Çikolatalı Kek

29 2 0
                                    

Fırının ötmesiyle pişen keki almak için kapağı açıp tepsiye uzanmamla elimin yanması bir oldu. Küçük bir çığlıkla tamam tamam büyük bir çığlıkla yerimde zıpladım ama çok şükürki keke birşey olmadan mutfak tezgahına koyabilmiştim. Elimin acısının hafiflemesiyle ceketimi üstüme geçirip keki Bay Kahine götürmek için evden çıktım.
Zili ikinci kez çaldığımda Mert'in "Geliyorum" sesini duydum.
Kapının açılmasıyla Mert'i yarı çıplak halde gördüm. Utançla boşta olan elimle gözlerimi kapatıp "Bu sana, afiyet olsun ve hoşçakal"dedim. Mert kolumu tutup "Dur hemen gitme. İçeri geç"dedi. "Şey üstüne birşey giyebilir misin"dememle kahkahayı patlattı. "Tamam sen içeri geç ben giyinip geliyorum."
Bu çocuğun karşısında her seferinde küçük duruma düşmekten sıkılmaya başlamıştım.
İçeri geçip boşta olan bir kanepeye oturdum. Henüz yerleşmemiş olan eşyaları olmasına rağmen evi güzel gözüküyordu.
-Etraf biraz dağınık kusura bakma malum bugün taşındığımız için anca yerleşebiliyoruz.
Çoğul konuşması başta dikkatimi çekmesede ağzı açılmış kolilerden birinde kadın kıyafetleri görünce ister istemez sorma gereği duydum.
+Sen evli misin?
-Ne(!) elbette hayır
+O zaman kadın kıyafetleri mi giyiyorsun?
-(büyük bir kahkahanın ardından) Ne saçmalıyorsun tabikide öyle fantezilerim yok. Annemin eşyaları onlar
+Bende kadın kıyafetini görünce şaşırdım. Tek oturacaksın sanmıştım :)
-Hayır annem ve küçük kız kardeşimle birlikte yaşıyorum. Onlar şu an eski evimizde kalıyorlar buranın işleri bitince onları da buraya getireceğim
+Anladım, ne güzel
-Evet. Sen tek mi yaşıyorsun
+Maalesef evet
-Ailen yok mu?
+Yok sayılır
-Pekala. Kek çok güzel kokuyor biraz yesek iyi olucak
Deyip mutfağa keki ikram etmek için çatal ve tabak almaya gitti. Bende o gelesiye kadar eşyalarına göz gezdirdim. Şu an için pek bir eşyası yoktu çoğu eşya kolilerde olduğu için sadece temel büyük eşyalar açıktaydı.

-Çok şanslı olmalıyım
+Neden?
-Güzel kek yapan güzel bir komşuya sahibim ayrıca en sevdiğim keki yapan güzel bir komşu
+(gülümseyip) Öğlen yaşanan diyalog yüzünden biraz kendimi kötü hissettim o yüzden kek yapıp hatamı ört bas etmek istedim.
-Hatanı bu şekilde telafi etmeye devam ediceksen her zaman hata yapabilirsin
Bana karşı cana yakın konuşması hoşuma gitse de daha fazla samimi olmak istemiyordum. Nedenini anlamasamda sanki Batu'ya ihanet ediyormuşum gibi hissedip suçluluk duyuyordum.
+Ben gitsem iyi olur saatte geç oldu
-Evin yakın nede olsa biraz daha durabilirsin
+Biraz yorgunum senin de işlerin vardır gitmem daha iyi olur
-Peki sen bilirsin kek için teşekkür ederim
+Afiyet olsun
Tokalaşmak için elimi uzattığımda
-Eline noldu senin?
+Dikkatsizliğim sonucunda yaktım önemli bir şey değil
-Emin misin sabah bir şeyin yoktu ne zaman yaktın, nasıl oldu?(üzgün ve telaşlı bir halde elimi inceliyordu)
+Önemli birşey değil merak etme
-Yoksa kek yaparken mi yaktın? Ben hemen yanık için krem bulayım
Deyip odalardan birine koşturdu. İlk başta ukala, alaycı biri zannetsemde iyi biriydi Mert en azından şu an için.
-Buldum!(zafer elde eden çocuklar gibi gözüküyordu.) Hadi elini ver kremi süreyim
+Gerek yok ben hallederim
Bir yandan da parmağımdaki yüzüğü göstermeye çalışıyordum. Biliyorum gereksiz yere sınır koyuyorum ama genede fazla samimiyete girmek istemiyordum her açıdan.
-Tamam ne yapıyorsan yap
Trip mi atmıştı o?
+Ben eve geçiyorum krem için teşekkürler iyi geceler
-İyi geceler. Buarada güzel yüzük!

BAYAN PLATONİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin