Son bir dokunuş yaparak bahçeden aldığım pembesi rengi olan çiçeği küçük bir vazoya koyup tepside nasıl durduğuna baktım.
Aslında duruşu veya görünüşü önemli değil...
Önemli olan onun beğenip beğenmeyeceği. Bir kez daha koklayıp gülümsedim. Çok hoş ve sade kokusu vardı... Aynı minsu gibi.
Fakat çicekler güçlü değildir. Su onlara iyi gelir. aynı zamanda toprakta, fakat... İkisini de gereğinden fazla koyarsan çiçek dayanamaz ve solar. Yaprakları dökülür, halsizleşir ve yavaş yavaş ölür...
Minsu öyle değil... O, ayakta kalmak için bütün açılmayacak yaralarını görmezden gelmiş Bir kız. Hiç bir kız yapamayacağı bir şeyin arkasından koşmak istemez. Fakat o bunu yapmak istiyor, başarmak...
Açmayacak bir çiçeği içinde büyütmeye çalışıyor.
İmkansızı, imkan etmeyi...
Derin bir nefes vererek tepsiyi elime aldım ve yavaş adımlarla odaya adımladım. Hafif Aralık olan kapıyı omuzumla tamamen açıp yatakta uyuyan güzele yaklaştım.
Tepsiyi sehpayanın üstüne bırakıp bana dönük olan yüzünü ellerim arasına aldım.
" bebeğim, güzelim hadi uyan. Kahvaltı yaptım bak sana..."
Sözümün sonunda görmese bile gülümsedim. Homurdanarak arkasını döndüğünde baya Bi afalladım. Tekrar uyanması için sarsacaktım ki, kıçıyla attığı o sert derbe ile kendimi yerde buldum.
HA!? Beni yere mi itti o!
Emin olmak için Gözlerimi yerde gezdirip Homurdanarak söylendim.
" Valla da yere itmiş."
Kahkaha sesi gelince o sesin tek bir kişiden gelebileceğini var sayarak, yere iten arsız kıza doğru çevirdim yüzümü.
" N-Nasıl düştün ahaha a-ama."
Kaşlarımı çatarak sert bir uyarı verdiğimde gülmeyi keserek dudaklarının üstüne sahte fermuar çekmişti.
" yemeğini de kendin ye o halde."
Ayağa kalkıp belimi kütlettiğim sırada konuşmuştum. Ağazımdan öküz gibi bir kükreme çıktığında o fısıltıyı duymuştum.
" öküz..."
Kare gülümsemi sunarak söylendim.
" teşekkürler, süpürgesiz cadı."
Kaşlarını çattığında kıkırdadım.
" ölmek mi istiyorsun? "
Kahkahalarım odayı doldururken kaşlarını daha da çatmıştı.
" sen daha gücünü kontörl edemiyorsun bile... Bu neyin artistl-"
Elini bedenime doğru tutup kendince söylendiğinde havalandığımı hissettim.
SİKTİR BE!
hafif yükselmiş bir şekilde havada asılı kalırken minsunun parmakları arasında kırmızımsı bir sis dolaştığını fark ettim. O cidden... Gücünü kontörl edebiliyor.
" Sahte anıların sana güç kazandırdı değil mi? "
" öyleyse ne olmuş? Seni bu güçle bir hiçe çevire bilirim..."
" tabi ben seni yok etmeden önce, belki."
Arkadaşlar diğer bölüm için 30 oy ve 50 yorum istiyorum...
Sizi seviyorum öpüldünüz. 💜😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
👿+ŞEYTANSIN+👿
FanfictionYa sen nasıl bir şeysin? yaralarımı iyileştirmek isterken daha da derinleştiriyorsun! Bunu bana yapma, KİM TAEHYUNG...