Bölüm Şarkısı: Metallica - Nothing Else Matters
Şarkının sözlerinin nedensizce bu bölüme hatta hikayeye uyacağını düşündüm. Umarım beğenirsiniz.
Truth*
İngilizce'de gerçek anlamına geliyor.
Medyada Robert ve Chris var.
İyi okumalar.
☯️☯️☯️
İlahi Bakış Açısından...
Genç adam, bankadaki işini halleder etmez cam kırıkları gibi tenine batan soğuk havayı umursamadan dışarı çıkmış, kimsenin olmadığı sokakta yürümeye başlamıştı. Yorgun zihnindeki tek düşünce eve bir an önce varıp dinlenmekti.
Hızlı hızlı yürüyüp sokağın köşesini aniden döndüğünde çarpıştığı beden ile elleri otomatik olarak karşısındaki ufak varlığın kollarını tutmuştu. Bu tutuş, küçük kızın düşmesini büyük ölçüde engellemişti.
Göğsündeki küçük ellerin baskısını hissettiğinde kafasını yavaşça aşağı çevirip çocuğa baktı.
Ne var ki; darmadağın olmuş kıvırcık saçları, ıslanmış yüzünü ve biri kızarmış yanağını gizleyememişti. Üzerindeki pijamaların ve ince hırkanın da onu sert soğuktan koruyamadığı apaçık ortadaydı. Korku ve şaşkınlık karışımındaki gözleri genç adamın yüzünü tararken genç adamın kaşları arasındaki çizgi, küçük kızın neden onu incelediğini merak eder gibi derinleşmişti.
Yaşı kaç acaba, diye düşündü genç adam. Bu saatte neden bu halde sokakta, neden ağlamış, neden yanağında kırmızı, büyük bir iz var? Üşüyor mudur, diye düşündü bu sefer de. Üzerindeki montu çıkarıp ufak varlığın sırtına bırakmak ve sokaktan sadece çekip gitmek arasındaki ince köprünün tam ortasındaydı.
Küçük kız ani bir hareketle ellerini genç adamın göğsünden çekince adamın elleri de otomatik olarak iki yanına düşmüştü. Dudaklarını konuşmak için araladığında genç adamın içinde hiç bilmediği bir his peyda olmuştu.
Adını koyamıyor, bu duygunun onu her saniye küçük kız hakkında daha çok şey öğrenme arzusuna itmesine izin veriyordu.
"B-ben özür dilerim." İnce ve titrek sesi kulaklarına gizemli bir melodi gibi çalındığında sokak lambasının zorlukla aydınlattığı yüzü kasıldı. Kafasını küçük kıza doğru yavaşça eğip onu bir daha görüp görmeyeceğini bilmeden yüzünü ezberlemeye çalışırken şakaklarına saplanan acının sebebinin sadece yorgunluk olmadığını biliyordu.
"Dikkat et, ufaklık." Ona iyice eğildiğinden emin olduktan sonra sarfettiği sözler küçük kızın bir put misali hareketsiz kalmasına sebebiyet vermişti. Soğuğun ve adrenalinin etkisiyle hafifçe titreten ufak bedenini orada bırakıp gidecek olması herhangi bir şey ifade etmiyordu. Çünkü genç adamın içinden bir ses onu tekrar göreceğini söylüyordu. Ve içindeki sesler genç adamı hiçbir zaman yanıltmamıştı.
Bu kez de yanıltmadığı gibi.
Onu yalnızca birkaç gün sonra markette görmüştü. Kız kardeşi Rachel, onun adını seslenerek ufaklığa doğru ilerlerken uzaktan onu gören genç adam, daha ilk saniyede onu tanımıştı. Sayfalarca betimlenebilecek kadar ilginç olan kıvırcık saçlarını görür görmez onun birkaç gece önce çarptığı küçük kız olduğunu anlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Knee Socks | Daddy Issues
Chick-LitO mükemmeldi. Hayran olunasıydı. Gözleri, saçları, sesi, bedeni, yüzü... O tamamiyle kusursuzdu. Benden yaşlarca büyük olsa da içimdeki hayranlığı engelleyemiyordum. Umrunda bile değildim. Küçük bir kız çocuğunu kim severdi ki? Ama ben ona deli gibi...
