25.Bölüm "Onsuzluğu Düşünme."

368 45 22
                                    

Yarına kadar bekletmek istemedim geç olsa da yayımladım. Yukarıdaki şarkıyı bölüm sonuna doğru açabilirsiniz

Satır arası yorum yapmayı unutmayın lütfenOy ve yorumlarınızı bekliyorum ♥

○○○

Huzur kavramının vücut bulmuş hali oydu sanki. Yanımda oluşu, gülüşü, bakışı... Her şeyiyle huzurdu. Varlığı, bana verilen en güzel hediyeydi. Kelimeleriyle kalbime dokunan, bakışlarıyla ruhumda iz bırakan adam yanımdaydı. Daha ne isterdim ki? Mutluluğun sonsuzluğuna inanmasam da mutluluk denen şeyin kıymetini mutsuzlukla anlayabiliyorduk. Sürekli mutlu olsaydık eğer, bir süre sonra bundan da sıkılırdık. Gidenin kıymetlendiği bu dünyada mutluluk kalıcı olsaydı değersizleşecekti. Yine de onunla birlikte kıymetini bileceğimiz kalıcı mutluluğumuz olsun isterdim. Kim istemezdi ki? Sevginin karşısındaki kısıtlamak, onun için aileni karşına almak veya hayatını o kişiye göre sürdürmek olmadığını öğrenmiştim. Sevmek, ne karşındaki kısıtlamak ne de onun kısıtlamalarına göz yummak değildi. Bir insanın sizi ailesinden çok sevmesi ise istisnalar olmadığı sürece hoş bir durum değildi. Bugün sizi ailesine tercih eden yarın kimi size tercih eder, bilebilir misiniz? Sevgi maalesef ki her şeye yetmiyor. Sevdiğini yanında tutmaya, ondan ayrı kalmaya engel olamıyor bazen sevgi. Sadakat ve saygı kaybedilmemeli ilişkilerde. Çoğu insanın vardır yüzüne ne kadar bakarsa baksın bakmalara doyamadığı, yanındayken bile özlediği, sürekli görmek istediği birisi. Yine de aşk acısının dünyanın en büyük derdi olmadığını, bu acıyı büyütüp sırf aşk için ailenizin üyelerini kırmamak gerektiğini anlamak gerekiyor. Açlıktan ölen, gerçekten zor durumda olan yüzlerce insan varken kendi halimize ne kadar şükretsek az. Buna rağmen yapılan nankörlüklerin haddi hesabı yok. Her zaman bardağın dolu tarafından bakmamız gerekir. Gününüz çok kötü geçmiş olabilir fakat bugün de nefes aldığınızı ve sağlıklı olduğunuzu unutmayın. Her şey çözülür. Siz yeter ki sağlığınıza ve ailenize sahip çıkın. Bana paranın gücünün her şeye yetmediğini göstermişti. Her şeyin maddiyat olmadığını kanıtlamıştı. Eğer her şey maddiyat olsaydı, onu gezegenimde ölene kadar tutabilirdim. Gezegenin başkanı her kimse parayı basıp futbolcu alır gibi Alaz alma imkanım yoktu maalesef.

"Limonata içer misin?" Diyerek yanıma bir şişe kola ve bir şişe limonata ile gelirken düşüncelerimden sıyrılmama sebep olmuştu. Gülümseyip onayladım.

"Sen neden kola içiyorsun?" Diyerek bardağıma koyduğu limonatadan bir yudum aldım.

"Kola zararlı. Limonata da ev yapımı olmadığı için zararlı ama elimizde daha zararsız bir şey yok. Bununla idare edelim." Derken gülüyordu. Ben böyle bir adamı hak edecek ne yaptım bilmesem de her gün şükretme sebeplerimden biri de oydu.

"Sen de limonata iç o zaman." Diyip limonatamı ona uzattım. Ona doğru çevirdiğim pipeti dudakları arasına alıp birkaç yudum içti. Onu öptüğüm anı düşündükçe utanıyordum. Nasıl yapabilmiştim gerçekten? Ondan ayrıldıktan sonra yaptığım şeyi idrak edip koşarak uzaklaşmaya çalışmış ve Alaz tarafından yakalanmıştım. Eve gelene kadar da yüzümü göğsüne gömmüştüm ve bu onu inanılmaz eğlendirmişti. Yeni yeni utancımı yenebiliyordum. Alaz'ın geldiğimiz gibi açtığı filme dikkatimi veremesem de izliyormuş gibi yapmakta üstüme yoktu.

"Bir gün ayrılmak zorunda kalacağız." Derken önüne bakıyordu. "Hiçbir zaman normal çiftler gibi olamayacağız." Gözlerime baktı. "Çocuklarının babası ben olamıycam." Diyip burukça gülümsedi. "Beni bir gün unutacaksın."

LAVİNYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin