Benim ellerim heyecandan titrerken Eun Ji ise rahat bir şekilde konuşmaya başladı. "Bak Yeon Seo, rahat ol tamam mı? Sakın kekeleyeyim deme yoksa döverim seni. Çocuğun yanında her zaman nasılsan öyle ol."
Kaşlarımı çatarak ona baktım. Ne saçmalıyordu bu böyle? Jungkook'un yanında nasıl rahat olmamı bekliyordu ki? Bu istediği şey tamamen imkansızdı. Boşa dediğini gayet iyi bilmesine rağmen beni uyarıyordu canımın içi. Düşünceli arkadaşım benim.
"Onun yanında benim rahat olmamı nasıl bekliyorsun anlamıyorum doğrusu?"
Ellerini cebine koyup bana yan bir bakış attı. "Haklısın, senin Jungkook'un yanında rahat davranmak imkansız bişey. Neyse sen birkaç tane soru çözde kendine gel."
Hemen kafamı sallayıp sırama oturdum. Evet soru çözmek kendime getirirdi beni şimdi. Beni sakinleştiren tek şey buydu zaten. Şu hayatta test kitabı denen o kutsal şey olmasa ne yapardım tahmin bile edemiyorum.
Çözdüğüm onuncu sorudan sonra Eun Ji kolumdan tutup kaldırdı beni. "Hadi git Yeon Seo, Jungkook bekliyordur şimdi seni."
Kafamı onaylamaz bir şekilde iki yana salladım. Şuna gitmesin hiç sırası değildi. "Olmaz Eun Ji, olmaz. Daha sakinleşmedim ben birkaç tane daha soru çözmem lazım benim."
Bana sen şaka mısın der gibi bakıp konuşmaya başladı. "Kızım sen salak mısın ya? Çocuk bekliyordur seni şimdi. Bekletme onu."
Test kitabıma hüzünlü bakışlar attıktan sonra gözlerimi Eun Ji ye çevirdim. Üzgünüm en sevdiğim matematik soruları, üzgünüm daha geçen gün hevesle soru çözmek için aldığım kalemim.
"Gidiyorum ben o zaman."
"Git Yeon Seo."
Elimle kapıyı gösterdim. "Bak gidiyorum ha."
Sabır diler gibi kafasını yukarı kaldırıp elleri yardımı ile saçını geriye attı. "Git Yeon Seo. Eğer sen gitmezsen ben seni şimdi çok güzel göndereceğim."
Ellerimi havaya kaldırıp sakinleşmesini gösterdim ve adımlarımı sınıfın kapısına yönlendirdim. Eun Ji'nin kızgın bakışlarına maruz kalarak sınıftan çıktıktan sonra önüme dönüp yavaşça merdivenlerden inmeye başladım.
Heyecandan gebereceğim resmen.
Derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştıktan sonra yavaşça merdivenlerden inmeye devam ettim. Yemin ediyorum merdivenden inerken heyecandan bayılacağım diye çok korkuyordum. Ya da daha kösütü kalbimin gereğinden fazla hızlı atıp patlaması falan? Bence kesinlikle olabilirdi.
En sonunda sağ salim birinci kata geldiğimde adımlarımı zemin kata inen merdivene yönlendirdim.
Tanrım sen bana yardım et.
Merdivenden indiğimde Jungkook u dün gördüğüm yerde gördüm. Yine öylece oturuyordu.
Yavaş adımlarla yanına gidip çekinerek yere oturdum. Bir hareketlilik hissetmiş olacak ki hemen kafasını kaldırıp etrafına bakmaya başladı. Beni görünce bir süre yüzüme baktı daha sonrada gülümseyerek konuşmaya başladı.
"Nerde kaldın ya Yeon Seo? Gelmeyeceksin zannetmiştim."
Ellerimle heyecanımı bastırmak için okul formamın eteğiyle oynamaya başladım. "Afedersin Jungkook bir işim vardı da o yüzden geç kaldım. Üzgünüm."
Gülümseyerek kafasını iki yana salladı. "Sorun yok. İnsanlık hali sonuçta."
O bana gülümserken bense kalp atışlarımı yavaşlatmaya çalışıyordum. Zalım şey bir türlü yavaşlamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Yardım Eder Misin? || jjk
Fanfiction"Sevdiğim kızı elde edebilmeme yardım eder misin Yeon Seo?" ©bloodbom