Üzgünüm :( Uzun zamandır yeni bölüm koyamadım. İlham yanıma uğramayı kesmişti. Uzun zamandır bu bölümü nasıl şekillendireceğimi düşünüyorum. Bu bölümü de aceleyle yazdım. Sizi daha fazla bekletmemek için. Uzun bir bölüm yazmayı planlıyordum. Yaklaşık on sayfa gibi. Ama sizi daha fazla bekletmek istemediğim için çok uzun yazamadım. Umarım beğenirsiniz.
!!!NOT: YORUM YAPIN.
MEDIA: ARDA
Vazgeçebilirdim. Şimdi, şu anda hemen geri dönüp, evimin yolunu tutabilir ve bir daha bu konuyu açmayabilirdim. Evime gidip, kitap okuyabilir ve sonrasında yorganımın altında hayallere dalabilirdim. Bütün bu karmaşadan uzak durabilirdim. Vazgeçebilirdim.
Ama yapmadım. Yapamadım.
Bütün hayatım karmaşadan ibaretken, nasıl uzak durabilirdim?
Hala Aras'ın evinin önünde öylece dikiliyordum. Ne yapacağımı, ne diyeceğimi düşünüyordum fakat hiçbir kelime uğramıyordu zihnime. Eğer bu kapının ardına geçeceksem, doğaçlama yapmam gerekiyordu. Merak ediyordum. Anlatacak mıydı? Yoksa beni evinden kovacak mıydı?
Birinci durumu umarak çaldım kapıyı. Elim daha aşağı inmeden açıldı kapı ve karşıma yine, buraya en son geldiğimde karşılaştığım hizmetçi çıktı. Beni gördüğünde hoşnutsuz bir yüz ifadesi takındı. Benden hoşlanmadığı kesindi.
"Kime bakmıştınız?"
"Bunu anlayacak kadar zeki olduğunuzu sanıyorum." Kelimelerim kadının yüzünü yakıp kızartırken, kafasını salladı.
"Haber vermem gerek." dedi.
"Zaten geleceğimi biliyor."
"Size neden inanayım?" Öfkenin içimde köpürmeye başladığını hissettim.
"Size bir şey söyleyeyim bayan. Onunla sadece konuşmak için geldim, öldürmeye değil. Bu kadar abartmanıza gerek yok. Şimdi, sizi yine itip geçeyim mi? Yoksa siz çekilecek misiniz?" Kararlılıkla konuşurken onu seyrediyordum.
"Madem kendinizden bu kadar eminsiniz, ona haber vermem sizin için bir sıkıntı oluşturmamalı." Kadın sanki dediklerimi duymamış gibi hala tekrarlıyordu. Kesinlikle benden haz etmiyordu.
Nefesimi sıkıntıyla dışarıya verdim ve kafamı salladım. "Hızlı ol." Çünkü her an vazgeçebilirim.
Kadın arkasını yavaşça döndü ve aynı şekilde yürümeye başladı. Öfkenin içimdeki derecesi yükselirken sakin kalabileceğimi sanmıyordum. Bu kadın kaç yaşındaydı? Çocuk gibi davranıyordu.
Hışımla içeri girdim ve daha merdivenlere ulaşamayan kadının yanından geçtim.
"Ne yaptığınızı..."
"Size hızlı olmanızı söylediğimi hatırlıyorum. Dediğim dedik bir insan olduğumu bundan sonra unutmazsınız." Ve hızlı adımlarla merdivenlerden çıkmaya başladım. Arkama baktığımda kadının pes edip arkamdan gelmediğini fark ettim. Böylesi daha iyi.
Merdivenleri bitirdiğimde başım dönüyordu. Neden? Gerçeklerden korktuğum için mi? Peki gerçekler neydi? Bilmediğim bir şeyden nasıl korkabilirdim? Bu, karanlık bir odanın ucunda canavar olduğunu düşünüp, korkmak gibi bir şey değil miydi?
Sorular çok fazlaydı ve zihnimi bulandırıyordu. Yavaşça yürümeye başladım koridorun sonuna. Kapıyı yine açık bırakmıştı. Bilinçli bir şey miydi bu, yoksa büsbütün bir alışkanlık mı?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELA
Teen FictionZaman değil midir iki dostu birbirinden ayıran? Aynı zamanda iki düşmanı birbirine bağlayan? Aras, kendisinden daha güçsüz olduğunu düşündüğü Güneş'in karşısında her zamankinden çok, kendinden emin dururken gelecekte onun karşısında bu duruşunun d...