''İlk olarak yediğim yemeklerin fiyatı budur.''
dedikten sonra şişkonun önünde beliren 10 Siyah Altın şişkonun gözlerinin dehşet içinde açılmasına neden olurken Leo masanın önündeki kuru sandalyeye oturdu. Normalde böyle bir sandalyeyi hakaret gibi görürdü. Sonuçta o kıtayı feth etmiş ilk kişiudi. Her ne kadar dış kıta da olsa bu durumu değiştirmezdi. Üstüne üstlük köklü bir geçmişi vardı. Yüce Olan'ın iki kişiliği tarafından eğitilen yegane bir kişiydi. Gücünün sınırı sadece kendisine aitti. Tek bir amacı bulunmaktaydı. Dünyayı fethetmek.
Bu amaca sahip olan birisine tahta bir sandalye verilirse o sandaalye sunan kişinin çıkışına girerdi. Fakat bu durum ustası tarafından eğitilmeden önce geçerliydi. Ustası onu öyle bir çırpmıştı ki, resmen dalağında bulunan kibir bile yok oluvermişti.
''Şimdi sizinle görüşmek için sanki bir aptalmışım gibi beni ufak tuzağınızda yürütmenizi umursamıyorum. Sizin çirkin bir insan olmanızı da umursamıyorum. Restoran görevlilerinizden birisini neredeyse öldürdüğümü de umursamıyorum. Güvenlik görevlinizin yok olmasını da umursamıyorum. Fakat benim adamlarımı bana karşı çevirmenizi umursuyorum.''
dediğinde Leo'nun sesi son cümlesi ile birlikte sertleşirken üzerinde beliren gerilmiş yay motifi olan bir cübbe ile birlikte odada 12 kişi diz çökmüş bir şekilde belirdi. Hepsinin üzerinde siyah renkli cüvbbe bulunurken göğüz kısımlarının tam kalplerinin olduğu yerde gümüş renkli gerilmiş yay mtifi vardı.
''Kıta Fatihini selamlıyoruz!''
dediklerinde seslerindeki korku aşırı derecede fazlaydı.
''Siz köpekler ne zamandır bana karşı çıkmaya cüret ediyorsunuz?''
Leo sesindeki sakinlik ile birlikte ayağa kalkarken, şişko adamın yüzünden fışkıran teri umursamadan etrafında ki 12 adamına baktı. Bu kişiler Lilith'in isteğiyle eğittiği ilk kişilerdi. Hepsini gizlice eğitirken, Lilith eğitim bittikten sonra Avcıların koruma durumunu soylulara yayarak yeni bir gelir kapısı yaratmıştı.
''Eğitim odasında beni bekleyin.''
Leo sadece bir cümle söylediğinde koruma olacak kadar güçlü olan bu kişilerin yüzleri bir ölüymüş gibi bembeyaz hale gelirken, hiç biri tek bir ses bile çıkarmadan ortadan kaybolurken odada yeni bir ses duyuldu.
''E-EFE-EFENDİM! LÜT-FEN BURAYA OTURUN!''
Kekeleyen şişko bir anda ayağa fırlarken, kendisinin zar zor sığdığı taht gibi koltuğunu elleriyle gösterip kenarında beklediğinde Leo ona soğuk bir şekilde bakarak,
''Bu dünyada benim gibi beyaz gözlere sahip tek bir kişi bile olmazken, sadece bir yıl ortalıkta görünmemem ile birlikte galiba unutulmuşu gibi gözüküyor. Şimdi şişko patron bana söyle. Beni hatırlaman için sana bir anı mı bırakayım? Yoksa anıya gerek kalmadan bir daha bu durumu yaşamayacak mıyız?''
dediğinde adamın titremesi gözle görülür bir şekilde arttı.
''Hayır efendim! Kesinlikle bir daha bu restorantta böyle bir saygısızlık ile karşılaşmayacaksınız. Lütf-''
dediğinde Leo tahta sandalyeye oturduğu gibi elini kaldırdı.
''O para emeğin karşılığıdır. Şimdi şişko otur ve buraya gelme nedenimi konuşalım.''
dediğinde Leo'nun sesi sertti. Sanki tek bir karşı çıkma karşısında kötü şeyler olacağını ima eder gibi tehditvari bir hli bile vardı. Şişko koltuğuna yavaşça otururken sanki altında altın kirpi varmış gibi yerinde kıpırdanmaya başladığında Leo bunu umursamadan konuşmaya başladı.
''Yüce bir kişi bana her mesleği öğren ve cebine at demişti. Bundan dolayı bir savaşçı, okçu, demirci oldum. Fakat şimdi aşçı olmayı istiyorum. Bundan dolayıysa sizin lezzetli yemeklerinizi yediğimden dolayı o yemekleri yapan aşçılarla tanışmak istediğimi söylemeye geldim. Eğer bunu gerçekleştirirseniz 50 kırmızı altın vereceğim.''
dediği anda adamın ayağa fırlaması bir oldu. 50 kırmızı altın az bir para değildi. Hatta çok bir para bile değildi. Bu miktar 20 kuşağını bile besleyecek kadar dehşet vari bir meblaydı. Üstüne üstlük ham savurup harman savurarak harcansa bile hala yeterdi.
''EFENDİM BÖYLE BİR ÖDÜL VEREREK NE KADAR YÜCE BİR İNSAN OLDUĞUNUZU GÖSTERM,İ BULUNMAKTASINIZ. LÜTFEN SİZE YOL GÖSTERMEME İZİN VERİN! YEDİĞİNİZ YEMEKLERİ YAPAN KİŞİ EN YETKİN AŞÇIM OLAN ŞEFİMDEN BAŞKASI DEĞİLDİR!''
-------------------------------------------------------
Leo mutfaklar hakkında az biraz bilgisi olduğunu düşünürdü. Her biri tertemiz,, son derece düzenli ve disiplinli kişilerden oluşurdu. Fakat aşağıda gördüğü şey bunun tam tersiydi.
Etraf resmen kan gölüne dönmüş gibi kanla kaplıydı. Havada küfürler uçuşuyordu. Tek bir kişi eline geçirdiği her şeyi gözüne kestirdiği kişilere doğru fırlatırken, Leo'nun dahi böyle küfürler olduğundan haberi bile yoktu.
''ANASINI TAVADA BECERDİĞİM! ET ÖYLE Mİ KIZARTILIR!''
Havada uçan tava ocağın başındaki kişinin kafasına geldiği anda yükselen bir çığlık ile birlikte yere düşen kişiyi gören Leo hayrete düştü. Adam kalıplı olmasına rağmen basit bir tava ile yere düşerken, Leo gözlerini tavayı fırlatan kişiye çevirdiğinde çok daha fazla şaşkınlığa uğradı.
Bu küçük bir çocuktu!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elçi 3 (TAMAMLANDI!)
FantasyElçi 1-2'nin devam kitabıdır. Kör Büyücü, Hain Prens ve Elçi olarak bilinen Leo Clast'ın yeni evrenindeki maceraları ile karşınızdayım. Kapak Tasarımı: @MehmetAliCetin1648