19 - Family

3.6K 190 456
                                    

Bölüm Şarkısı: Harry Styles - Lights Up

Family*
İngilizce'de aile anlamına geliyor.

Şarkı feci derecede bağımlılık yapmış durumda. Bu sebeple sizi melodinin mükemmelliğine teslim edip iyi okumalar diliyorum.

☯️☯️☯️

İlahi Bakış Açısından...

Gri Londra göğüne bulanan odasından saatlerdir ayrılmayan genç adam, çalma listesinin melankolik akışına kendini teslim etmiş, boğucu, kasvetli ve bir o kadar da bulutların üzerinde hissettiren eşsiz hisleriyle cebelleşiyordu.

Etrafını saran bu duyguya ne ad verildiğini düşünüyor, bir türlü çıkış yolu bulamıyordu. Bir parçası eksikti sanki. Bir şeyler tamamlanmamış gibiydi. O parça şimdi kendisinden kilometrelerce uzak olmasa böyle hissetmeyeceğinden öylesine emindi ki; bu hissiyat odadaki somut bir cisimmiş gibi görülebiliyordu.

Köşeleri olan, elle tutulan, rengi açıkça seçilebilen, hatları belli bir cisim. Bir duygu. Özlem.

Genç adam özlüyordu.

Hem de daha önce hiç özlemediği kadar.

Bir yandan da pişmandı. Yaptıkları için, sözleri için, tavrı için bin pişman halde oturmaktan başka elinden hiçbir şey gelmiyordu. Kilometreler aşıp ona, kalbini böyle hızlı attıran, zihnini uçuran, bedenine hayat üfleyen küçüğüne ulaşmak ve özür dilemek için deliriyordu. Öyle ki; kanı damarlarında çılgınlar gibi dolanırken koşmak için yanan zerrelerini zaptetmek imkansızdı.

Elinde ona dair neler vardı?

Birkaç fotoğraf, birkaç anı ve ağlarken çıkan o titrek sesin genç adamın kulaklarında kalan yankısı. Onu ağlatan da bizzat kendisi olmasa belki bir nebze daha iyi hissederdi. Ama hayır, ağlayan küçüğünün yaşları her ihtimalde genç adamı yerle bir ediyordu.

"Ben bir aptalım. Kocaman bir aptal." Diye mırıldandı. Perdeleri çektiği için içeri giremeyen soluk gün ışığı daha da kasvet katmıştı odaya. Pişmanlıkları, gri ışığın dans ettiği duvarlara bir bir dizilirken tek söyleyebildiği buydu.

Bir aptal olduğu.

Onu kendinden korumak istemişti. Ama bunu yaparken kalbini binlerce parçaya ayırmak değildi hedefi. Arabada büzülüp ona kendisine vurmaması için yalvaran küçük kızın yaşadıklarını anlamasına rağmen nasıl, nasıl öylece sert davranıp reddedebilmişti? Ona bunları yaşatan babasını nefret içinde boğmak isteğiyle yanıp tutuşurken nasıl ona bu acıları ve hayal kırıklığını vermişti?

Kafasını duvardan duvara vurmamak için sandalyenin kollarını sıktı.

Şimdi o Amerika'da tatil yaparken, mutluyken, rahatlarken; genç adam yasında boğuluyordu. "Küçüğüm." Dedi kendi kendine. "Beni affet." Diye devam etti. Chris'in hisleri zaten genç adamı kıskançlık krizlerine sokarken şimdi bir de küçük kızıyla paylaştığı fotoğraf sinirlerini altüst etmişti.

Tatilden dönen ufaklığının hafif tebessümüyle renklenen fotoğrafın içine dalıp küçük yüzünü avuçları arasına almak istemişti. Çaresiz bir istekti bu.

Knee Socks | Daddy Issues Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin