İyi okumalar. 🖤
•
Uykusundan feryatlarla uyanan birini susturamazsınız. Bu kabuslarla çığlık çığlığa büyüyen birini anlayamazsınız.
O korkunun esir aldığı bedenden damla damla akan teri sadece o kişi hissedebilir. Araf çizgisinde gördüğü şeylerin gerçekliğini ayırt edemez bazen. Bu kabuslara alışkın olsa bile her sahne çok gerçekçi olabilir.Kahvaltı masasından annem, babam ve ben oturuyorduk her zamanki gibi. Güler yüzü ile bir şeyler anlatan anneme hayran hayran bakıyorduk babamla birlikte. Bir yandan ekmeğime reçel sürüp ağzıma tıkıyordu lokmaları, bir yandan da babamla derin bir sohbet içersindeydiler. O sırada saatine bakan babam ise işe geç kaldığını belirterek masadan kalktı. Bende annemle birlikte onu yolcu etmek için kapıya kadar eşlik etmiştik.
Tam o sırada hiç hissetmediğim bir şey oldu. Sanki bedenime ait bir ruh yoktu ve tam o zamanda bahşedilmişti bana. Gözlerimi sımsıkı kapattım. Vücudum titriyordu. Neler olduğunu anlamasam da karanlık bir görüntüde insanlar belirivermişti. Kaç dakikadır öylece bir şeyler görüyordum gözüm kapalı bilmiyorum ama gözlerimi açtığım gibi bağırmaya başladım.
"Gitme!" Küçük bir kızın sesi ne kadar çıkabilirse o kadar bağırdım işte. "Baba gitme!"
Oysa evin kapısından gördüğüm tek şey çitlerin arkasında arabasına binmiş olan babamdı.
"Kızım babanın işe gitmesi lazım. Kıskançlığını bir kenara bırakır mısın?" diyerek başımı okşadı annem. Fakat saatler sonra olacakları görmüştüm işte. İzin veremezdim. Annem kapıyı kapatmak için yeltenince çabucak ani bir kararla kapı aralığından çıktım.
"İzel!"
Hiçbir şey duymuyordum. Hiçbir şey düşünemiyordum. Çıplak ayakla kendimi dışarı atmıştım. Çimlerin üzerinden koşarken ayaklarımın gıdıklanmasını bile es geçmiştim. Oscar kulübesinde bir şeyleri sezmiş gibi havlamaya başlamıştı. Annemin çağırışlarını bile duymamazlıktan geliyordum.
Bahçe kapısından çıktığımda yola atladım birden. Fakat babamın arabasından eser yoktu. Tozu dumana katarak yolun sonuna kadar gitmişti. Yetişememiştim.
"İzel, kızım bu neydi şimdi?"
Daha çok küçüktüm. Gördüklerimi yaşamaya hazır değildim. Daha küçücüktüm.
"Anne hemen içeri girmeliyiz. Babamı arayalım geri gelsin." diyerek elbisesinden çekiştirerek onu evimizin bahçesine kadar getirmeye çalıştım. Fakat annem olanları anlamamıştı ve olduğu yerden pek de kıpırdamamıştı. Etrafa göz gezdirirken havalandığımı hissettim.
"İzel'im. Benim elimde iz bırakanım. Sana bir anda ne oldu bilmiyorum ama babanın önemli bir toplantısı var. Onu rahatsız etmemeliyiz. Nazını sonra yaparsın olur mu kızım?"
Gözlerim dolmuştu. Çok korkuyordum.
"Şitt! Ağlamak yok. Hadi gel odana gidelim sen biraz resim çiz."
Daha ben bir şey söylemeden beni kucağına aldığı gibi eve soktu.
"Kapıyı kilitle!" diyerek söylendim. Kollarımı birleştirmiş annemin kapıyı kilitlemesini bekliyordum. Masumca gülümseyerek dediğimi yaptı. Ardından ben önde o arkada odama çıkmıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUVALDEKİ KAN
Mystery / Thriller~ Wattys 2018 "Büyük Buluşlar" kategorisi kazananı. & Bir arkadaş edindim, kimse onunla konuşamazsın demedi. Kulağıma cinayet hikayeleri fısıldadı, kimse söylediklerini işitmedi. Herkesten gizledim, kimse fark etmedi. O istedi, ben çizdim. O söyled...