Bölüm 31.

4.7K 281 29
                                    


Okulun bahçesinde durmuş, Denizin gelmesini bekliyordum. Deyişken halinin sebebini merak ediyordum. Tabiiki ne olursa olsun yanındaydım. Biliyorsunuz biz asla ilk adımı atmaya cesareti olmayandık. Asla o lanet olası adımı atamazdık. Herkesin gözünde cesaretsiz, korkağın teki olan. Ama kimse bilmezdi. Biz kalbimizde hep ilk adım atanızdır. İlkleri kalplerde yaşatan..


İşte yani ben Denizin her zaman yanındaydım ama Deniz bende değildi. Hayatında  bir yere sahipmiyim yoksa sadece aniden ona düşen bir yıldırımmıyım bilmiyorum. Ve bilmemek çok berbat bir şeydir. Bunu öğrenmiştim.


Gel zaman git zaman.. Karşımdan yüzlerce öğrenci geçerken ben hala Denizi bekliyordum. Şimdi siz diyiceksiniz ki nereden biliyorsun belkide gelmez sonuçta dün ona bir şey olmuştu. Ama gelecekti. Ben buna adım gibi eminim. Sonra szi diyiceksiniz ki Rüzgarcım, nereden biliyorsun? Sen olsan gelirmiydin? Denizle karşılaşacağını bile bile gelirmiydin? 


Tabiikide Hayır!


Ama Deniz gelecekti. Evet, belki ben gelmezdim yada sen gelmezdin. Ama Deniz gelecekti. Neden biliyormusunuz? Deniz asla kaçmazdı. Benden kaçardı. Ama hayattan asla kaçmazdı.Hem evde yanlız kalınca sıkılır o. Helede ailesiyle arası bu kadar berbatken.


Ve ben kendi kendime düşünürken  benim Mavim her zamanki dalgın haliyle, kulağında kulaklığıyla, önünü açık bıraktığı montuyla buraya doğru geliyordu. Beni fark etmemişti. Her zamanki gibi. Ama en azından beni görünce gözlerinde farklı bir ifade olacaktı. Farklı bir bakış, farklı bir esinti..


Belki soğuk..


Ama olacaktı.



Buraya doğru gelirken karşısına çıktım ve öylece durdum. Başı aşağıda olduğu için ilk ayakkabılarımı görmüştü. Ama sanırım bu, benim olduğumu anlamasına yetmişti.


Kulaklığını kulaklığından çıkarıp yüzüme baktı.  Onu hiç bu kadar neşesiz görmemiştim.


"Sonra Rüz... yani  Ferit şimdi değil." diye önümden geçip gitmek isterken tekrar önüne çıktım. 


"Hayır Mavi. Şimdi konuşalım. Ben sabahı zar zor ettim. Bi ders daha bekleyemem." dedim. Yüzüme baktı, sonra etrafa..


"Ferit çekil. Bence konuşacak bir şey yok. Ne oldu ki konuşalım. Ne yaşandı ne bitti? Konuştuk evet. İyi bir arkadaştın ama olmuyor işte konuşmak istemiyorum. Nolur beni biraz yalnız bırak. Sadece yalnız kalmaya ihtiyacım var. "


İçimde fırtına vardı. Ama yüzümde hafif bir rüzgar. Sadece onun masmavi gözlerine bakıyordum. 

"Arkadaş mı?" dedim kırgın çıkan ses tonumla.


"Yani.." dedi dudağını ısırarak.


"Sen kendin dememişmiydin.. biz.. yani. arkadaş değiliz.. işte şeydik ya.. ben.." dedim kekeleyerek. 


"Rüz.. Ferit. Nolursun. Bir süre beni yalnız bırak. Sadece yalnız kalmak istiyorum. Yanımda olmaya çalışma. En azından bir süre.." dedi. Başımı önüme eydim öylece durdum. 


Tam yanımdan geçecekken sadece ikimizin duyacağı şekilde fısıldadım. 


"Ama sen yalnız kalmayı sevmezsin ki..." 


O an durdu. Bir şey söyler sandım ama başını çevirip yüzüme baktı. Sonra önüne dönüp okula gitmeye başladı. Bense içimdeki fırtınamı sindirmeye çalışıyordum. Buda geçerdi. Hep bugün olacak değildi ya.. Elbet bir yarın vardı.



Anonim : Mavi (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin