İyi okumalar❣
&
İzel'i ilk defa bu kadar kaybetmiş görüyordu Alkan.
İğneyi yaptıktan sonra yavaşça gevşeyen İzel, artık çırpınmaya bir son vermişti. Ardından sanki uykuya cidden muhtaçmış gibi kafası yana yattı.Alkan artık bazı şeyleri anlamıştı. Bu kızın annesi ile ilgili bir travması vardı. Kötü bir travma...
Kadının üzerini sıkıca örten Alkan, odadan çıkmak için adımladı. Şu meseleyi birde kendisi araştırsa iyi olacaktı.
Alkan odadan çıkarken, aynı zamanda gördükleri ve duydukları ile sinir küpüne dönen Ünal Kara artık şu doktora küçük bir ders vermeliydi. Üzerine vazife olmayan işlere fazla burnunu sokuyor diye düşünmeden edemedi. Ardından sinirle ekranı kapattı.●
5 Saat önce
Fırçalardan çıkan ve rotasını bularak tuvale çarpan her bir boya damlası insanın içine işler gibiydi. Tuvallerce ölü bedenler... Cesetler...
"O da ölecek," diye mırıldandı İzel. Aynı zaman da tuvalinden gözlerini 2 saniye ayırıp Alkan'a baktı. Yüzünde sinsi ve tuhaf bir gülümseme vardı. Alkan'ın aklı ise hala cümlede geçen "da" ekindeydi. Doğru, kaç kişinin cesedi buraya İzel tarafından somutlaştırılmış ve ardından ölüm haberi ulaşmıştı.
"Çünkü sıra onda."
Uzunca bir yutkundu Alkan. Karşısındaki kadın, yine tuvale cesetler çiziyordu ve Alkan yine hiçbir şey yapamıyordu. Fakat bu sefer sessiz kalmaya hiç niyeti yoktu.
"Bırak şu fırçaları!" Diye bağırdı. Eğer İzel fırçaları bırakmazsa, gidip o fırçaları onun gözünün önünde kıracaktı.
"Ne oldu Alkan, yoksa tuvale çizdiğim resmi bitirmeme izin vermeyecek misin?"
"Hayır," diyerek İzel'e doğru büyük bir adım attı Alkan.
"Hayır izin vermiyorum. Onun için o fırçaları hemen yere bırak!"
Alkan gözlerinden ateş çıkıyormuşcasına konuşuyor, sesi bir aslanın kükremesi kadar ürkütücü çıkıyordu. Fakat İzel bunu pek umursuyor görünmüyordu. Alkan'a gülümseyerek bakan İzel, sanki bir şeyler duymuş gibi Alkan'a birden sus işareti yaptı. Uzunca bir süre sessizliği dinleyen İzel konuşmaya başladı.
"Sinirlenme. Tamam Alkan'ı sinir etmeyeceğim. Sakin ol lütfen." diyerek havaya bakınan kadın, eline aldığı fırçaları Alkan'ın gözünün önünde kırdı. Fakat konuştuğu kişi kesinlikle Alkan değildi.
"Tamam istediğini yaptım. Lütfen sakin ol." Diyerek elini havaya kaldırdı İzel. Sanki bir şeye uzanıyormuş ve ona dokunmaya çalışıyormuş gibi...
"Ah..."
Ardından sanki eli ateşe değmiş gibi elini çabucak çekti.
"Ama canımı acıtıyorsun..."
Alkan şu an olanlara inanamıyormuş gibi baktı. İzel karşısında resmen biri ile konuşuyordu.
Acı içinde elini tutan kadın, yavaşça kafasını kaldırdı. Sanki şuan zaman durmuş gibiydi. Alkan, İzel'den gelen atağı bekliyordu. İzel ise çok duygusuzca Alkan'a bakıyordu. Yüzünde ki her bir mimiği izliyor, sanki Alkan'ı ilk defa görmüş gibi davranıyordu.
"Kimsiniz? Ve odamda ne işiniz var?"
Alkan böyle bir şey beklemediği için, afallamadan edemedi. Yüzünde ki her bir mimikte o şaşkınlık açıkça belliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUVALDEKİ KAN
Mystery / Thriller~ Wattys 2018 "Büyük Buluşlar" kategorisi kazananı. & Bir arkadaş edindim, kimse onunla konuşamazsın demedi. Kulağıma cinayet hikayeleri fısıldadı, kimse söylediklerini işitmedi. Herkesten gizledim, kimse fark etmedi. O istedi, ben çizdim. O söyled...