Güzel yorumlarınız için hepinize çoooooooookkkk teşekkür ederim 🖤🖤🖤 sorular haricinde diğer yorumlara cevap vermiyorum çünkü yorumlarınızı okurken altında kendi cevaplarımı görmek pek hoşuma gitmiyor 🤷♀🤷♀ yorumlarınızı okumak beni çok mutlu ediyor lütfen yorum yapmaktan çekinmeyin🙏🙏 eğer kitabın konusunu ve gidişatını beğendiyseniz arkadaşlarınızı etiketleyip destek olur musunuz?🙏🙏sizi çok seviyorum 💙💙
○○○
Sahile vardığımızda Alaz'ın ayakkabılarını ayağımdan çıkarıp ağacın dibine koydum. Denize doğru yavaş adımlarla yürürken ne ayaklarımı yakan kumu ne de peşimden gelen Alaz'ı umursamadım. Ayaklarımı sürüye sürüye yürürken ayaklarım denizin tuzlu suyuyla temas etmişti bile. Üzerimdekilere aldanmayıp deniz suyu belime gelene kadar ilerledim. Alaz'a dönüp bakmama gerek yoktu, arkamdan geldiğini biliyordum. Bildiğim bir şey daha varsa, şuan şurada kendimi boğmaya kalksam ve Alaz beni kurtaramayacak durumda olsa yanıma gelip bana eşlik ederdi. Kendimi suya bırakıp kulaç atmaya başladım. Denizin dibinde yüzerken gözlerim açıktı. Görüş açıma Alaz girdi. Denizin dibinde onunla göz göze gelmek tuhaf hissettirmişti. Beni koltukaltlarımdan tutup denizin dibinden çıkardı. Yüzümden, yüzünden ve üzerimizden akan su damlalarını umursamadan konuşmaya başladı."Sen böyle yaptıkça kendimi daha kötü hissediyorum, Derin. Lütfen yapma bunu bana." Derin bir nefes alıp bakışlarımı ısrarcı gözlerine çevirdim. Öyle güzel bakıyordu ki gözlerime, dilim tutuluyordu.
"Bu kadarı çok fazla, kaldıramıyorum Alaz."Dedim üşüdüğüm için titreyen çeneme ve yüzümdeki deniz sularına karışan gözyaşlarıma aldırmadan. "Ben babasının baskısı altında yaşayan, basınla iç içe olan bir ailenin baskısıyla asosyal olmuş bir kızdım. Ne hale getirdin beni?" Yüzünü gökyüzüne çevirip gözlerini kapattı. Fakat deniz sularının aksine yavaşça akan damlayı görünce ağladığını anladım. Gözlerini açıp tekrar bana baktı.
"Özür dilerim, seni buna hiç bulaştırmamam gerekiyordu. Bencilin tekiyim, biliyorum. Ben mantığımla hareket eden bir adamım ama sen hayatıma girdiğinden beri mantığım devre dışı kaldı. Hangi yolu seçersem seçeyim yolun sonu sana çıkıyor. Sensizliği istemiyorum ama sensiz olmak zorundayım. Benim için çok değerlisin ama bu senin canını yakmaktan başka işe yaramıyor." Bakışları titreyen çeneme indi. Üşüdüğümü anlamış olacak ki beni kolumdan tutup kendine çekti. Başımı göğsüne yaslamamı sağlayınca kendime engel olamayıp kollarımı beline sardım. O da kollarıyla sıkıca sardı beni. Onun da bedeni ıslak olduğu için üşümem geçmez sandım fakat üzerimde özel gücünü kullanmış olacak ki, bütün vücudumu büyük bir ısı kapladı. Belden aşağım hâlâ suda olsa da sıcacık olmuştum.
"Ben daha fazlasına dayanamam Alaz. Dünya yolculuğuna bensiz devam et." Dedim tek nefeste. Bunu onun gözlerinin içine bakmıyorken söylemek işime gelmişti. Ona her ne kadar alışmış olsam da ileride başıma geleceklerden korkuyordum. Beni kendinden ayırıp gözlerime baktı. Gözlerinde kırgınlığı görmek kalbimin üzerine öküzün oturmasını sağlasa da dayanmalıydım.
"Beni sensiz bırakma, Lavinya. Barın'ı gezegenime geri göndereceğim, güvende olacaksın artık. Bencilin teki olduğumu biliyorum ama sensiz de olmak istemiyorum." Ona yenilmeyecektim. Kafamı olumsuz anlamda salladım.
"Bu yaşananlar çok ağır. Bu tarz olayların bir daha gerçekleşmeyeceğinin garantisini verebilir misin, Alaz? Beni gerçekten güvende tutabilir misin?" Alt dudağını ısırıp birkaç saniye boyunca gözlerini kapalı tuttu. O anki yüz ifadesini aklıma kazıyıp bir saniyesini bile kaçırmadan izledim güzel yüzünü. Gözlerini açtığında bakışlarındaki hüznü kalbimde hissettim.
"Bunun garantisini verirsem sana yalan söylemiş olurum, Derin. Ben seni korumak için canım pahasına dahi olsa elimden gelen her şeyi yapıcam." Gülümsedim.
"Bana hayatımın en güzel günlerini yaşattın, teşekkür ederim. Fakat hayatımın en kötü günlerini yaşamama da sen vesile oldun. Benim sıradan hayatım için bu kadar aksiyon yeter, Alaz. Daha fazlası beni aşar. Lütfen zorlama. Sen yoluna, ben yoluma." Sesli bir şekilde yutkunup başını olumlu anlamda salladı.
Madde-12: Ona yenilme
"Nasıl istersen öyle olsun, Lavinya. Bana sadece iki gün ver. Seninle iki gün daha vakit geçireyim, sonra çıkarım hayatından." Başımla onayladım onu. İki gün daha onunla olma fikri oldukça cazipti.
Eve geldiğimizde bir şeyler atıştırıp hemen yatağa girmiştim. Alaz hiçbir şey söylemeden artık onun odası haline gelen odamın karşısındaki odaya girip yattı. Yatağa girmiştim girmesine de, her yerden böcekler geliyormuş gibi hissediyordum. Yaklaşık yarım saat yatakta dönüp durduktan sonra kafamı yastığa gömerek ancak uyuyabilmiştim.
Gördüğüm kabusun etkisiyle büyük bir çığlık atarak uyandım uykumdan. Gördüğüm kabus o kadar gerçekçiydi ki, etkisinden çıkmak çok zordu. Alaz eğer yetişemeseydi olacakları görmüştüm. Farelerin, yılanların ve böceklerin istilasına uğrayışımı görmüş, acısını kalbimde hissetmiştim. Alaz anında odaya daldı ve yanıma geldi.
"Derin? Kabus mu gördün?" Başımı sallayıp onu onaylarken boğazımdan bir hıçkırık kaçtı. Onun peşinden bitmeyen hıçkırıklar ve dinmeyen gözyaşları başlamıştı. Hiçbir şey demeden yatakta yanıma oturup sırtını yatak başlığına yasladı. Beni omuzumdan tutup kendine çekti ve kafamı göğsüne yaslamamı sağladı. Ona itiraz etmedim ve beyaz tişörtünü gözyaşlarımla ıslattım. Ben ağlarken konuşmuyor, sadece saçımı okşuyordu. Saçımı okşaması kesinlikle konuşmasından daha iyi geliyordu. Gözyaşlarım biraz olsun dindiğinde kafamı göğsünden kaldırıp yüzüne baktım dolu gözlerimle. Onun da gözlerinin nemli olduğunu o an fark ettim. Ağlamış mıydı?
"Alaz...Bana şarkı söyler misin? Annemin sesi çok güzeldir, küçükken kabus gördüğümde beni şarkı söyleyerek uyutuyordu." Böylesine mükemmeliyete sahip bir adamın sesinin de güzel olduğuna daha önce şahit olmuştum. Tabi sesi kötü olsa da onu dinlerdim, orası ayrı. Başımı tekrar göğsüne yaslayıp en sevdiğim şarkılardan biri olmasının yanında Özdemir Asaf'ın en güzel şiirlerinden biri olan ve şarkı haline getirilmiş parçayı söylemeye başladı. İlyas Yalçıntaş-Lavinia
"Sana gitme demeyeceğim ama gitme Lavinia..."şarkıya başlamasıyla içime dolan huzurla birlikte gözlerimi kapattım. "Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim. İncinirsin, yine de sen bilirsin..."kokusunu içime çektim. "Sana gitme demeyeceğim ama gitme Lavinia..." saçlarıma küçük bir öpücük bıraktı. "Üşüyorsun, ceketimi al. Günün en güzel saatleri bunlar..." saçlarımın arasında gezen parmakları daha iyi hissetmemi sağlıyordu. "Lavinia, yanımda kal..." alnıma düşen saçlarımı kaldırdı. "Sana gitme demeyeceğim, ama gitme Lavinia. Adını gizleyeceğim sen de bilme, bilme Lavinia..." Gözlerim yavaş yavaş kapanırken sesinin güzelliğiyle mest oldum. "Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim. İncinirsin, yine de sen bilirsin..." parmakları yanaklarımda gezinip gözyaşlarımı sildi. "Sana gitme demeyeceğim ama gitme Lavinia." Şarkıyı bitirdiğinde çoktan uykuya teslim olmuştum.
Alaz'ın mırıldanışıyla gözlerimi hafifçe araladım. Fakat o uyuduğumu düşünüp bunları söylüyor gibi durduğu için gözlerimi tekrar kapatıp uyuyor numarası yaptım.
"Sen çok iyisin, sana bunları yaşattığım için özür dilerim. Senden iki gün istedim ama hayatında iki gün daha kalmak istemiyorum. Dediğin gibi sen yoluna, ben yoluma. Hep mutlu olursun umarım. Hafızanı silme gereği duymuyorum çünkü biliyorum, kimseye bir şey söylemezsin. Görevime sen olmadan devam edip görev bitiminde gezegenime geri dönücem. Ne olursa olsun hep aklımda olacaksın. Kimsenin seni üzmesine izin verme. Sen hep benim ölüm çiçeğim olarak kalacaksın." Yüzünü yüzüme yaklaştırdığını yüzüme çarpan nefesinden anlamıştım. "Seni seviyorum, Lavinyam." Gözlerim anında açıldı. Bu onu şaşırtsa da bir şey demesine fırsat vermedim. Seni seviyorum mu demişti o? Bunun şaşkınlığını yaşamayı erteledim. Gözlerimde olan şaşkın gözlerine ve yakınlığına aldanmadan konuşmaya başladım.
"Alaz... Ben vazgeçtim, gitme. Eski hayatıma dönmeyi istemiyorum. Seninle olmak her ne kadar riskli olsa da umurumda değil. Yarın senin yüzünden öleceğimi bilsem de bugün seninle olmak istiyorum. Bugün sen varsın diye güzel çünkü."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAVİNYA
Teen Fiction"Ben buraya ait değilim." Mesafe aşkları günümüzde sıkça görülür. İlçeler, şehirler ve hatta ülkeler bile engel olamaz bazı aşıklara. Peki siz hiç başka gezegenden birine aşık olan bir insan gördünüz mü? Henüz keşfedilmemiş bir gezegenden gelen Alaz...