Başıma giren ağrı ile yavaşça bedenimi dikleştirdim ve gözlerimi araladım. Neredeyim?
Ah...hayır! yine aynı odadayım. Ayağa kalkacağım sırada elimin sabit kalması ile elime döndüm.
LANET OLSUN! elimi kelepçelemiş sol kolumu çekip çıkarmak için tutup zorluyorum. Ama yavaşça elimin kanadığını gördüm ve durdum. Elimin kelepçeli olduğu duvara doğru sırtımı yasladım ve derin Bi nefes verdim.
" burdan çıkmam gerek!"
"Hiç bir yere gidemezsin küçük şeytan" sesin geldiği tarafa döndüm ve tam köşede duran taehyung'a değişik bir bakış attım. Sanki hem korkuyorum hemde Korkmuyorum değişik Bi his var içimde.
" beni kurban edeceksiniz!"
" seni kurban falan etmiyecez. Konuşurken neler duydun?"
Kafamı farklı Bi yere çevirdim ve gözlerimi cama sabitledim.
" seni ilgilendirmez."
Son söylediğim bu sözden sonra nasıl olduysa taehyung ışık hızında yanıma geldi ve çenemden tutup sıktı.
" bana bak küçük sürtük! Sana buraya kadar nazik davrandım. Gerçek yüzümü görmek istiyorsan sana zevkle böyle davranırım benim için sıkıntı yok. Son kez soruyorum! Bizi dinlerken tam olarak neler duydun?!"
Ağazımda birikmiş olan tükürüklerimi direk yüzüne çarptım.
" işte bunu duydum oruspu çocuğu! "
Gözleri kapalı şekilde yukarı baktı ve diğer eli yüzünü sildi.
" iyilikten anlamıyorsan bundan anlarsın o halde " dediği gibi üstümdeki t-şörtü Bi anda çekip attı. Sağ elimle göğüslerimi örtmeye çalışıyorum fakat pek yararı olmuyor.
Sağ elimi tutu ve diğer ile belimden çekip kucağına oturmamı sağladı. Yanaklarım alev alev yanıyordu. Dudaklarını boyumda gezdirirken çırpınıyordum.
" beni daha çok tariş ediyorsun bebeğim."
Çırpınmayı kestim ve yalvarmaya başladım.
" lütfen bırak...lütfen!" dudaklarını boynumdan çekti ve boş boş yüzüme baktı.
Elini kalçama getirdiğinde Bi çırpıda pantolonumuda Bi kenara attı. Hala yüzüme bakarken ağlamaya başladım. O ise kaşlarını çattı.
" lütfen yapma, lütfen... Ne istersen yaparım. "
" ne istersem mi?"
"Ne istersen... "
" o zaman ne duyduysan dökül bakalım."
" Jin hyungun bana garip bi kız dediğini duydum. Namjoon Hyung'un o kızı kurban edelim dediğini duydum ve j-hope hyung'un o kız şeytan dediğini duydum..."
" NE?! Bunları bu duydun mu kadar mı?"
Ağlayarak kafamı salladım." lütfen bana zarar verme." dedim.
Hiç bir şey demeden yataktan indi ve odadan çıkıp gitti kapıyıda kitledi.
Bacaklarımı kendime çektim ve ağlamaya devam ettim...
__________________________________
2 saat geçti ve ben ağlamaya devam ediyorum bunun sürecinde hiç kimse odaya uğramadı. Ve Durmadan aşağıdan bağırma, kırılma ve bir çok ses geliyor... her ses geldiğinde titriyorum. Nasıl bir boka bulaştım ben!? O canavarda neyin nesiydi?!
YARABBİM LÜTFEN YARDIM ET LÜTFEN...
_________________________________
Bu sefer kapım çalındı hiç cevap vermedim ve ağlamaya devam ettim. Kapı açıldığında kimin geldiğini umursamadan ağlamaya devam ettim. Bacaklarımın arasına yemek koyulması ile kafamı kaldırdım ve kapıdan çıkmak üzere olan namjoon'a baktım. " Özür Dilerim..." dediğini duydum. Fakat buna daha da sinirlendim sağ elime geçirdiğim tepsiyi duvara fırlattım ve bağırmaya başladım.
" HAYVAN MIYIM LAN BEN!? HEPİNİZİN BELASINI VERECEĞİM! BIRAKIN BENİ! BIRAKIN BENİİİİİİ!!"
hiç bir şey demeden monster odadan çıktı ve kapıyı kitledi. Olduğum yerde sinirle zıpladım ve ağlamaya devam ettim.
_____________________________
Ağlamaktan şişmiş ve kızarmış olan gözlerimi etrafta gezdirdim. Neden? Neden bunları yaşıyorum? Jungkook, jimin, suga... Onlar neredeler? neler yapıyorlar? Beni merak etmişlerdir yani öyle umuyorum...
Kelepçeli olan bileğime baktım kandan suspus olmuş ve çok acıyordu ama sanki alıştım buna...
Masanın üstünde duran boş deftere ve kaleme uzandım. Aldığımda canavarı çizmeye başladım. O canavar hayatımı kurtardı. Nerden geldi bilmiyorum ama iyi Bi canavar olduğunu düşünüyorum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Çizdiğim resmi yanıma koydum ve yastığa uzandım. Kafamın altına koydum ve ağlamaktan yorgun düşmüş olan bedenimi uykuya teslim ettim...
