⏳ Felaket ⏳

3.6K 208 36
                                    

Suga, jimin ve jungkook gittiğinde  minsunun elinden tutarak direk eve sokmuştum. Darmadağan olan Salona küçük bir bakış atıp merdivenlerden hızlıca çıkmaya başladım.

" TAEHYUNG!"

Rose arkadan seslensede pek umursamadım.

" taehyung... Neler oluyor? Nereye gidiyoruz?"

Minsuya Cevap vermeden gördüğüm kapının yanına doğru seri adımlarla  yaklaştım. Kapının kolunu açıp minsuyu elinden çekerek hızlıca odaya doğru çektim konuşmasına izin vermeden tek bir şey söyledim.

" burada kal ve ben seni aşağa çağırana kadar odadan çıkma... Anlaşıldı mı?? "


" tamam ama... Peki ned-"

Sözünü tamamlamasına izin vermeden kapıyı yüzüne kapattım.

Biliyorum onun bir suçu yok fakat tamamen bu işi çözene kadar doğruları bilmemesi gerek... Yoksa bu onun duygularını değişime sürükleyerek büyük bir yıkıma yol açabilir.

Bunu önlemenin tek yolu benim işlerime burnunu sokmayıp sabırla beklemesi.

Tabiki meraklı bir kız için bu imkansız...


Sonunda sonuncu basamağıda indiğimde. Ayakta öylece duran, kollarını göğsünde birleştirip, sırtını duvara yasayan Namjoon'un yanına doğru yaklaştım.

" diğerleri nerede?"

Bana küçük bir bakış atıp kafasını yere doğru eğdi.

Buda ne şimdi?

" hey! Cevap vermeyecek misin?"

Sorumu cevaplamadan arkasını döndü ve yürümeye başladı.

" beni takip et."

Dediğini yapıp arkasından yürümeye başladım.


Bir kaç odadan geçip demir kapının önünde durduk.

" artık öğrenmenin zamanı geldi taehyung... "

Ne demek istemediğini anlamadım ama tek bir dokunuşta demir duvarın ikiye ayrılarak başka bir yere açılmasının karşısında şoke uğradım. Ben bu eve 9 senedir gelip gidiyorum ve benim bundan hiç haberim yoktu...

" sana herşeyi anlatacağım taehyung..."

Cevap vermeden odaya doğru adımladım.

Koltuklardan birine oturarak bacak bacak üstüne attım.

" seni dinliyorum."

Karşımdaki tekli koltuğa oturup konuşmaya başladı.

" sana bu oda hakkında hiç bir şey söylemedik bunun nedeni bu oda  araştırma, tamir etme veya iyileştirme gibi bir yer. Senin için bunun pek de önemli olmayacağını düşündük. Bunu şimdi sana söyledim çünkü sen artık eskisinden daha olgunsun taehyung..."

Ne demek istiyorsun namjoon?
Kaşlarımı çatarak sordum.

" ne demek istiyorsun? "

" eskiden o aradığın kız çocuğunu unutmuş ve kız peşinde zevkine düşkün bir serseri gibi davranıyordun. Kimseye düzgünce değer vermiyor ve kullanıp atıyordun... Şimdi ise sevdiğin insanı bulmuş ve onun yaşaması için kendini veda edecek kadar çömert biri oldun. Değiştin kim taehyung... "


Gerçekten bu kadar adi ve ucuz birisi miydim ben?

" ve değişmenin karşılığında sana bir sürpriz yapacaktım. Ama herşey bok çukuruna döndü. Uygun bir zaman değil fakat eninde sonunda vereceğim zaten... Al bakalım. "

Cebinden çıkardığı zarfı bana doğru uzattı. Yavaşça uzanıp parmaklarım arasına aldım. Zarfın şeklini bozmadan açtım ve beyaz kağıtta yazan kelimeleri okumaya başladım.



Sevgili taehyung'a...

Taehyung... Yazmam gereken şeylere hangi kelimelerle başlasam bilemiyorum fakat direk konuya girmek istiyorum. Bana ve diğer dostlarıma yaptığın iyilikler karşısında senin asistanın olmaya karar vereli yaklaşık 9 yıl oldu... Bunun adına çok mutluyum. Çünkü büyük değişimini izlemek kendime karşı bazı kararlar almamı sağladı. Sana aldığım hediyeyi bir teşekkür olarak kabul et...

Unutma seni seviyoruz uzaylı...

Sevgilerle; ° kim namjoon°



Mektubun içinde ağırlık olduğunu hissettiğimde parmaklarımı içine sokarak demir anahtarlığı aldım.


" yok artık..."


" hayırlı olsun kardeşim..."

Ayağa kalkıp kollarını iki yana açıp sarılmayı bekleyen namjoon'a gülümseyip hızlıca ayağa kalkarak sarıldım... biraz da sırtını patpatladım. Sarılmayı sonlandırarak konuştu.

" mektubun arkasında evin adresi yazıyor ve cebine dışarıdaki siyah arabanın anahtarını attım bile. "

" teşekkür ederim namjoon... "


Bana gülümsediğinde gerçekten çok mutlu olmuştum... İlk kez birisi benim için özel bir şey almıştı.

" hadi artık minsu ile yeni evinize gidin. Bende Bi sakinlik göreyim artık."

" tamam tamam gidiyoruz. Kendinize dikkat edin tamamı? "

Kafasını salarak gülümsediğinde çıkışa doğru adımladım.

Yukarıda odada bekleyen minsuya aşağıya inmesini bağırarak söyleyip bekledim.

Koşarak merdivenlerden inip zıplayarak bana sarıldı.

" bir daha beni lütfen yanlız bırakma."

Kollarımı beline dolayarak gülümsedim.

" Özür Dilerim güzelim... bir daha olmayacak."


Kollarını ensemden çekip gülümsedi.


Elinden tutarak koşarak evden dışarı çıkardım. Gördüğüm siyah arabaya doğru koşmaya devam edip Bi yandan da minsu ya söylendim.

" nereye gittiğimizi merak ediyorsun değil mi güzelim? "


" evet. "


" kendi evimize gidiyoruz bebeğim..."

____________________________________

Kollarımda  uyuyan minsuya son kez baktığımda yavaşça yatağa yatırmıştım.

5 saat boyunca durmaksızın yol almıştık. Yorgun düşmüş olmalı... Benim gibi.


Gözlerimi kapatmamaya çalışarak minsunun üstünü örtüp odadan ayıldım. Mutfağa doğru adımlarken camdan gördüğüm şeyler korkutmadı değil. Uzun zamandan sonra İlk kez böyle bir şey görüyorum.

" büyük ihtimalle dünya artık son Haileyi'de yok etmek istiyor. Fakat onu yok etmesi için ilk önce beni geçmesi gerekiyor..."












Hatalarım olduysa özür dilerim... Geç bölüm attığım içinde gerçekten kusura bakmayın. Sizce diğer bölümde neler olacak? Diğer bölüm için 15 vote 15 de yorum istiyorum... Sizi seviyorum kendinize iyi bakın ❤❤❤


👿+ŞEYTANSIN+👿Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin