1 Yıl

31 2 1
                                    

Bisikletin hakimiyetini sağladığımda bir elimle telefonumu kontrol ediyor acaba Batu'dan bir mesaj veya arama geldimi diye ümitleniyordum ama ne yazık ki her seferinde hiçbir bildirim gözükmüyordu.
Ne olmuş olabilirdiki acaba gecenin bu saatinde 'konuşmamız gerek çok önemli' dediği konu neydi acaba? Umarım kötü birşey yoktur desemde zihnime hakim olamıyor felaket senaryoları yazıyordum.
Ben bunları düşünüp bir yandan gözyaşlarıma hakim olamazken eski binanın ara sokağına dönüp deniz kenarına varmıştım. Bisikleti sahil kenarına bırakıp kulübenin olduğu yöne doğru koşmaya başladım.
Dalgaların sesi, rüzgarın uğultusu, ayaklarımın altından kayıp giden kumlar...
Sonunda kulübeye varmıştım. Her yer karanlıktı. Kapıyı aralayıp içeriye doğru bakmaya başladım "Batu orda mısın?" Hiç ses gelmiyordu. Karanlığa rağmen el yordamıyla mumu ve kibriti aramaya çalışırken biran da birisi ellerimi tuttu. Ve beni yavaşça yürütmeye başladı.
Kibritin kutuya sürtme sesini duymamla etraf hafiften aydınlandı. Ve Batu masadaki mumları yakıp eski tip bir pikapın iğnesini plağa değdirip 'La Vie En Rose' şarkısının çalmasını sağladı. Ben olayın şokuyla önce Batu'ya sonra masadaki kırmızı gül yapraklarına ve yemeklere bakarken neler olduğunu anlamaya çalıyordum.
-Sana bir sürpriz hazırlamak istedim nasıl olmuş? :)
+Bben sana birşey oldu diye çok korktum
Sesim biraz sitemkar biraz şaşkın birazda mutlu çıkmıştı.
Batu yüzümü avuçlarının arasına alıp bir yandanda baş parmaklarıyla gözümden akan yaşları siliyordu.
-Sabah kahvaltı yapmadan gittiğini görünce ters giden birşey oldunu farkettim seni mutlu etmek içinde böyle birşey düşündüm :)
+Sana inanmıyorum Batu gece gece beni nasıl korkuttuğunu biliyor musun? Aklımı kaçıracaktım neredeyse! :)
-Sana gece gece benimle dans etmek ister misin deseydim kabul edermiydin sanki
Cümlesini tamamlar tamamlamaz beni kollarının arasına alıp dans etmeye başladı. Bir yandan ona uyum sağlayıp ayağına basmamaya çalışıyordum bir yanda da başımı göğsüne yaslayıp kokusu ve sıcaklığıyla anın tadını çıkarıyordum. Müziğin başa sarmasıyla birbirimizden yavaşça ayrıldık ve gözlerimizi birbirimize odakladık.
-Seni çok seviyorum
+Bende se...
Cümlemi bitiresiye kalmadan gözlerini dudaklarıma çevirip öpmeye başladı bende ona kısa bir karşılık verdim.
Birbirimizden ayrıldığımızda ise utangaçlığımı gizlemek için gözlerimi yere indirdim.
-Hadi senin için hazırladığım yemeğin tadına bak
Deyip elimden tutup masaya doğru götürdü. Sandalyemi çekti ve ben oturduktan sonra tam karşıma geçip içeceklerimizi kadehlere doldurmaya başladı. Her şey çok güzel gözüküyordu. Akşam yemeği yemediğim için rahatlıkla masadaki tüm yemekleri yiyebilirdim.
Yemeklerimize başlamamızla Batu elini cebine atıp kırmızı kadife küçük bir kutu çıkardı. Kutuyu açtıktan sonra elimi tutup çıkardığı yüzüğü parmağıma geçirdi. Ben yüzükten gözümü alamazken bir yandan heyecandan titreyen elimi engellemeye çalışıyordum.
-Bu yüzük büyük büyük annemden kalma değerli bir aile yadigarı bizim için. Bu yüzüğü annem babamın vefatından sonra bana vermişti. 'Eğer gerçek aşkı bulursan bu yüzüğü o şanslı kıza ver oğlum' diyerek bu yüzüğü bana emanet etmişti. Ve artık bu yüzüğü sahibine vermem gerekiyordu
+Bben ne diceğimi bilemiyorum teşekkür ederim
-Hayatıma dahil olduğun için ben teşekkür ederim. Bu yüzüğü hiç parmağından çıkarma olur mu? Bu yüzük sana olan aşkımı hatırlatsın beni hep yanında hissettirsin
+Asla çıkartmıyacağım yüzüğünü bbu çok güzel
Ben bir yüzüğe bir Batu'ya bakarken Batu biranda duraksayıp yerinde kıpırdamaya başladı.
-Sana söylemem gereken birşey daha var Arya. (Biraz duraksayıp) Ben Hollanda'ya gidiyorum.
Batu'nun söylediği sözlerden sonra başımdan aşağı kaynar sular döküldü adeta.
Benim geçirdiğim şoku gördükten sonra tekrar elimi tutup.
-Ama senin için tekrar gelicem.Bu kısa süreli bir ayrılık olucak bizim için. Endişelenmene gerek yok. Sadece 1 yıllık bir ayrılık olucak. İş için gidicem sadece. Geri döndüğümde aşkımızı evlilikle taçlandırıcaz.
Sözcükler ağzından hızla çıkıyordu bu sefer gözleriyle beni inceliyor ve bir cevap bekliyordu. Ben ise üst üste gelen şoklarla birlikte sakin kalıp olayları kafamda toparlamaya çalışıyordum.
+Peki ne zaman gideceksin?
-Aslında yarın sabah ilk uçakla gideceğim.
+Neden bunu bana daha önce haber vermedin?
-Aslında hiçbir şey belli değildi o yüzden sana konuyu birtürlü açamadım ama merak etme sadece 1 yıl ayrı kalıcaz bu süre içinde zaten haberleşmeye devam edicez. Geri döndüğümde ise her şey şuankinden çok daha güzel olucak güven bana
Söylediği şeyleri düşünürken her ne kadar gideceğine üzülsemde bunun kısa süreli bir süreç olduğunu düşününce kabul edilir bir durum gibi geldi.
-Hadi asma yüzünü bu gecemizi zehir etmeyelim
Zoraki bir gülümsemeyle yemeğe devam ettim ama tüm gece aklımdan düşünceler eksik olmadı 1 yıl Batu'suz nasıl geçerdi? Ona bu kadar alışmış ve yeni yeni bir ilişkimiz oluşuyorken ayrı kalmak çok zor geliyordu. Sürekli içimden 'sayılı gün çabuk geçer Arya biraz sabırlı olmalısın' diyordum.
Bu bir yıl gerçekten çabuk geçermiydi? Bunun cevabını her ne kadar bilmesemde yaşayarak görecektim.

BAYAN PLATONİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin