Şarkıyı belirttiğim yerde açarsanız bölüm daha güzel olur. ♡
~
"İzel, beni iyi dinle olur mu?"
İzel sanki söylenenleri duymuyor sadece kapıya odaklanmış bakıyordu. Alkan dayanamadı ve İzel'in çenesini tutarak kendine çevirdi.
"Peri'yi seneler öncesinde görmeye başladın İzel değil mi? Küçükken, hiç arkadaşın yokken."
İzel kafa salladı. Konuşmak istemiyordu veya şu an düşündüğü şey Alkan'ın söylediği şeyler değil de Peri'nin gidişiydi.
"İzel, seneler geçti. Sen büyüdün, çocuk kalmadın. Fakat Peri... Seneler öncesinde de bu yaştaydı, şimdi de bu yaşta. İzel farkında mısın Peri hiç büyümüyor?"
İzel'in umursamaz bakışları bir anda değişmişti. Dakikalar boyunca öylece bekledi. Sonra bir önündeki kapıya baktı, bir de yanında ki Alkan'a...
•
"Ne anlamalıyım?"
Sesi çok buruk ve üzüntülü çıkıyordu İzel'in."Duymak istediğine emin misin?"
Gözlerini kapattı bir süre İzel. Gerçekleri yeni yeni fark ediyordu.
"O benim tek dostumdu Alkan."
Biliyordu Alkan. Tüm acılarını, sevinçlerini, hüznünü, mutluluğunu onunla yaşamıştı. Çünkü Peri İzel'in karşısına çok erken çıkmıştı. Bu hastalık İzel'in başına yeni gelmiş değildi, sadece yeni fark edilmişti.
"İzel o gerçek değil."
İzel'in en son bile duymak istemeyeceği cümle bu olmalıydı.
"Sen gerçek misin Alkan? Ben gerçek ile sanrıyı nasıl ayırt edeceğim. Belki başka doktorlar şu an benim boşlukla konuşmamı izliyorlar ama ben seninle konuşuyorum. Şimdi söyle! Ben gerçeği hayalden nasıl ayırt edeceğim."
Ve oturduğu yerden kalkarak yatağına gitti İzel. Alkan'a söz hakkı tanımamıştı. Sonra gözlerini kapatarak kendini karanlığa bıraktı.
~
Bir anda yattığı yerde irkilerek uyanan Alkan, etrafına puslu gözlerle bakındı. Hastane odasında masasının üzerinde uyuya kalmıştı. Boynu feci şekilde tutulmuş ve oynatamayacak dereceye gelmişti. Kaldırdığı kolundaki saatine kısık gözlerle bakındı Alkan. Gece on biri gösteriyordu. Daha fazla oyalanmaması gerektiğini fark edince yattığı yerde doğruldu. Başını bir sağa bir sola doğru kıtlattı. Ardından topladığı çantasının fermuarını kapatıp, tam kapıya doğru adımlıyordu ki aklına gelen ani fikir ile duraksadı.
Sonra adımlarını geri geri masasına doğru attı. Biraz önce kapatmış olduğu çantasının fermuarını açarak, içinden çekmecesinin anahtarını çıkardı. En son bu çekmece ile farklı, bir o kadar da tuhaf anısı olmuştu. Anahtarı sadece kendisinde olmasına rağmen, çekmece açılıp içine ses cihazı takılmıştı.
"Bu hastane de tuhaf şeyler oluyor." diye geçirmeden edemedi aklından Alkan. Anahtarı yerine takarak kilidi açtı. En sona bırakmış olduğu dosyayı diğerlerinin altından çıkarıp üstün körü bakındı. Bu İzel'in dosyasıydı. Günler öncesinden bunu inceleme kararı almış fakat bir türlü incelemeye fırsatı olmamıştı. Ya da birileri incelememesi için önüne taş koymuştu. Fakat Alkan bu gece bununla ilgilenecekti.
Dosyayı kapatıp, açık olan çantasını içine koydu. Çekmeceyi tekrar kilitleyip anahtarı da oraya atarak fermuarı kapattı. Son kez etrafta bir şey unutup unutmadığına göz gezdirip sonunda odadan çıkmıştı. Kendini direk otoparka atan Alkan, arabasının kapısını açarak içeri girdi. Çantasını yan koltuğa bıraktıktan sonra emniyet kemerini takarak arabasını çalıştırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUVALDEKİ KAN
Mystery / Thriller~ Wattys 2018 "Büyük Buluşlar" kategorisi kazananı. & Bir arkadaş edindim, kimse onunla konuşamazsın demedi. Kulağıma cinayet hikayeleri fısıldadı, kimse söylediklerini işitmedi. Herkesten gizledim, kimse fark etmedi. O istedi, ben çizdim. O söyled...