"İstemiyor musun?"

Diana Harry'nin elini bacak arasından uzaklaştırarak mırıldandı.

"İstemiyorum."

Harry bu sefer ellerini Diana'nın sütyensiz göğüslerine götürdü. Yavaşça sıkmaya başladığında Diana Harry'nin ellerini tekrar uzaklaştırdı.

"Beni duymuyor musun?"

Harry iç çekerek Diana'nın yanına uzandı.

"Pekala, dokunmuyorum... Ne oynuyordun?"

Diana omuz silkerek telefonunu kilitledi.

"Artık oynamıyorum."

Harry Diana'nın neden bu hallere girdiğini anlıyordu. On yıl boyunca Harry'nin tüm ilgisi onun üzerindeydi. Aniden Louie ile ilgilenmeye başlaması ve Caitlin'in geçici bir süre evde kalması onun canını sıkmıştı. İlginin üzerinden kaybolacağı korkusunu yaşıyordu. En azından Harry öyle düşünüyordu.

"Diana senin yerin daima bende birinci. Louie oğlum olmasına rağmen hala senin yerini geçemedi, garip ama öyle."

Harry Diana'nın anlamayacağını biliyordu. Çünkü onun aklı da kalbi de hala sekiz yaşında bir kız çocuğuydu.

"Balıkların da bizi izliyor, bak."

Diana hala bakmamakta ısrarcıydı. Bu yüzden Harry Diana'nın anlayacağı dilden konuşmaya başladı.

"Sana, senin fastfood sevdiğin kadar aşığım."

Diana kaşlarını kaldırarak Harry'ye döndü.

"O kadar az mı?"

Harry nerede yanlış yaptığını bilmiyordu. Ama düşünmeye gerek kalmadan Diana onu yanıtladı.

"Seni senin kadar çok seviyorum çünkü sahip olduğum en iyi şey sensin..."

Harry Diana'nın iltifatı karşısında gözlerini utangaçça başını eğen kızıl saçlısına çevirdi.

"D-Diana..."

Diana'nın sevgisi Harry'i kekeletmeye yetmişti.

"Ben de seni çok sevdiğimi sanırdım, meğer ki senin içindeki sevgi..."

Diana hala gözlerini Harry'nin gözleriyle buluşturamamıştı. Ama Diana'nın sözlerinin etkisi hala Harry'nin üzerindeydi. Kendine gelmekte zorlanıyordu.

"Telefonun çalıyor Harry..."

Harry Diana'nın güzel gözlerine bakmaya devam ediyordu.

"Ben de seni- telefon mu?"

Harry içinde bulunduğu yoğun duygulardan dolayı telefonunun çaldığını fark edememişti. Elini eşofmanının cebine atarak telefonu çıkardıktan sonra Bay Carter'ın ismine karşı suratını buruşturdu. Ama yine de açmak zorundaydı. Diana'ya susması gereken bir işaret yaparak yataktan kalktı. Pencereye doğru ilerledikten sonra telefonu açarak kulağına götürdü.