''Yapman gereken şey çok basit. Şu ileride ki kayanın üzerindeki mühre dokunman.''
Leo ustasının sesi ile birlikte metre ilerisinde beliren kayanın üzerinde hiç bir şey göremese de, bu onu ilgilendirmiyordu. Onu asıl ilgilendiren şey ustasının sesindeki rahatlıktı.
''Yürüyerek mi?''
diye sorduğunda eğitimine daha başlamasa da, ustasının kesin başına bir şey getireceğinden emindi. Hatta hayatını bile bu bahse yatırabilirdi.
''Yok sürünerek? Lan sığır beni sinir etme de, yürü git işte. Ne bir canavar, insan veya yıldız yaratığı saldıracak. Yapman gereken tek şey yürümen ve mühre dokunman. Eğer bunu hemen yaparsan sana bir dilek hakkı vereceğim. Sadece 10 saniye içinde yap.''
Leo ustasının ödülünü duyduğu anda kesinlikle bu eğitimde hayatının biteceğini anlasa da, yapabileceği bir şey yoktu.
''Hay benim hayatıma...''
diye söylenmeye başlarken bir adım atmasıyla birlikte Leo aynında yere yapışıverdi. Tek bir milim bile hareket dahi edemezken, bırakın konuşmayı düşünemiyordu bile.
''Ah unutmuşum. Senin gibi başarısız şeref yoksununun bu auraya karşı koyması gerekiyor. Her bir metre de bir alemin aurası bulunuyor. Şimdiki aura Kötei Aleminin zirvesine ait. Hadi bakalım hayatta kal.''
---------------------------------------------------------------
Ölüm.
Yeni bir başlangıçtan fazlası değildir. Hiç kimse sonsuza kadar yok olmaz. Sadece bulunduğu odanın kapısından geçerek başka bir odaya girmeye benzeyen bu olayın önemli olan tarafı nasıl öldüğündür.
Bazı insanlar vardır adı dahi anılmaz. Hayatlarında en ufak bir başarıları olmayan bu kişilerin adları unutulup gider. Aynı kum denizindeki bir kum tanesi gibidirler.
Bazı kişiler vardır ki, adları lanetle adlandırılır. Hayatlarında yaptıkları her şey onların kötülüklerini simgeler. Bu kişilerin sonu genellikle utanılacak kadar kötü bir sonla biter. Ölü bedenleri teşhir edilir, ailesi yok edilir, tüm eserleri kayıplara karıştırılır.
Tarihte en önemli kişiler ise en az sayıda bulunan kişilerdir. Adları şan ve şerefle anılır. Her yaptıkları kendi milletleri için geçerlidir. En zor durumlarla başa çıkmış ve çağları kapatıp açan olayların baş aktörleri olmuşlardır. En ufak hareketlerini bile planlayan bu kişilerin yaptıkları her şeyin sonuçlarını görecek kadar büyük dehalardır.
Bir kısmı imparatordu. Eski çağlarda Roma diye anılan imparatorluğun onlarca imparatorundan sadece bir kısmı önemlidir. Romayı yok oluşa sürükleyen kişi ise Doğunun çorak topraklarından gelen ve kendi devletini kuran, çiğ et yiyen Tanrı'nın Kırbacı olarak bilinen Attila'dır.
Hannibal olarak bilinen ve kendi zamanın en büyük komutanlarından birisi olan Hannibal'ı unutmamak gerekir. Küçük ordusuyla birlikte en büyük imparatorluğu neredeyse yenecek olan dehanın kendisiydi.
Şarlman olarak bilinen İmparator ise kilise olarak adlandırılan dini merkezi kontrolü altına alan ilk imparatordur. Gücü ve zekası nedeniyle saygıyla anılır. Reformlar yapıp bulunduğu coğrafyanın kalkınmasını yapan kişinin ta kendisidir.
Onun ile aynı zamanı paylaşan ve doğuda devlet kuran Harun Reşid adlı kişi ise ilk makinayı yapan kişidir. Bildiğimiz çalar saati yaptırdığında onu Şarlman'a gönderse de, kiliseli din adamları bunun şeytan işi olduğunu düşünüp yok etmişlerdir.
Bundan sonra daha yüzlerce hatta binlerce kişi tarihte önemli kişiler haline gelecek dehalardır.
--------------------------------------------------------------
Alice rahatsız bir sandalyede otururken, önündeki masanın üzerinde bulunan kalın kitabı okurken artık sıkılmış değildi. Resmen büyülenmişti.
Yıldız Enerjisinden önceki insanlığın halini öğrenmesini babasının ustası olan Usta Kaos emretmişti ki, ilk başta hiç istemeye istemeye bunu okusa da, okudukça daha fazla meraklandığını itiraf etmeliydi.
''Bir savaşçı kılıç yolunda iyi olduğu kadar zeka yolunda da iyi olmak zorundadır. Bundan dolayı kılıcını bıraktığı anda sana verdiğim kitabı anlayacaksın! Ezberlemeyeceksin! Buna dikkat et, anlayacaksın! Her gün oku. Bitirirsen tekrar oku. Her bir kelimesini ruhuna kazı ve durumu anla. İnsanlığın ne üzerine yöneldiğini anla ve yolunu seç. Basit bir aptal mı olacaksın? Şeytan olarak mı anılacaksın? Yoksa bir Tanrı figürü gibi mi gözükmek istiyorsun?"
Ustası bunu söyledikten sonra kendisini yalnız bıraktığında Alice aklından sadece bir şeyi geçirmişti.
"Babam gibi olacağım!"
----------------------------------------------------------
Babası Alice göre ne çok iyiydi, ne de çok kötü. Tam anlamıyla karmaşık bir hali vardı. Bazen oldukça sakin ve huzurlu gözükürdü. Sinirlendiğini görmeniz imkansızdı.
Fakat bazı günler vardı ki, en ufak bir harekete bile öfkelenir ve hiç çekilmez bir insan olurdu. Bu zamanlarda annesi bile ona karışmazdı. Tam anlamıyla çift kişiliğe sahip olduğu söylenebilirdi.
Babasının bu kestirilemez kişilikleri nedeniyle herkes onun yanında sakin olmak zorundaydı. Kimse ona ters davranamaz, öfkelendiremez veya küçük göremezdi. Ejderhaları bile kontrol edebilen bir kişiyi kimse kışkırtamazdı.
İşte bundan dolayı Alice'in hayran olduğu tek kişi oydu. İşte bundan dolayı onun gibi olmak istiyordu.
"Alice."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elçi 3 (TAMAMLANDI!)
FantastikElçi 1-2'nin devam kitabıdır. Kör Büyücü, Hain Prens ve Elçi olarak bilinen Leo Clast'ın yeni evrenindeki maceraları ile karşınızdayım. Kapak Tasarımı: @MehmetAliCetin1648