Bu bölümü 2.yazışım. Kaydetmediğinden dolayı her şeyi tekrar yazdım. Lütfen yorumlarınızla destek olun, bitmesine az kaldı. ♡
* * *
Diana Harry'nin boynuna sıkıca sarılmıştı. Başını Harry'nin göğüsüne yaslayarak yarım saattir sürdürdüğü hıçkırıklarına devam etti. Harry'nin uçağının kalkmasına iki saat vardı. Bir saat kala orada olması gerekiyordu ama Diana'yı bu halde bırakmak istemiyordu. Diana'nın beline doladığı kollarından bir tanesini başının arkasına yerleştirerek onu göğüsüne iyice bastırıp saçlarını okşadı.
"Yapma böyle Diana, aklım sende kalmasın..."
Diana sadece hıçkırıyor ve ağlıyordu. Hatta ağlamaktan yorgun düşmesine çok az kalmıştı. Ayakta oldukları için şimdiden dizleri titremeye başlamıştı.
"S-seni u-uçağa t-tek b-başına b-bindirmem..."
Harry Diana'yı çok iyi anlıyordu. Uçağa Dianasız bineceği için ailesi gibi onu yalnız bırakacağını düşünüyordu. Maalesef on yıldır bu sorunu aşamamışlardı. Harry aşık olduğu kadına sıkıca sarılıp iç çekti.
"Sana söz veriyorum Diana, söz veriyorum sapasağlam döneceğim."
Diana ağlamaya devam ediyordu. Bir elini boynundan çekerek göğüsüne götürdü. Tişörtünü sıkıca kavrayıp parmakları arasına aldı. Harry'nin koyu yeşil tişörtü Diana'nın göz yaşlarıyla sırılsıklam olmuştu.
"Kimse seninle evlenmemi engelleyemez. Gideceğimi düşünme, sadece geldiğimde nasıl harika bir düğün yapacağımızı düşün Diana..."
Diana başını Harry'nin göğüsünden çekmeden hıçkırarak konuştu.
"H-Harry l-lütfen u-uçağa t-tek b-binme. B-ben de g-geleyim. S-söz v-veriyorum s-sözünden a-asla ç-çıkmam."
Diana'nın aklı hala uçakta kalmıştı. Bu onun çocukluk travmasıydı. Kimileri abarttığını düşünse de aynı durumu yaşamadan eleştirmeleri Diana için yıkıcı oluyordu.
"Diana seni çok seviyorum, sana aşığım. Döndüğümde hayatımdaki tek kadın ve tek insan olacaksın. Ama şimdi gitmeden önce oğlumla da vedalaşmalıyım, çünkü evlendikten sonra herkesten kaçacağız. Eğer biraz daha burada durursam oğlumu göremem..."
Diana Harry'ye daha sıkı sarıldı. On yıl boyunca Harry ile beraberdi, ama ilk defa Harry'den üç gün boyunca ayrı kalacaktı, hem de Harry'nin uçakla gideceği düşüncesi onun içini yiyip bitirirken...
"H-Harry y-yalvarırım g-gitme..."
Harry Diana'nın sırtını okşamaya devam ederken cebindeki telefon titredi. Tek elini cebine atarak gelen aramaya baktı. Idella arıyordu, büyük ihtimalle o şu anda havaalanındaydı. Harry telefonu tekrar cebine atarak Diana'nın omuzlarını tuttu. Onu yavaşça bedeninden uzaklaştırarak yüzüne baktı.
"Söz veriyorum, iner inmez valizlerimi bile almadan seni arayacağım."
Diana göz yaşlarının yüzünde çizdiği yolu silerek yutkundu. Harry'nin artık gitmesi gerekiyordu. On beş dakika yol gidip Louie ile vedalaşacaktı. Daha sonra bir on beş dakika daha yol gidip havaalanına girecekti.
"E-eğer s-sana b-bir şey olursa, i-intihar ed-"
"Sakın Diana, bu konuyu seninle defalarca konuştuk."
Harry Diana'yı durdurarak ellerini tuttu.
"Artık gitmem gerek, seni çok seviyorum sevgilim..."