Final.

4.8K 317 126
                                    

Bol Mavi kokulu bir hikayenin sonuna geldik. Nice renkler fırtınasında görüşmek üzere. Uzatmadan bölüme geçiyorum.

Sonra beklenmedik bir kahramana rastladım💫

Pinhani- beni sen inandır🎶

****

1 yıl sonra.

Bir yıl. Koskocaman bir yıl geçmişti. Umutlarla, zorluklarla, hayallerle, bazen gözyaşı, bazense bitmez kahkahalarla. Tam 365 günü geride bırakmıştık. Biz. Ikimiz.
Şimdi size bir hikaye anlatıcam. Bu hikayeyi ne süslü masal kitaplarında ne de sıkıcı ders kitaplarında bula bilirsiniz. Bu hikayeyi bizimle beraber her anıyı beynine nakış nakış işleyenler bilir. Ama ben yinede bir anlatayım.

Bir kız varmış. Masmavi kocaman gözleri, sapsarı uzun mu uzun saçları varmış. Gözleri kadar parlakmış kalbi, ama umudu saçlarının aksine hiç yokmuş. Bir gün mutlu olmaya, aşık olmaya hiç inanmazmış. Imkansızı hayal eder, sıradan günler yaşarken bir gün beyaz atını yeni satmış prens çıka gelmiş ve bu mavi gözlü kızın hayatının tam ortasına yerleşmiş.

Kız şaşkın, kız iptal tabiî. Bu cesaret yarappi, seni tanımak istiyorum yiğidim demiş ve bu prensten ismini sormuş. Prens Rüzgar diye fısıldamış sakince rüzgara. Bizim çakma prenses bi edalarla düşmüş prensin peşine ama ne görsün iki isimli eski lodoslar kralının oğluymuş. Prenses tam prensine kavuşup mutlu yaşamak isterken prensesin babası inatçı çıkmış ve onu uzak diyarlara sürgün etmiş. Prenses acı acı kaderine göğüs gererken, prens babası lodoslar kralınıda almış düşmüş kızın peşine.
Ve kız karşısında hiç beklemediği bir kahramana rastlamış. Onu devamlı koruyan, ve onu asla yalnız bırakmayan. Bi bakmış bu kahraman onun biricik prensiymiş. Sonra kavuşmuş ona ve asla bir daha ayrılmamış.

Işte bizim masalımız 💫


"Çıkalım mı artık?" Rüzgara döndüm. Gülümseyerek ona baktım. Benim çakma prensim.

"Çıkalım. " heyecanla kapını açarak kaldırıma ilk adımımı attım. Yaz olduğu için hava baya sıcaktı. Ve biz en yoğun saatte dışarıdaydık. Acınası durum vol1.

"Herkes heyecanla bizi bekliyor." Rüzgar elini uzatınca bende elimi uzatıp ellerimizi bir birine kenetledim. Inkar etmek istesekte bu bir yılda çok şey değişmişti. Mesela Rüzgarın boyu sanki kısaymış gibi inadıma birazda uzamıştı. Yüz hatları oturmuş, eski sıska halinden babaannemin yemekleri sayesinde kurtulmuştu.  Benim zorumla ikimiz beraber haftasonları spora gitmiş, ben göbüşümü eritmiş, rüzgarsa hafif vücut geliştirmişti. Hayır, onu değiştirmek istemiyordum. Sadece böyle daha çok yakışacağını düşünmüştüm. Zaten azacık fark etmişti ama bu bile onu kıskanmama yetmişti. Evet, bu son bir yılda çok daha fazla kıskanç olmuştum.



"Rüzgar baban bu restoranı açmakla çok doğru bir karar verdi. Baksana işleride iyi çok şükür." Rüzgar yüzüme bakmadan başını salladı.
"Çok daha mutlu." Evet, levent amca eskisindem daha enerjik ve mutluydu. Düşünün eskisinden dahada.. Restoranın adını Lodos koymuştuk. Lodos restoran. Lodosun anlamını biliyoruz değil mi?


"Aslına bakarsan..." durup kaşlarımı çattım. "Aslına maslına bakma sen ya. Sen bana bak. Hem aslı kim ki sen ona bakıyorsun? Aslı kim?" Dönüp bana uzaylı görmüş gibi baktı.

"Oha Mavi oha. Kıskançlıkta master yaptın, bu neyin kafası ?" Başımı sağa döndürüp kollarımı göğüsümün altında kenetledim.
"Sütlü köpüklü kafası." Gülerek ellerini uzatarak omuzlarıma koydu.
"Bak az sonra üniversite sonuçlarımız açıklanıyor. Hiç mi merak etmiyorsun?" Diye sordu.




Anonim : Mavi (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin