1.9 "KAR"

4K 407 72
                                    

İyi okumalar.

&

Sanki o kız gözlerinin önünde belirmiş gibi oldu Alkan'ın. Daha önce görmüş gibi...Zihninde kelimeler ve cümleler gezinmeye başladı. Kız çocuğu, turuncu saçlı, depo, çiller, beyaz tenli...

"Bana acil kızının fotoğrafını göster Erva!"

Birden bu çıkışı ile şaşırdı Erva. Eli ayağı birbirine dolanmıştı.

"Ne oldu birden!"

Daha fazla bekleyemeyen Alkan, masanın üzerinde duran telefonu kaptığı gibi galeriye girdi. Tahmin ettiği gibi çocuğu fotoğraflarda kızı vardı. Bir tanesinin üzerine bastı Alkan.

"Ver şunu! Ne yaptığını sanıyorsun sen!" diyerek telefonunu almaya çalıştı Erva. Onu engelleyen Alkan, fotoğraf açılınca donup kaldı. Emin olmak için diğer fotoğrafa geçti Alkan. Sonra tekrar diğer fotoğrafa ve bir diğer fotoğrafa...

Bu oydu! Hatırlamıştı Alkan ve artık emindi bazı şeylerden. Gelen matruşkalar üzerine, o gün İzel için gittiği depoda elini tutup, onu o odaya sokan kız buydu!

Erva'nın küçük kızı...

"Ver şunu!" diyerek Alkan'ın boşluğundan yararlanarak telefonunu bir hışımla aldı Erva.

Alkan ise hala şaşkınlık içerisindeydi. Demek ki Erva'yı tehdit ettikleri zaman kızının o depoda fotoğraflarını çekmişlerdi. Yani Ünal Kara bir taşla iki kuş vurmuştu. Hem Erva'yı korkutmuş ve tehdit etmiş; hem de Alkan'ın depoya girmesi için bir neden olmuştu.

"Erva..." diye mırıldandı Alkan.

Erva o ses tınısına kendini çabucak kaptırmış ve biraz önce ki siniri çabucak yatışmıştı.

"O adam başka ne biliyor?"

İşte bu Erva'nın en çok korktuğu soruydu.

"K-kim?" diyerek kekeledi. Oysa ikiside söz konusu olan adamın kim olduğunu biliyorlardı.

"Bilmiyormuş gibi davranma! Ünal Kara başka bir şey biliyor mu?" diyerek dişlerini sıka sıka sordu sorusunu.

"Ne gibi..."

Ağzının içinde mırıldanıyor ve terler akıtıyordu Erva. Şu an bir mucize olsaydı, ilk işi buradan kaçıp gitmek olacaktı.

"Sırrımızı biliyor mu Erva! O adam benim iş hayatımı, ünvanımı, tanınmış doktorluğumu bitirecek şeyi biliyor mu?" diye bağırdı birden. Çok sinirlenmişti ve fark etmeden sesini fazlasıyla yükseltmişti. Gözü bir kaç saniyeliğine etrafa kayınca, çoğu kişinin ona baktığını fark etti.

"B-ben bir şey söy-"

"Sus!" diyerek tısladı Alkan.

"Yalan söylüyorsun. Biliyor dimi? O sırrı biliyor! Sen söyledin! Hayatımı bitirdin sen benim! Emeklerimi bitirdin! Ona bunu nasıl söylersin?"

Bir hışımla sandalyesine asılmış kabanını alarak, oturduğu masadan kalktı. Bir zamanlar sevdiği kadına baktı Alkan. Onla geçirdiği zamanlar, onun için yaptığı fedakarlıklar geçti gözlerinin önünden. Ona güvendiği zamanlar geçti.

"Alkan otur lütfen. Kızımla tehdit etti beni defalarca. Alkan'ın bir açığı olmalı, birr sırrı diyerek fazlaca sıkıştırdı beni. Çok direndim...Ama zorunda kaldım."

TUVALDEKİ KAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin