3 - Forbidden

10.2K 327 234
                                    

Medyada karakterlerimiz var.

Bölüm Şarkısı: Billie Ellish feat Khalid - Lovely

Forbidden*

Yasak anlamına geliyor (İngilizce)

Hepinize iyi okumalar.

☯️☯️☯️

On altı yıllık yaşamım boyunca, asla insanlardan umudumu kesmemiştim. Hep içlerindeki iyi tarafı aramıştım. Hepsinin içinde ideal bir insan olduğunu varsaymıştım.

Açığa çıkarmak hep zordu belki ama yılmamış ve içimdeki saf Pollyanna'yı diri tutmuştum.

Bunun en bariz örneği babamdı. Yıllarca durmadan bana kötü davranmasına rağmen onun içinde hala gülümsemesi ve elleri sıcak olan babam olduğunu düşünmüştüm. En ufak bir belirti görmek için her şeye göz yummuştum.

Bir bakış, bir gülüş... Her ne olursa.

Ama işlerin öyle gitmediğini tam iki gün önce fark etmiştim. Tüm yaşadıklarımı özeten kustuğumda kızgın demirden farksız tokadıyla cevap verince dank etmişti.

Bu adamın babam olmadığını anlamam belki yıllar sürmüştü ama artık bildiğim bir şey varsa o adam kesinlikle babam olamazdı. Gözlerini nefret ve öfke bürümüş bir adam vardı. Sadece kendini düşünen ve ben hariç herkesi seven.

Ben ona annemi hatırlatıyordum. Onu tek kelime etmeden terk eden annemi. Babamın onu çok sevmesine rağmen onu terkeden annemi.

Annemi.

Bana her baktığında şüphesiz ki annemi görüyordu. Annemin sesini duyuyordu. Ama anlıyordu ki ben o değilim. Onun kopyasıyım ama o değilim. Bu düşünce onu çıldırtıyordu belki de.

Yine de her şeye rağmen babamı hep sevdiğimi ve ondan asla nefret edemediğimi düşünüyordum iki gün öncesine kadar. Sonra perde gözlerimden kalkmıştı. Bana asla değer vermeyeceğini anladığım anda yıllardır içinde olduğum transtan çıkıp silkelenmiştim.

Babam, benim şeytanımdı.

Hemen yanımdaki Zoe'den olabildiğince uzaklaşıp sırt çantamın iplerini çekiştirdim. Yeni şehrin getirdiği yeni okul tam karşımdaydı.

Babam ve Grace'in ısrarları sayesinde Zoe ile aynı sınıftaydık. Benden bir yaş küçük olmasına rağmen erken başladığı için bu böyle olacaktı.

Babam ile yaşadığım tartışmanın üzerinden iki gün geçmişti. O iki gün boyunca Eva ve Nick ile sık sık konuşmuş hatta görüntülü konferans yapmıştım. Bana destek çıkmış ve yalnız olmadığımı vurgulamışlardı. Onların bunu söyleyemediği anlarda bile zaten yanımda olduklarını hissediyordum.

Dünyanın öteki ucuna gitsem yine böyle hissederdim.

Zoe'nin adımı seslenmesi ile düşüncelerimden kurtuldum. "Hadi girelim artık." Başımla onaylayıp okula doğru ilerledim. Zoe de hemen yanımda yürüyor ve bir yandan benim gibi okulu inceliyordu. Geniş ve güzel bahçesi olduğu için mutluydum.

Aklıma Nick ve Eva ile yaşadığım okul anıları gelirken derin bir nefes alıp anıları savuşturdum. Böyle yaparsam çok geçmeden delirebilirdim.

Birkaç park edilmiş spor araba dikkatimi çekti. Bournemouth'daki okulumda genelde daha düşük bütçeli aileler olduğu için böyle arabalar olmazdı. Ama Londra'daydık ve yaşadığımız kesim genel olarak yüksek bütçeli olmalıydı.

"Biliyorum bu durumdan pek hoşnut değilsin ama, soranlara ne diyeceğiz? Karde-" sözünü hızla kestim. O kelimeyi kullanmasını istemiyordum. "Tanıdık deriz. Arkadaş deriz. Ya da herhangi başka şeyler." Dudağını dişledi ve kafasını olumlu anlamda salladı.

Knee Socks | Daddy Issues Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin